Uluslararası Antalya Sağlık Turizmi ve Eğitimi Derneği (UASTED) Yönetim Kurulu Danışmanı ve The Prime Danışmanlık Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Salih Kutluk, ''Tahmini olarak saç ekiminde dünyada birincisiyiz. Aramalara baktığımız zaman en azından. İş anlamında çok ciddi bir atak yaptık son yıllarda. Obezite anlamında da iyi sayılara sahibiz. Ama tabii bu diğer alanlara da yayılması diğer hiç gündeme gelmeyen termal turizmin devreye alınması veya hasta yaşlı bakımı sağlık turizmi olarak değerlendirilmesi gibi kalemleri de aktif hale getirdiğimizde muhtemelen 10 milyar dolar civarına birkaç yıl içerisinde gelebiliriz diye düşünüyorum. Ama öncelikle merdiven altını halletmemiz gerekiyor'' dedi.
Sağlık turizminin önde gelen temsilcileri çalıştayda bir araya geldi. Çalıştayda, "pandemi sonrasında 2.5 milyar doları aşan sağlık turizmi gelirlerinin 10 milyar dolar hedefine ulaşması için bir yol haritası çıkaracağız” diyen Uluslararası Antalya Sağlık Turizmi ve Eğitimi Derneği (UASTED) Yönetim Kurulu Danışmanı ve The Prime Danışmanlık Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Salih Kutluk, ANKA Haber Ajansına konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Kutluk, şunları söyledi:
"Çalıştayımızın önemi aslında son günlerde ciddi anlamda bir sağlık turizminde daralma söz konusu. Önümüze çıkan engeller var. Bu engelleri fark ettik. Hızlı bir aksiyon alalım istedik. Birçok kamu kuruluşunu ilgilendiren aynı zamanda özel sektör de dikkat etmemiz gereken aslında birçok unsur var. Biliyorsunuz merdiven altı dediğimiz kavram çok ciddi anlamda revaçta şu anda konu olarak. Merdiven altıyla nasıl mücadele etmemiz gerekir? Nelerle mücadele etmemiz gerekir? Bunları tespit edeceğiz. Hedeflerimizi belirlemeyi düşünüyoruz. Bu hedefleri de amaca giderken yolda koymamız gereken kimliğin nasıl bir hedefi olması gerektiğini belirlemeye çalışacağız bu çalıştayda.
''Kalitemizi artırmazsak merdiven altıyla mücadelede sekteye uğrayacağız''
Çünkü bizim bir vizyonumuz var. Hani 2,5 milyar dolarlık bir sektörün 10 milyar doları, sonra da 25 milyar dolara çıkartılması gibi bir Cumhurbaşkanlığımızın vermiş olduğu bir hedef var. Bu hedefe nasıl gideceğimiz konusunda aslında önümüze bazı engeller çıkmaya başladı. Türkiye'de iş yapmanın belki kültür gereği şöyle bir sıkıntımız da var merdiven altı anlamında mücadeleyle de biraz yaşıyoruz. Türkiye'de merdiven altı bilinenin dışında son zamanlarda 5 kata yakın klinik, hastane, sağlık kuruluşu, acente var. Bu anlamda Sağlık Turizmi yapan acente girişi söz konusu oldu. Son iki yılda. Tabii bunların kalitesi aynı standartlarda değil. Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi olmayan kuruluşların, klinikmiş gibi hareket eden kuruluşlarını yapmış olduğu işlemlerin yurt dışında basında çok ciddi anlamda antipropaganda olarak kullanılıyor olması. Bu Türkiye'ye hasta girişinin azalmasına sebep. Ancak tabii kalitemizi artırmazsak bir şekilde merdiven altıyla mücadelede sekteye uğrayacağız. Bu hem devletimizin gelirleri, sayıları kontrol edilebilmesi, politika üretebilmesi açısından bir sıkıntı. Aynı zamanda bizim iyi hizmet ve verdiğini bildiğimiz kuruluşların imajının da yurtdışında aslında haksız yere zedelenmesine yol açacak bir şeydir.
