“Bugün Pazar, hadi biraz da eğlenelim” yazısı değil bu! Dolayısıyla,
başlık da ‘Pazar Neşesi’ niyetine atılmadı. Ayrıca, birazdan
okuyacaksınız; zorlama bir bakış da sayılmaz.
Çünkü...
Çünkü; son haftalarda -belki aylarda- ekonominin yüksek bürokratları ve
hatta bazı bakanlar bu soruyu soruyor: “Hangisi daha büyük risk: Cari
Açık mı, yoksa Yiğit Bulut’un Ekonomi Başdanışmanı olarak Başbakan’a yol
göstermesi mi?”
Bu konu benim kulağıma kadar geldiğine göre; Ankara gazetecileri
arasında ne kadar yaygındır, tahmin edin! Nitekim, duyduktan sonra
birkaç telefon ve nabız yoklamasıyla iyice netleştirdim. Ankara’da
siyaset - ekonomi kulislerinde bu konuşuluyor ve kaygı çıtası da giderek
yükseliyor.
EKONOMİ YAVAŞLIYOR AMA…
Elbette somut bir nedeni var. Ekonomik veriler hiç parlak değil. 2014
itibariyle daha da olumsuza kayacağı da -uzmanlarına göre- net!
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın geçenlerde, bu köşede de yer verdiğim
uyarısı, ekonomi açısından çok ciddi bir işaretti. Babacan, beyaz
eşyadan giyime kredi kartı taksitlerine sınırlama getirilebileceğini
söylüyordu. Bu, öncelikle tüketicinin kredi kartı yoluyla ne ölçüde
borçlandığını gösteriyordu. İkinci olarak da, sınırlama ile (büyümenin
temel parametresi) iç tüketimde azalma - küçülme görüleceği anlamına
geliyordu.
Babacan’ın bu uyarısına; ABD’deki Devletin Kepenk İndirmesi krizini ve
Merkez Bankası’nın politikasını... Türkiye’nin Suriye Krizi’ni
çözemeyişini... daha pek çok uyarı ve belirtiyi ekleyin…
Sonra da, bir durup düşünün; Ankara’da ve iktidarın has medyasında,
bırakın bir telaş halini, neden herhangi bir ‘hazırlık - plan hali’ yok?
Ekonomiden sorumlu bakanlar ve bürokratları; neden, hiç değilse adım
atarmış gibi bile görünmüyor?
YİĞİT’İN ‘HİKMETİ’ NE?
Ben inanmakta güçlük çektim ama birkaç kaynaktan benzer şeyleri duyunca inandım.
Başbakan, son aylarda sadece ve sadece başdanışmanı Yiğit Bulut’u dinliyor. Onun söylediklerine göre hareket ediyor.
Nasıl olabilir, diyorsunuz... Maalesef oluyor. Nedenine gelince; bir
kaynağıma göre, Yiğit Bulut’un Gezi sonrasındaki analizleri Erdoğan’ı
tatmin etmiş. Gelişmelerin onu doğruladığına inanmış.
Ancak birkaç kaynak, durumun Başbakan’ın geldiği noktayı gösterdiği kanaatinde… Bunu ya açıktan söylediler ya da ima ettiler.
O nokta şöyle bir yer: Başbakan eleştiri duymak istemiyor. Aynı zamanda,
işlerin kötüye gidebileceğine dair en küçük bir uyarı bile,
öfkelenmesine yol açıyor. Karşısındakinin kimliğine bağlı olarak, ya
konuşmayı kesiyor ya da paylayıp azarlıyor. Suriye’den Kürt meselesinde
(henüz açık edemediği) sıkışmışlığa veya ekonomideki işaretlere kadar,
ters gitmeye başlayan işleri duymak bile istemiyor. Yiğit Bulut, bozulan
moraline merhem gibi geliyor.
Buna bir de Yiğit Bulut’un “Canım, Başbakan’a feda” diyen tavrını ve
(yalaka demeyelim ama) yüceltici üslubunu ekleyin… Erdoğan onu
dinlemesin de, kimi dinlesin!
Zaten artık her yere Yiğit Bulut’la gitmesi... Onun ve Kürt
meselesindeki akıl hocası Yalçın Akdoğan dışındakilerle neredeyse usulen
görüşmesi... Her şeyi göstermiyor mu!
