Normal şartlarda, iktidardan nefret edenler, iktidardan zarar görenler, iktidardan ümidini kesenler soluğu muhalefet partilerinden birinde alırdı. Hatta bazı kişiler, sırf iktidara zarar vermek için katıldığı muhalefet partisinde canla başla çalışırdı.
Farkındalığı yüksek vatandaşların genel durumu açısından bakınca oldukça anormal bir durum ortaya çıkıyor.
Geçmediği köprüye yirmi beş yıl para ödeyecek. Bunu duyunca deliye dönüyor.
Gitmediği otoyola yirmi beş yıl para ödeyecek. Bunu duyunca çıldırıyor.
Bir şehir hastanesinin bir yıllık kirasına yeni bir hastane yapılırken, aynı fahiş kira ile malum hastane yirmi beş yıl kiralanmış durumda... Bunu duyan muhalif vatandaş hastaneye saldıracak kadar öfkeli oluyor.
Hiç uçak inmeyen havalimanına yirmi beş yıl para ödeyecek. Duyunca sinirden ruh hastası oluyor.
Geçmişi İmam Hatip Lisesi ile kesişen biri anında bir kurumun tepesine atanıyor. Hatta birkaç farklı yere de danışman oluyor; çok yerden de maaş alıyor. Emir verdiği insanlar kendisinden bin kat bilgili ve tecrübeli de olsa, o, bu durumdan utanç duymuyor, üstüne bir de siyasi baskı uyguluyor.
Geçmişi iktidar yalakalı olan bir kişi anında önemi bir Kitin başına atanıyor, sonra da başka çok sayıda Kit yönetimine atanıyor. Çok yerden maaş alıyor.
Muhalif düşünceli vatandaş çılgına dönüyor. Fakat ilginçtir ki; bu muhalifin ilk yaptığı muhalefet partilerini eleştirmek oluyor. Basiretsizlikle, zayıf kalmakla, iktidara güç göstermediğinden yakınıyor. Hatta bu muhalefet partisinden bir halt olmaz diye feryat ediyor.
Neden?
Aslında iktidar da bunu dayatmaya çalışıyor. Madem benden kaçıyorsunuz, muhalefete gidemezsiniz! Oyunuz ve desteğiniz ortada kalsın, çöpe gitsin demek istiyor. Özetle, Muhalefete muhaliflik yapmak iktidarın en büyük arzusudur.
Bu arada, hala ve şimdilik her vatandaşın gideceği siyasi yelpazede bir parti var.
CHP sevmeyen, Memleket Partisi’ne, orada yer bulamayan Sol Parti’ye pekâlâ gidebilir.
İyi partiyi sevmeyen, Demokrat Parti’ye pekâlâ gidebilir.
Saadet Partisine pekâlâ gidebilir.
Kısacası, iktidardan kaçanın gideceği siyasi yapıda çok parti var. Fakat muhalif kişilik muhalefeti topyekûn eleştiriyor.
Bu çok tehlikeli bir durumdur. Siyasi partilerden ümidini kesen vatandaş oy kullanmaya gitmezse, İran’da olduğu için çok az bir azınlık ve fanatik beslemelerin oyuyla, istenmeyen siyasetçiyi ülkenin başında tutmaya devam eder.
Şu an, içinde bulunduğumuz durum bu derece korkunç! Z kuşağı veya Y kuşağı diye tabir edilen kesim siyasi farkındalık düşüncesinden çok uzaktır. Gençlerin önemli bir kısmı da cezaevlerine çürümektedir. Bir kısmı ortamın baskı ve zulüm görüntüsünden tırstığı için kafasını kuma gömmektedir. Bu şekilde devam edilirse, ülkenin geleceği karanlık olur.
Muhalefet partilerine gelince:
Özellikle CHP ve İYİ Parti’ye…
İktidara laf yetiştirmekten ziyade gündem belirleyerek, iktidarın anormalliklerini halka ulaştırmak önemli bir zorunluluktur. İkincisi; bir nedenle siyasi durumdan ümidini kesmiş kişilere ulaşmak ve onları muhalefete kazandırmaktır.
Aksi durumda genç nesil devletin varlığını unutmak üzeredir. Çünkü içinde olmadığımız her şey bize önemsiz ve itici gelir. Z kuşağı devleti ve milleti önemsiz ve itici gördüğü an ülke biter. Z ve Y kuşağı büyük bedel ödenerek kazanılmalıdır. Tüm politikada bu kesime odaklanılmalıdır.