"Türkiye'ye 1,5 milyondan fazla sağlık turisti geliyor"
Bunun önüne geçmek için neler yapılabilir? Hangi kurumlar tarafından ne tür denetimler yapılmalı? Denetimlerin içeriği aslında biraz daha önem arz bu anlamda. Denetimlerin sıkılaştırılması hangi kurumlar tarafından yapılacağı kriterler olarak neler aranacak? Akreditasyonlarımız tam mı? Örneğin Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi. Sağlık Bakanlığı tarafından verilen bir belge. Bu olmazsa olmaz zaten bu olmadığı takdirde de suç teşkil eden bir işlem. Eğer yabancı hastaya bakıyorsa. Sağlık Bakanlığı tarafından yine ruhsatı bulunuyor olması. Bunlar olmazsa olmaz kriterler. Bunların dışında ilave olarak bizim kalitelerimizi yükseltecek akreditasyonlara ihtiyacımız olduğunu ve bunu da yurt dışına hem Türkiye içerisinde hem de yurt dışında güzel bir şekilde anlatıyor olmamız gerektiğini düşünüyorum. Tabii bunun için kamu ve özel sektörün bir araya gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki. şöyle sayılarla bahsedecek olursa. Türkiye'ye 1,5 milyondan fazla sağlık turisti geliyor. Son zamanlarda artış gösterse de bizim gelirlerimizin çok fazla o artışla orantılı olmadığını görüyoruz. Şu anda 2,5 milyar dolar 2024'ün üçüncü çeyreğine kadar, yaklaşık 3 milyar dolar civarını gördüğümüzü tahmin ediyoruz. Net rakamlar çıkmadı tabii ki. 4 milyar doları da bu yıl için hedefliyoruz. Peki bu sayı gerçekçi mi? Aslında kayıt dışılığı çok fazla olması sebebiyle her şeyin ortada olduğunu söylemek çok zor. Dolayısıyla öncelikle bir kayıt dışılayla mücadele yapıp ondan sonra gerçek dataya ulaşıp gerçek hedeflerimizi sonra belirlemesi gerekir diye düşünüyorum.
"Obezite anlamında da iyi sayılara sahibiz''
Tahmini olarak saç ekiminde dünyada birincisiyiz. Aramalara baktığımız zaman en azından. İş anlamında çok ciddi bir atak yaptık son yıllarda. Estetik de zaten belli bir ilime oluştu. Obezite anlamında da iyi sayılara sahibiz. Ama tabii bu diğer alanlara da yayılması diğer hiç gündeme gelmeyen termal turizmin devreye alınması veya hasta yaşlı bakımı sağlık turizmi olarak değerlendirilmesi gibi kalemleri de aktif hale getirdiğimizde muhtemelen 10 milyar dolar civarına birkaç yıl içerisinde gelebiliriz diye düşünüyorum. Ama öncelikle merdiven altını halletmemiz gerekiyor.
İşlemler yaptırırken en fazla bence dikkat edilmesi gereken şey sonuçta iyi bir araştırma yapmak gerekir. Sağlığınızla alakalı bir konuyu düşünüyoruz. Bununla alakalı muhakkak gerçek akreditasyonlara sahip olduğunu görmemiz lazım. Yani Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsatlı yerlere muhakkak gidiyor olmak lazım. Aynı zamanda eğer sağlık turistiyse bu gelen kişinin Sağlık Bakanlığı tarafından verilen uluslararası Sağlık Turizmi yetki belgesine sahip oluyor olması. Şimdi Sağlık turizmi, Uluslararası Sağlık Turizmi yetkili belgesi var. Evet bunu bununla beraber diğer hani kullandığı malzemeden tutun kliniğin gerçekten bir klinik olup olmadığını adresini araştırma, doktorları araştırma gibi çeşitli araştırmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki burada hasta deneyimleri de çok önemli. Kliniklerimiz hasta deneyimlerini ciddi yatırımlar yapmaya başladı. Bu da markalaşma ile alakalı yapılan çalışmalara giriyor.
"Türkiye, dünyada en çok hasta kabul eden ülkeler sıralamasında ilk 5’te''
Sağlık turizmindeki başarımızda doktorlarımızın donanımı, artan hastane sayısı, sağlık personeli, tıp merkezleri ve seyahat acentelerinin uzmanlaşmasının etkisi büyük. Türkiye, dünyada en çok hasta kabul eden ülkeler sıralamasında ilk 5’te. 2024 sonunda Türkiye bu alanda 4 milyar dolar gelire ulaşabilir ve hatta geçebilir. Bu artışın kalıcı ve sürdürülebilir olup olmadığı konusu ise oldukça muğlak. Her ne kadar dünyanın önde gelen sağlık turizmi oyuncularından olsak da Türkiye’nin sağlık turizminde başarısına engel teşkil edebilecek ciddi konular var. Sektörde sıkça dillendirilen sorunların yanında henüz gün yüzüne çıkmayan ve sektörün geleceğini etkileyebilecek derin konuları da ele alarak sürdürülebilir bir sistem kurulabilmesi amacıyla tartışacağız ve bir yol haritası çıkaracağız.''