Belki de insanlık kadar eski bir soru bu...
Eski mezar yazılarından, antik dönem buluntularından anlıyoruz ki;
binlerce yıl önceki insanlar bile “Ne olacak bu memleketin hali” diye
yakınıyormuş...
Sıra, şimdiki kuşakta. ‘21. Yüzyıl Türkiyesi’nde yaşayanlarda. Şimdi
bizler “Memleketin çivisi çıktı” diye dertleniyoruz. Peki, bu nasıl
anlaşılır? Ne gibi koşullar gerektirir? İşte size bir kılavuz:
*“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir dönem kadrosunu tasfiye” olarak
yorumlanan Balyoz Davası’nda, Yüksek Mahkeme “Eylem ya da teşebbüs yok
ama niyet var” diye karara vardıysa… Yani, NİYET cezalandırılmışsa...
*Hukukun temeli sayılan ‘usul’ hükümleri çiğnenmiş ama bu hatalar göz
ardı edilmiş, savunma hakkının verilmemesine göz yumulmuşsa…
*Kısaca ADALET sakatlanmışsa...
*Yıllarca başörtüsü üzerinden mağduriyet devşiren iktidar, tam da çifte
seçim öncesi (sadece bir genelgeyle) harekete geçmiş ve neredeyse
‘türban seferberliği’ ilan edilmişse...
*Öte yandan, iktidar partisi dekolte avına çıkmışsa... TV sunucusu,
dekolte yüzünden işinden olduysa... Bu arada, Devlet Tiyatroları Genel
Müdürü Adana Tiyatrosu’ndaki ‘Fadik Kız’ oyununu, gidip gösterim öncesi
izlemiş yani “denetlemiş” ise... Ve denetim sonucunda, kadın oyuncunun
‘tayt’ giymesini yasaklayıp ‘müstehcen’ bulduğu sözcükleri
değiştirttiyse…
*Cumhuriyet’in önce ‘maddi varlığı’ özelleştirme adına satılıp, daha
sonra ‘manevi varlığı’ teker teker hayatımızdan çıkartılıyorsa...
*Başbakan Erdoğan, ‘Andımız’ tartışması üzerine “Biz çocuklara format
atmayacağız” derken, yüzlerce çocuk bir meydanda toplu namaz için bir
araya getirilmişse...
*Radikal Dinci terör grubu El Nusra topraklarımızda cirit atarken,
Gezi’de deniz gözlüğüyle ‘ele geçirilen’ gençler ‘terör’den
yargılanacaksa…
*Paketten Aleviler’e (şaka gibi) bir üniversite adı çıkarken, Erdoğan’a
yakın isimlerden bir AKP milletvekili “Cemevleri terör yuvası oldu”
diyorsa...
*Yandaş medya ve Erdoğan ‘Büyüyen Türkiye’ masalları anlatırken,
ekonomiyi ayakta tutan ‘kredi kartı desteği’ için kötü haberler gelmeye
başlamışsa... Taksitlere ciddi kısıtlamalar getirecek düzenlemeler
hazırlanıyorsa...
*Fazıl Say gibi, uluslararası düzeyde bir sanatçımız, Ömer Hayyam’dan
alınma bir sözü bir başkasından alıp ‘retweet’ etti diye hapis cezası
almışsa... Öte yandan; örneğin Eskişehir Valisi’nin ‘oğlum’ diye lafa
başlayıp tehdit ettiği gazeteci için Twitter’da hakaret bombardımanına
göz yumuluyorsa...
Memleketin çivisi ya çıkmıştır... ya da çıkmak üzeredir. Kafanızı koruyun. Aklınıza da mukayyet olun!
MEDYANIN GÖR(E)MEDİĞİ!
Ne kadar yoğun çalıştıklarını biliyorum ama, kusura bakmasınlar, yine
de gazetemi eleştireceğim. BDP Eşbaşkanı Demirtaş, birkaç gün önce
Diyarbakır’da bir basın toplantısı yaptı. Çok önemli şeyler söyledi. Pek
çok gazete açıklamasını görmedi. Gazetem de ‘asıl meseleyi’ atladı ve
kısaca içerde verdi.
Peki, neydi o önemli şeyler?
Her şeyden önce şu: Demirtaş, “ANADİLDE EĞİTİM SORUNUNU KENDİMİZ ÇÖZERİZ” dedi.
