İddialı bir ifade bu! Fakat son ve yakın zamandaki olaylara bakınca bu durum bariz anlaşılmaktadır. Günümüzde faşizminin, elinde kılıçla geleceğini düşüneler yanılıyor. Artık Faşizm dolar/siyaset/rüşvet ve sömürüyle insanların ve ülkelerin içini boşaltmaktadır. Şu anki sömürünün etkisi, Birinci Dünya Savaşı döneminden çok daha kötüdür, şiddeti de fazladır. Fakat insanlar gereğinden fazla alternatifler arasında uyutulunca, şiddeti göreceli olarak fark edememektedir.
Şaibeli olarak seçimi kazandığını söyleyen ve koltuğu teslim etmeyen Beyaz Rusya Devlet Başkanı, Rusya’nın ürettiği ve Dünya Sağlık Örgütü’nün henüz onay vermediği, hatta üçüncü faza yeni başlanılan Korona aşısı için halkını hemen denek yapmaya karar verdi. Halkın sesi çıkamıyor! Çünkü halkın sesinin çıkacağı hiçbir mecra kalmadı.
Almanya aşı ürettiğini, bunun kendi halkına sunulması için önce hayvanlarda denendiğini, hayvanlarda denedikten sonra hayvanlar seviyesinde olan ama Alman olmayan bir başka halk üzerinde denemek istediğini belirtti. Ben koronadan ölürüm ama denek olmam; çünkü Alman’ın hayvan seviyesinde yaklaştığı bir halkın bireyi değilim.
Çin aşıyı önce hayvanlar üzerinde denedi, sonra dedikoduya göre Han Milleti’nden olmayan ülke içindeki esir milletler, Çin devletine göre hain görülen milletler üzerinde denedi. Hala da deniyor. Elbette ucuz ve piyasanın enflasyonunu düşürücü etkisi olan Çin mallarına karşı çok ülke şimdilik Çin’e ses çıkaramıyor. Oysa aynı Çin, Hong Kong’da deneyemedi. Çünkü Hong Kong’da hala İngiliz ağırlığı var ve dünya ayağa kalkabilirdi.
İngilizler aşıyı kendi insanları üzerinde denemedi. Hala üçüncü faz seviyesi için, üçüncü dünya ülkelerinin, birinci sınıf liderleriyle görüşmeler yapıyor. Birileri ölümle burun buruna gelmiş kendi insanına bu denek aşıyı verecek. Sonuç kötü olursa “Kader, alın yazısı ve ecel” denilecek, başarılı olursa İngiliz sömürgeciliği devam edecek.
Mısır halkı, adeta liderine karşı en çok saygı duyulan bir halk gibi davranıyor, aynı Mısır halkı seçimlerde oy kullanmaya gitmedi, oyu sadece zorunlu olan devlet memurları kullandı. İşte meydanlarda dönek, kendi iç dünyasında sessiz kalan bir halk örneği...
MFÖ için manşetler atılırken, tüm havuz televizyon kanallarında adeta parlatılır iken, halkın özgür iradesine denk gelindiği anda konser bileti SIFIR sattı. Oysa MFÖ bir gece önce tüm havuz medyasında manşetlerde idi.
Şu an MHP eski vekili olan ve aykırı söz söyleyince partisinden atılan vekilin durumu ise tam bir ibretlik: Geçmişte yapılan ne kadar aykırı ve kanun, kural, ahlak dışı eylemler varsa, hepsini ifşa etti. O küçük ifşalar bile iktidarın nasıl bir iğrenç bataklığa battığını gösteriyor.
Bütün bu küçültücü olaylar malum ülkelerin halkının üzerinde TEK KİŞİ’nin söz hakkının olmasıdır. Oysa halkın özgür iradesinin güçlü olduğu sistemlerde liderler sıradan birer devlet memurudur.
İşte bu korku imparatorluğunda halk çift karakterli olmaya başladı. İç dünyasına, bireysel eylemlerinde, kişisel davranışlarda tam bir canavar ama meydanlarda, devletle olan işlerde veya geçimin kenarında kamu parmağı varsa anında yalaka oluverdi. Ülke nüfusunun hemen tamamı bu baskının hedefindedir. Böyle olunca da emin olduğu yerde gerçek, emin olmadığı yerde sahte davranışı sergileyecek kadar dönekleşmiştir.
Ne dönek, ne denek, ne Alman aşısı, ne iktidar veya muhalefet yalakası... Bireysel özgürlüğün toplumsal özgürlükle eşitlendiği bir yaşam hayaliyle...
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 30.08.2020 00:00:00 / Okunma = 32266