Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle “Devlet kurumlarında, tarikat ve cemaatlerin kadrolaşma yarışına girmeleri tarihteki acı deneyimlerden ders alınmadığını göstermektedir. Devlet yöneticileri, tarikat ve cemaatler arasında iyi-kötü, zararlı-zararsız ayrımı yapamaz. Kurtuluş Savaşı yıllarından başlamak üzere siyasal tarihimiz bize göstermektedir ki laiklik, bağımsızlık ve Cumhuriyet için tüm tarikat ve cemaatler bir tehdit ve tehlikedir ve tümü derhal kapatılmalıdır” açıklamasını yaptı.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Tarikat yapılanması FETÖ'nün Türkiye Cumhuriyeti'nin laik ve demokratik yapısını ortadan kaldırmaya yönelik darbe girişiminde bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi:
"Bu kanlı ve karanlık sürecin sorumluları yargı önüne çıkarılmalı, devlet ve toplum bir daha böyle bir tehdit ve tehlikeyi yaşamamalıdır"
"Bu kanlı ve karanlık sürecin sorumluları yargı önüne çıkarılmalı, devlet ve toplum bir daha böyle bir tehdit ve tehlikeyi yaşamamalıdır.
Ülkemizde siyasal iktidarların tarikat ve cemaat yapılanmalarına göz yumduğunu, tarikat ve cemaatlerin güçlenerek önce devlet kurumlarını, sonra da devletin bütününü ele geçirme hedefini kamuoyuna ilk kez duyuran kişilerin başında unutulmaz Genel Başkanımız Prof. Dr. Türkan Saylan gelmektedir. Atatürkçü, cumhuriyetçi ve yurtsever bir aydın olmanın sorumluluğu ile ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, 19 Haziran 1999 tarihinde katıldığı Siyaset Meydanı programında FETÖ ile ilgili öngörüsünü paylaşarak şöyle demişti:
‘Ortada giyim kuşamı ve ifadeleriyle ciddi sağlık sorunları olduğu anlaşılan birinin Türkiye Cumhuriyeti’ni nasıl ele geçirileceği konusunda talimatları var. Ben bir öğretim üyesi olarak bunun ürünlerini görmekteyim; öğrencilerimizin bunların evlerinde nasıl beyinlerinin yıkandığını görüyorum. Geleceğin dünyasını ele geçirmek için böyle bir insanın peşinden sürüklenen çocuklarımız var… Türkiye’nin her tarafının sarıldığını gözümüzün önünde görüyoruz. Eğer Türkiye çağdaş, laik bir ülkeyse; eğer bu insanlarımızın hepsinde biraz akıl varsa madalyonun ön yüzünü değil arka yüzünü de görmek zorundalar. En önemli zarar siyasetçilerden geliyor. Siyasetçiler, Cumhuriyet’in temel ilkelerini sadece bir yemin gibi okuyup ondan sonra ‘Hangi tarikattan, cemaatten oy alırız?’ kaygısı taşıdığı için her zaman bu insanlarla bir şekilde temas kurma yarışı içindeler. ‘İyi tarikatlar vardır’ diyen siyasetçiler de karşımızda. Bu olayın ne boyutlara vardığının bilinmesi lazım. Bugünkü konuşmadan sonra bizim de başımıza ne gelecek onu da bilmiyorum…’
“Tehlikenin boyutunu anlatan Prof. Dr. Türkan Saylan FETÖ'nün hedefi oldu”
Türkan Saylan, tehlikenin geleceği boyutu tam 17 yıl önceden görüp siyasal iktidarı ve kamuoyunu uyarmıştı. Bu konuşmasından sonra Türkan Saylan ve ÇYDD, ülkemizin yurtsever ve aydın kişi ve kurumları ile birlikte FETÖ’nün hedefi oldu. Toplumsal geleceği kurgulamak için tarihten ders almak ve onu doğru anlamak gerekir. Ülkemizde her gün başka bir tarikat ve cemaatin kamuda kadrolaşması, toplumsal hayata yön verme girişimi veya siyasal iktidar ve kamu yöneticileri tarafından sahiplenerek desteklenmeleri haber olmaktadır.
"Cumhuriyetimizin temel nitelikleri, başta laiklik olmak üzere tehdit ve tehlike altındadır"
Bu durum göstermektedir ki Anayasa’nın ikinci maddesinde düzenlenen Cumhuriyetimizin temel nitelikleri, başta laiklik olmak üzere tehdit ve tehlike altındadır. Devlet kurumlarında, tarikat ve cemaatlerin kadrolaşma yarışına girmeleri ile basına yansıyan haberlere göre adliye, emniyet, ordu, eğitim gibi önemli alanlardaki yoğun tarikat ve cemaat kadrolaşmaları tarihteki acı deneyimlerden ders alınmadığını göstermektedir. Devlet içindeki FETÖ kadrolarının tümünün temizlendiği bile net değilken yeni tarikat ve cemaatlerin bu şekilde kadrolaşması tehdit ve tehlikenin ağırlığını artırmaktadır. Devlet yöneticileri, tarikat ve cemaatler arasında iyi-kötü, zararlı-zararsız ayrımı yapamaz. Kurtuluş Savaşı yıllarından başlamak üzere siyasal tarihimiz bize göstermektedir ki laiklik, bağımsızlık ve Cumhuriyet için tüm tarikat ve cemaatler bir tehdit ve tehlikedir ve tümü derhal kapatılmalıdır! Tarikat ve cemaatlerin kapatılmasıyla dinin sömürülmesi ve istismar edilmesi önlenecek, şeyhlik-şıhlık düzeni yok olacak, özgür düşünceyi kısıtlayan biat kültürü ortadan kalkacaktır. Biliyoruz ki, çağdaş birey ve toplum ancak laik ve demokratik toplum düzeninin, cumhuriyetçiliğin, hukukun üstünlüğünün, hak ve özgürlüklerin var olduğu bir ülkede hayat bulacaktır. ÇYDD olarak, Atatürk’ün devrim ve ilkeleri ışığında, bu hedefe ulaşmak için 35 yıldır çalışıyoruz ve aynı kararlılıkla hiç durmadan çalışmaya devam edeceğiz."