CHP tarafından Kocaeli’nin Gebze ilçesinde düzenlenen “Geçinemiyoruz” mitingi için ameliyatlı bacağıyla Ankara’dan gelen Pakize Soysal (67), eşinin 12 bin liralık emekli maaşıyla geçinmeye çalıştıklarını söyledi. Soysal, “Kendi ülkemizde şu anda benim dilenciden ne farkım var? Bir el açmadım, sadece o. Yerlere sürünmüş oturuyoruz” dedi.
Yurttaşların geçim sıkıntısını ve taleplerini anlatmak için tematik mitingler düzenleyen CHP, dün Kocaeli’nin Gebze ilçesinde “Geçinemiyoruz” sloganıyla ses yükseltti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, talepleri kürsüden dile getirirken mitinge gelenler de sorunlarını ANKA Haber Ajansı’na anlattı.
Ankara’dan emekli eşiyle birlikte gelen 67 yaşındaki ev hanımı Pakize Soysal, hayat şartlarının zor olduğunu söyledi. Soysal, şunları dile getirdi:
“Hiç hayatta görmediğim hesabı ben bu sene yapıyorum. Bunu belki şaka olarak algılıyorlar ama asla şaka değil. Benden sonra gelen çocuklara çok üzülüyorum. Avrupa, dışarı ülkeler bizim ülkemizde gayet rahat. Halime bak. Ankara’dan ameliyatlı bacağımla hakkımı aramaya geldim. Bu bizim hakkımız. Bize kimse cebinden vermeyecek. Kendi haklarımızı aramaya geldik. Dilenciden şu anda bizim ne farkımız var? Kendi ülkemizde ben hiçbir yeri görmedim. Alem geliyor bizim ülkemize ama benim Kızılay’a gidip özel bir hayatım olmadı. Bu iyi bir şey değil. Baştakiler utansın, çok ayıp. Çok ayıp. Kendi ülkemizde şu anda benim dilenciden ne farkım var? Bir el açmadım, sadece o. Yerlere sürünmüş oturuyoruz. Eve tek 12 bin lira emekli aylığı giriyor.”
“Benim maaşımın 5 katı kadar Mehmet Şimşek’e zam yapmışlar”
İstanbul’dan gelen bir emekli de “10 bin lira emekli maaşı alıyorum. Ben şu an gencim, çalışıyorum. Asıl annem için geldim. Babamdan kalma 10 bin lira maaşın dörtte birini kestiler, engelli kız kardeşim var. 7 bin 500 lirayla geçinmeye çalışıyorlar. Ev kendilerinin olmasa nasıl geçinecekler? Sesimi duyurmaya geldim. Mehmet Şimşek’e, eğer doğruysa benim maaşımın 5 katı, 49 bin lira ekstradan zam yapmışlar. Işıkhan’a benim maaşımın 3 katı, 29 bin lira yapmışlar. Eğer doğruysa ben bunu kabul etmiyorum. Ben kendilerine vereyim 10 bin lirayı. Geçinebiliyorlarsa ben çıkıp hatalıyım diye bağıracağım” diye tepkisini dile getirdi.
“Seçim istiyoruz”
İstanbul’un Avcılar ilçesinden gelen Mahmure Fırat, “Kocam öldü. Kızım boşandı. Aldığım maaş bana yetmiyor. Açız, resmen açız. Artık kendimi düşünmüyorum. Gelecekteki çocuklarımı düşünüyorum. Biz göçmen istemiyoruz. Bıktık onlardan. Biz yemiyoruz, AVM’lere gidiyoruz; onlar yiyor, biz bakıyoruz. Onun için seçim istiyoruz, seçim istiyoruz, seçim istiyoruz” dedi.
“Esnaf olarak haklarımızı aldılar”
İstanbul’dan gelen Hüseyin Aslan, “Bizler esnafız. 1982 ve 2000 yılında esnaflık yapmış esnaflar olarak haklarımızı, geriye dönük Bağ-Kur tescil haklarımızı elimizden aldılar yasayla. Geçici madde ekleyip elimizden aldılar. Bundan dolayı da Bağ-Kur primlerimizi ödeme hakkımız yok, ödeyemiyoruz. Ödeyemediğimiz için de emekli olma şansımız yok. Yaşları 55 ve 65 aralığında olan arkadaşlarımız emekli olamıyor. Bu yüzden de mağduruz. Devletimizden bizim de bu haklarımızdan iadesini talep ediyoruz. EYT yasasına da dahil edilmek istiyoruz” çağrısını yaptı.
