Türk Harb-İş Sendikası İstanbul Şubesi Yönetimi, Milli Savunma Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’na bağlı askeri fabrikalarda ve tersanelerde çalışanların ücretlerinin düşüklüğüne dikkat çekmek için Pendik’teki İstanbul Tersanesi önünden Ankara’ya yürüyüş başlattı. Sendikanın İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya, yürüyüş öncesinde; “Katma değeri yüksek fabrikalarla çalışan, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin elindeki her türlü araç ve gereci üreten, savaş ve mil gemilerini yapan, uçaklarını uçuran, tanklarını ve obüslerini yapan, elindeki her türlü ihtiyacı karşılayan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin görünmeyen kahramanlarının almış oldukları bu asgari ücret seviyesindeki ücreti kabul etmiyoruz” açıklamasını yaptı.
Milli Savunma Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’na bağlı askeri fabrikalarda ve tersanelerde çalışanların ücretlerinin düşük olduğu gerekçesiyle Türk Harb-İş Sendikası İstanbul Şube Yönetimi, İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı. Yürüyüşçüleri uğurlamak üzere Pendik’teki İstanbul Tersanesi önünde bir araya gelen yüzlerce işçi, “Vur vur inlesin, Ankara dinlesin”, “Zafer, direnen emekçinin olacak”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” ve “Harb-İş işçisi, vatan bekçisi” sloganları attı.
“EYLEMSELLİK KARARI ALDIK”
Tersane önünde toplanan işçilere seslenen Türk Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya, sorunlarını anlattıkları bir dosyayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunduklarını ancak geri dönüş olmadığını söyledi. Yalçınkaya, şöyle konuştu:
“Bizler de kasım ayında Yalova’da yaptığımız Başkanlar Kurulu toplantısında, ocak ayına kadar dosyalarımıza, taleplerimize bir cevap gelmemesi durumunda eylemsellik kararı alacağız dedik ve en son yaptığımız Başkanlar Kurulu toplantısında da bu kararı aldık. Son 35 yılın en önemli kararı. Bu karardan bir tanesi de bütün şube yöneticilerimiz, bulundukları illerden Ankara’ya, Genel Merkez’e yürüyüş başlatacaktır. Ayın 10’unda, çarşamba günü orada olacağız. Bir basın açıklaması, farklı değerlendirme, etkinlikler yapılacak ve devamında da eğer izin alınabilirse çadır kurma, oturma eylemi dahil olmak üzere biz yöneticiler ilk etapta elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bundan sonrası da size düşer. Katma değeri yüksek fabrikalarla çalışan, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin elindeki her türlü araç ve gereci üreten, savaş ve mil gemilerini yapan, uçaklarını uçuran, tanklarını ve obüslerini yapan, elindeki her türlü ihtiyacı karşılayan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin görünmeyen kahramanlarının almış oldukları bu asgari ücret seviyesindeki ücreti kabul etmiyoruz.
“ARKADAŞLARIMIZIN ÇOĞU DIŞARDA EK İŞ YAPMAK ZORUNDA KALDI”
Ürettiklerinizle ülkemize milyarlarca dolar katma değer sağlıyorsunuz. Bugün yaptığınız gemilerle ilgili yapılan ihracatlarla 4-5 milyar dolar bir katma değer sağlayan işçinin alacağı ücret, asgari ücretin bir tık üzerinde olmamalı. Bu ülkenin yüz akı, milli savunmamızı yüzde 20’lerden 80’lere çıkaran kamu işçisinin alacağı ücret bu olmamalı. Bugün aldığımız ücrete baktığımızda asgari ücretin bir tık üzerindeyiz. Gerçekten de geçinecek durumda değiliz. Kiralarımızı ödeyemeyecek duruma geldik. Çocuklarımızın ceplerine harçlık koyamayacak duruma geldik. Genel anlamda baktığınızda kamu işçileri, kamu çalışanları dediğinizde maalesef ki hükümetimiz, bizlere üvey evlat muamelesi yapıyor. Bugün, 2023 yılı içerisinde memura yaptığı zam oranı yüzde 347. Yuh Kamu çalışanlarına, özellikle savunma sanayi çalışanlarına, bu ülkenin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin omurgasını oluşturan sizlere yıl içerisinde yüzde 93 bir zammı reva görmek de doğru bir bakış açısı değildir. Bugün savunma sanayinde çalışan arkadaşlarımızın büyük bir çoğunluğu dışarıda ek iş yapmak zorunda kalmıştır.”