CHP’nin emeklilerin maaşlarında yaşanan kaybın ve ekonomik sorunlarının araştırılması önerisi, TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, "Dün açıklanan rakamlar eğer bu Meclis'ten de aynen geçecek olursa maalesef en düşük emekli maaşı asgari ücretin yalnızca yüzde 59’u kadar olacak. Bu, kabul edilemez bir durumdur çünkü biliyorsunuz emekli maaşları aslında bir sosyal koruma programıdır. Siz, bu kadar düşük emekli maaşıyla kimseyi koruyamazsınız. Bu yıl 'emekliler yılı' olarak ilan ediliyor ama bu kadar düşük bir emekli maaşıyla bu yıl ancak emeklilerin eğer şansları varsa hayatta kalma yılı olarak ilan edilebilir, emekliler yılı olarak maalesef değil" dedi.
CHP’nin emeklilerin maaşlarında yaşanan kayıp ve ekonomik sorunlarıyla ilgili araştırma önergesinin gündemin önüne çekilerek bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Grup önerisinin gerekçesini açıklayan CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, şunları söyledi:
"BU KADAR DÜŞÜK BİR EMEKLİ MAAŞIYLA BU YIL ANCAK EMEKLİLERİN EĞER ŞANSLARI VARSA HAYATTA KALMA YILI OLARAK İLAN EDİLEBİLİR"
"Emekli maaşlarında öngörülen artış çok düşüktür ve Adalet ve Kalkınma Partisi dönemindeki kayıp çok yüksektir. Bir tek rakamla bu durumu açıklayalım: 2002'de en düşük emekli maaşının asgari ücretle arasındaki fark 1,3 kattı. En düşük emekli maaşı asgari ücretin 1,3 kat fazlasıydı, dün açıklanan rakamlar eğer bu Meclis'ten de aynen geçecek olursa maalesef en düşük emekli maaşı asgari ücretin yalnızca yüzde 59’u kadar olacak. Bu, kabul edilemez bir durumdur çünkü biliyorsunuz emekli maaşları aslında bir sosyal koruma programıdır. Siz, bu kadar düşük emekli maaşıyla kimseyi koruyamazsınız. Bu yıl 'emekliler yılı' olarak ilan ediliyor ama bu kadar düşük bir emekli maaşıyla bu yıl ancak emeklilerin eğer şansları varsa hayatta kalma yılı olarak ilan edilebilir, emekliler yılı olarak maalesef değil.
"EMEKLİLERE GAYRİSAFİ YURT İÇİ HASILADAN AKTARDIĞINIZ PAYDAKİ ORAN YÜZDE 4,5"
Bakın, açlık sınırı 14 bin liranın üstünde, o da şimdilik. Bu maaşlar aylar sonra aynı kalırken açlık sınırı bu enflasyonist ortamda çok daha yüksek olacak. Yoksulluk sınırı 47 bin liranın üstünde, o da şimdilik. Şimdi, özellikle emekli maaşı alan milletvekillerine sesleniyorum: Sizler 96 bin lira emekli maaşı alırken 10 bin lira emekli maaşı alanların o rakamla nasıl geçinebileceğini düşünüyorsunuz? Bu, gerçekten haksızlıktır, eşitsizdir.
Bir yandan Türkiye'de emeklilerin sayısı artıyor ama maalesef Adalet ve Kalkınma Partisinin ekonomi politikaları nedeniyle gayrisafi yurt içi hasıladan emeklilere ayrılan pay azalıyor. Bu, kabul edilemez. Bir rakam vereyim size, çok geriye gitmeyelim: 2010’da emeklilerin ülkemizdeki nüfusa oranı yaklaşık yüzde 13’ken, şimdi bu rakam yüzde 16’yı geçmiş durumda; nüfus içerisindeki payları artıyor. Peki, gayrisafi yurt içi hasıladan aktardığınız paydaki değişim ne? 2010’da yüzde 6,8’ini emeklilere ayırırken nüfus artmış olduğu hâlde bugün ayırmaya çalıştığınız oran yalnızca yüzde 4,5; bu kabul edilemez. Bu rakamlar örneğin Almanya’da yüzde 13 civarında, komşumuz Yunanistan’da ise yüzde 16’nın üzerindedir.
"ÜLKEMİZDEKİ SOSYAL GÜVENLİK KURUMLARINDAN EMEKLİ OLANLAR ARASINDA ÇOK CİDDİ BİR EŞİTSİZLİK VAR"
Bir başka önemli sorun emekli maaşlarındaki artış yönteminin yanlışlığına ilişkindir. Her defasında Sayın Cumhurbaşkanının 'Yüzde 5 artırıyoruz' ya da şu kadar artırıyoruz demesine bağlı bir sistem kabul edilemez. Kaldı ki özellikle emekli maaşı 7 bin 13 liranın altında olanlar söz konusu olduğunda artış yüzde 33’ler civarındadır, dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin önerisini lütfen dikkate alın, emekli maaşlarındaki artışın asgari ücretteki artışla endekslenmesi önerisi çok yerindedir. Ayrıca, ülkemizdeki sosyal güvenlik kurumlarından emekli olanlar arasında çok ciddi bir eşitsizlik var. Emekli Sandığından emekli olanla SSK’den ve BAĞ-KUR’dan emekli olanlar arasındaki emekli maaşı farklılıkları kabul edilemeyecek düzeydedir, bu eşitsizliklerin giderilmesi gerekir. Bu enflasyonist ortamda insanların gerçekten temel gıdalara erişmekle bile ilgili sorunları olduğunu vurgulamak zorundayım.
"EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞINI ARTIRMAYA DAVET EDİYORUM"
Emeğin ulusal gelirden aldığı payı hep birlikte artırmak zorundayız. Adalet ve Kalkınma Partisi dönemindeki sosyal politikalar ve ekonomik politikalar, maalesef, emeğin ulusal gelirden aldığı payı giderek azaltmıştır. Hem emeğin ulusal gelirden aldığı payı arttırmak hem asgari ücreti yaşanabilir bir düzeye çıkarmak ve emeklilerin alacağı en düşük emekli maaşını da asgari ücret düzeyine çıkarmak zorundayız. Asgari ücretteki artışa benzer bir artışın da emekliler tarafından her artış döneminde yaşanması gerekir. Ülkede kaynak sorunu yoktur, ülkedeki kaynak sorununu iddia edenler sarayın harcamalarına baksınlar. Ülkede kaynak sorunu olduğunu iddia edenler özellikle Türkiye’nin ekonomi politikasındaki gereksiz harcamalara baksınlar. Dolayısıyla, özellikle tekrar ediyorum: Emekli maaşı alan milletvekillerini saraydan gelenleri buradan geçirmeye değil, vicdanlarının sesine uyarak en düşük emekli maaşını artırmaya davet ediyorum."