“Sinirleniyoruz, isyan ediyoruz”
Miting için Ankara’dan gelen Bayram Karaşahinoğlu, “Maaşlarımız yetmiyor. Emekliyim. Ben 20 bin 500 lira alıyorum. Yine de zor idare ediyorum. Benden çok daha az alanlar var. Ayda belki bir kilo et girmiyor evime. Her şey pahalı. Zaten zam alsak bile bir ay demiyor, eriyip gidiyor. Yani bunun yanında şimdi bize, ‘Zam vermeyeceğim size’ diyor. Çok yazık. 10 bin lirayla geçinmek demek, ölüm demek bu memlekette. Sinirleniyoruz, isyan ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“10 bin TL’yle 16 bin lira kira vermek zorunda kalan bir emekliyim”
Yine Ankara’dan gelen İmran Yaşa isimli yurttaş, “Ben emekli olduğumda yaklaşık iki asgari ücret maaş alırken bugün 16 bin lira maaş alıyorum. 52 yaşında, 2017’de emekli oldum. Yani asgari ücretin altına düştük. Bununla geçinemiyoruz. Bu tek adama verilen yetkiye itiraz ediyoruz. Böyle bir siyaset olmaz olsun” diye konuştu.
İstanbul Pendik’ten katılan Özcan Acar da “Emeklinin, bu ülkenin yüz akı olması lazım. 10 bin TL’yle 16 bin lira kira vermek zorunda kalan bir emekliyim. Kendilerine geldiği zaman ballı maaşları verenler, yandaşlara geldiği zaman muslukları sonuna kadar açanlar; emekliye, çiftçiye, işçiye, asgari ücrete gelince muslukları kısıyorlar. Bu böyle olmaz. Bu kalabalıkların hepsi buraya hakkını aramak için geliyor” dedi.
“Hamdolsunla boş tencere kaynamıyor”
Gebzeli emekli Mücahit Yıldız ise “2020 yılında emekli olduğumda aldığım maaş asgari ücretten 150 TL daha fazlaydı. Bugün, aradan dört yıl geçtikten sonra şu anda aldığım maaş, asgari ücretin üçte ikisi bile değil. 10 bin 446 TL. Sayın Cumhurbaşkanımız yapılan zamlarda hep bütün kesimlere hazinenin anahtarını açarken emeklilere gelince ‘şükür, sabır, hamdolsun.’ Bizler şu anda bunu biliyoruz ki, şükürle, hamdolsunla evlerde boş tencere kaynamıyor. Boş tencerenin kaynaması için en az emekli maaşının 2002 öncesine getirilmesi lazım. Bugün 10 bin lira olan emekli maaşı 2002 öncesine göre hesaplandığı zaman şu anda 26 binlerde” diyerek taleplerini anlattı.
“Köyümüzde altın aramasınlar diye geldik”
Bursa’nın İnegöl ilçesindeki köylerinde başlatılan altın ve bakır arama çalışmalarına tepkili olan Eymir halkı da şalvarlarıyla mitinge geldi. Bir köylü, “Köyümüzde altın arıyorlar. Altınları aramasınlar diye geliyoruz. Köyümüz çok yeşillik. Ziyan olmasın diye çoluğumuza çocuğumuza yeşil bir ülke bırakmak istiyoruz. Daha yeni kuyular açıldı. Biz siyanüre karşıyız. Zehirlenmek istemiyoruz. Mücadelemiz başladı. Çok kalabalık, köyümüz halkıyla beraber geldik. Sesimizi Özgür Özel’e duyurmak istiyoruz. Bizim arkamızda olun lütfen” dedi. Bir başka köylü de “Köyümüzde maden arama çalışması var. Onun için geldik buraya, sesimizi herkese duyurmak için. Biz çalışmaların durdurulmasını istiyoruz. Çünkü biz o köyde, hepimiz orada yaşıyoruz. Siyanür kullanılacağı için siyanürlü topraklarda yaşamak istemiyoruz. Bugün hep beraber şalvarımızla, hep birlikte bütün kadın topluluklarımız hepimiz toplandık, geldik” diye konuştu.
“145 kişi hukuksuzca işten atıldı”
Dilovası Makine İhtisas OSB’de bulunan Arteche Turkey firmasından 145 işçinin çıkarıldığını söyleyen Yunus Emre Taşdemir, “Fabrikanın eski sendika baş temsilcisiyim. 145 kişi hukuksuz bir şekilde işten atıldı. Bu sebepten dolayı bu mitinge katıldık, sesimizi duyurmak için. Kod-49’un kaldırılmasını istiyoruz. Atılan işçilerin geri alınmasını, geri gelmek istemeyen işçilerin de geriye dönük haklarını ve tazminatlarının verilmesini talep ediyoruz. Onun için buradayız. Bayram tatilinden bir gün önce oldu. Sendikalılar da işten çıkartmalar bayramdan önce olur. Biz de aynı konuya maruz kaldık” dedi.
“Devletten özürlülük paramı alamıyorum”
Bursa Orhangazi’den torunlarıyla, geliniyle ve eşiyle gelen bir yurttaş, “20 yıl döküm fabrikasında çalıştım. İş kazasından dolayı iki tane özürlülüğüm var ama bu devletten hakkımı alamıyorum. Şu an paralarım askıda duruyor. Şu an bu devletten özürlülük paramı alamıyorum. EYT’yi bekledim, 7,5 sene emekli olamadım. Özürlü olarak işten çıkardılar, hakkımı arıyorum” diye dertlerini dile getirdi.