İşte bu yüzden, çok önemli isimler -şimdilik alçak sesle olsa da- aynı şeyi söylüyor:
“Önümüzdeki en büyük risk; cari açıktan çok, Yiğit Bulut!..”
***
TAKİYYE VE YALANI BIRAKSANIZ NASIL OLUR!
Medya ve siyaset tarihimize Dekolte Krizi diye geçecek vakada artçı sarsıntılar sürüyor…
Tarafların açıklamaları da mizah arşivine benzersiz katkılar sunuyor.
Meğer, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik "Sunucu adı vermemiş"!
Vermediği için de, Gözde Kansu nun kovulmasıyla hiçbir ilgisi olamazmış.
Gözde nin televizyonlardaki yarışmaların tek kadın sunucusu olması mı?
Ayrıntıya takılmayın. Böyle ufak çarpıtmaların veya "Biz kimsenin hayat
tarzına / kıyafetine karışmıyoruz" gibi şakaların lafı mı olur! Hele
Dava söz konusu ise!..
ATV nin "Biz zaten onu beğenmemiştik, o nedenle kovduk" açıklamasına hiç
mi hiç takılmayın. Bu açıklamaya, gülmekten başka bir şey yapamazsınız.
RTÜK TEST EDER Mİ?
Ama RTÜK üyesi Ali Öztunç, bu konuda yapılması gereken bir şeyler olduğu
kanaatinde. Bunun için de kurul başkanlığına bir dilekçe vermiş. Özetle
diyor ki: “Bizim RTÜK olarak o programın kaydını izleyip, sunucunun
kıyafetinin yayın ilkelerine aykırı olup olmadığına karar vermemiz
lazım.”
Peki neden?
Ali Öztunç, dilekçesinde bunu şöyle açıklıyor:
"Hüseyin Çelik in beyan ettiği görüşlerde haklılık payı varsa, bunun
kanunda yer alan yayın hizmet ilkelerindeki karşılığının da olacağı
açıktır. Eğer burada bir aykırılık bulunmuyorsa, Gözde Kansu’nun
kıyafetinin yayın hizmet ilkelerine aykırı bulunmadığının tespiti
yapılarak, kamuoyuna beyan edilmesinin yerinde olacağı düşünülmektedir."
Haklı!
Bir nevi hakem kurulu olarak RTÜK incelesin ve bize Yeni Türkiye de iktidarın çizdiği sınırları açık açık söylesin.
“Ben isim vermedim...”
“Biz onun performansını zaten beğenmemiştik...”
Geçiniz! Kimseyi aldatamıyorsunuz nasılsa... Bari dilinizin altındaki
baklaları çıkartın da, sizi anlamakta geçinenler de anlasın. Ve kararını
ona göre versin!
***
YAŞASIN!..
Gerçekten çok iyi bir haber! Zaten son zamanlarda, aralarında Murat
Belge’nin de olduğu bir dizi isim uyanmaya başlamıştı. Şimdi artık
devlet Uyandırma Servisi kurdu!..
Bu müjdeyi veren haber şöyle: “Polislerin uğradığı saldırılar ve karşı
karşıya kaldığı zor durumlarda kullanması için, Emniyet Genel Müdürlüğü
Asayiş Daire Başkanlığı tarafından, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne 20
adet elektroşok silahı gönderildi. Silahları kullanacak olan Önleyici
Hizmetler Şube Müdürlüğü personelinden de 54 kişiye eğitim verildi.”
Düşünsenize; zavallı polisler (resimdeki gibi) zor anlar yaşadıklarında
kendilerini koruyabilecekler! Ama (bu akıllarına geldi mi bilmem)
genç-yaşlı / kadın-erkek dinlemeden verecekler elektroşoku!.. Herkes
kendine gelip uyanacak!.. Muhalefet partilerinin, medyanın, kanaat
önderlerinin yapamadığını; şimdilik İstanbul’la sınırlı devlet hizmeti
yapacak!
Bravo! Hizmet de, demokrasi de, olursa bu kadar olur!
***
BU ARADA, DÜNYADA...
Bizler başörtüsü, elektroşok tabancası ve sunucunun dekoltesi ile
uğraşırken… Batılı bilim insanları, üç boyutlu yazıcılardan artık daha
karmaşık nesneleri üretmeye başladı. Örneğin; ayakkabı, çanta, telefon
kılıfları, küçük mobilyalar ve yapay kulak / çene / diş gibi parçalar...
Ve hatta uçak / araba parçası gibi çelik malzemeler!..