Hatırlıyorsunuzdur; demokratikleşme süsü verilmiş paket ‘özel okullarda
Kürtçe eğitim’ yolunu açmıştı. Ve bunun, BDP / PKK / KANDİL cephesindeki
‘anadilde eğitim şartı’nı karşılayıp karşılamayacağı tartışılmıştı.
Demirtaş, açıklamasında işte buna değindi. Konuyu, kendi açılarından son
derece net biçimde özetledi: “Mücadeleye devam edeceğiz. Kendi
bölgemizde okullar açacağız, ders kitapları basacağız ve anadilde
eğitimi çözeceğiz.”
Başbakan’ın açıkladığı pakete bakınca, buna bir engel var mı? Hayır!
Yani BDP, ister herhangi bir vakıf üzerinden, ister kişiler üzerinden
özel okullar açabilir mi? Evet! O okullarda Kürtçe eğitim verilebilir
mi? Evet! ‘Demokratikleşme Paketi’nde böyle bir ‘hak’tan söz edildiğine
göre; devlet Kürtçe eğitim verecek öğretmen temin etmek zorunda mı?
Evet!
ÖZERKLİK İLANI GİBİ!
Demirtaş’ın şu sözleri de kayda geçmeli:
“Biz anamızdan taksitle mi doğduk da, haklarımızı taksit taksit
veriyorsun. Ana dilde eğitime karşı olan yok. Kim karşı? Çünkü, elde
rehin olarak tutulmak isteniyor Kürtlerin hakları. Sen kimsin ki, sadaka
dağıtıyor gibi hak dağıtıyorsun! Şimdi de kendisine niye minnet
duymuyoruz diye çıkışıyor. Sen müzakere anlayışını bile kabul etmeyen
bir başbakan olarak, muhatabından nasıl destek beklersin!”
İşte bu sözler ve asıl olarak da Kürtçe eğitim konusundaki çıkışı,
kallavi bir manşeti hak ediyordu doğrusu! Çünkü; bir yandan bu konu...
Diğer yandan ‘öz savunma gücü’ oluşturma çabasından şehitliklere...
Kürtler, Demirtaş’ın söylediği gibi ‘kendi işlerini halletmeye’ başlamış
gibi… Bunun adına da, ‘özerklik’ deniyor sanki!
YENİ TÜRKİYE ‘KURBANI’
‘Böyle’ bir şöhreti hayal etmiyordu herhalde… Ama, AKP Genel Başkan
Yardımcısı Hüseyin Çelik’in, dekoltesi yüzünden söyledikleri.,. Ve hemen
ardından işine son verilmesi.,. Gözde Kansu’yu hem Türkiye’nin
gündeminde ilk sıralara yerleştirdi hem de Huffington Post’tan İngiliz
Daily Mail’e kadar yabancı medyayı meşgul etti.
Ayşe Arman, yine yaptığı yapacağını; Gözde’yi ilk konuşturan gazeteci
oldu. O röportajla, Çelik’in sözleri öncesinde hiçbir sorun
yaşanmadığını ve hatta bant çekimin ATV yönetimi tarafından izlenip
onaylandığını öğrendik.
Her ne kadar ATV, “Biz onun performansından zaten memnun değildik” dese
de, durumu kurtaramadı. Hem televizyon kanalı hem de AKP Genel Başkan
Yardımcısı Çelik, Yeni Türkiye’nin yeni kodlarını ele verdi…
“BUGÜN NE GİYSEM HATTI”
Bu arada; elbette konu, içeriği itibariyle politik magazin malzemesi
olmaktan kurtulamadı. Hele MHP’nin konuşkan Grup Başkanvekili Oktay
Vural’ın diline düşünce!..
Oktay Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında bu tartışmaya da
değindi. Hem alay etti, hem de meselenin ‘özüne’ dikkat çekti:
“Hüseyin Çelik, hep yarışma programları izliyor. Kılık kıyafet denetimi
yapıyor. Hem izliyor hem de böyle bir şey izletilir mi diyor? Ben de
diyorum ki; bir hat kurulsun, bugün ne giysem, hattı olsun. Fotoğraflar
Hüseyin Çelik e gönderilsin. Çelik onaylasın, siz de bu konuda adım
atarsınız. Ama zihniyet olarak bakıldığı zaman, bu konunun siyaseten
böylesine gündeme getirilmesi ve adım atılması bile, medya üzerinde
nasıl etkili olunduğunu ortaya koymaktadır.”
AFORİZ-MAN
İnsan inançsız yaşayabilir. Ama adaletsiz asla…- Sinan ARSLAN