Ekonomik kriz insanların tüm yaşantısını zehir etmek üzeredir.
İktidar da bunun farkındadır: İngiltere vatandaşı olan birini hazinenin başına, ABD vatandaşı olan birini Merkez Bankasının başına
getirdi. Oysa ne diyordu? Yerli ve Milli! Peki ne yaptı? Abdülhamid dönemindeki
Duyunu Umumiye ile ülkenin tüm parasını emenler gibi, yeni ve benzer bir
şekilde Duyunu Umumiye kuruldu.
Hatırlamakta yar vardır:
Duyunu Umumiye ülkeleri: İngiliz, Fransız,
İtalyan, Avusturyalı ve Alman
alacaklılar ile Osmanlı Devlet.
Aynı dönem Osmanlı Bakanları:
Hariciye Nazırları;Aleksandros
Karateodori Paşa (1878-1879) Gabriel Pasha ve Sava Paşa (1879-1880).
Hazine-i Hassa Nazırları; Agop Ohanes Kazazyan
(1876-1891), Mikail Portakalyan Efendi (1891-1897), Ohanes Sakız Efendi
(1897-1908).
Maliye Nazırı; Agop Ohanes Kazasyan Paşa (28-30
Ağustos 1885), (Aralık 1886 – Mart 1887) (1888-1891).
Nafia Nazırları; Ohanes Çamiç Efendi
(1877-1878), Aleksandr Karateodori Paşa (1878) Sava Paşa (1878-1879).
Orman ve Maadin Nazırları; Mavrokordato Efendi
(1908-1909), Aristidi Paşa ( 1909)
Ticaret ve Ziraat Nazırları; Bedros Kuyumcuyan
Efendi (1880), Gabriel Noradonkyan Efendi (1908-1909).
Ayan Üyeleri(1876): Antopolos Efendi Aristarki Bey,
Daviçon Karmona Efendi, Musurus Paşa, Serviçen Efendi, Stoyanoviç Efendi, Dr.
De Kastro Bey, Mavroyeni Paşa, Karatodri Paşa, Abraham Karakahya Paşa.
Ayan Üyeleri(1908): Azaryan Efendi, Basarya
Efendi, Bohor Efendi, Fethi Franko Bey, Gabriyel Noradonkyan Efendi, Mavrokordato
Efendi, Mavroyeni Bey, Oksanti Efendi, Yorgiyadis Efendi, Aram Efendi, Popoviç
Temko Efendi.
Gelelim günümüze:
Paranın başına, ABD anayasasına göre yemin eden birini,
hazinenin başına İngiltere anayasasına göre yemin eden birini koyunca sonumuz
ne olur?
Bu akıl dışı olaylara bir de içerideki oyunları eklemek
lazım:
Beşli çete ki, iktidar adına çalıştığı iddia olunur, aldıkları
ihaleleri ABD parası üzerinden kazanırken, ABD parası üzerine bile faiz alıyor.
Aynı iktidar, içerideki saf halka faiz haram diyor. Faiz haram deyince inanan
saf insanlarımız parasının değerini korumak için altına yükleniyor, bu defa da altın fırlıyor.
Kira üst sınırı getirdiğini bağırarak anlatan iktidar, fiyatların
yükselmesinin en büyük nedeni olarak gördüğü Suriyelileri göndermeyi değil,
hala ve devamla daha çok Suriyeli getirmeye çalışıyor. Bu defa da ev fiyatları
şişiyor. Halkına yalan söyleyen iktidar, ev fiyatlarını düşürmek için
fakirlerin İstanbul’u terk etmesini istiyor. Fakat İstanbul’u terk eden kişilerin
yerine yeni ve zengin Arapların yerleşmesini planlıyor.
Hazine şu an toparlanamaz aşamada iken, bütçe açığının en büyük
nedenlerinden olan israf olanca hızıyla devam ediyor. İşin ilginci, israf adı
altında yapılan tüm giderlerin kazananları ya ABD ya İngiltere, ya Almanya
oluyor. Örneğin, soygun köprülerinin ihaleleri aynı hızla devam ediyor ve paralar
ABD’de saklanıyor. Soygun hastane ihaleleri devam ediyor ve paralar İngiltere’de
tutuluyor. Soygun araba ve taşıt israfları devam ediyor, paralar Almanya’da
tutuluyor.
İlginç durum; israfın merkezi olan yerlerde hiç iyileştirici
adımlar atılmıyor. Ancak iktidar; halkını fakirleştirmek için daha çok zam ve
vergi devreye alınıyor. Bu zam ve vergilerle elde edilecek para da aynı
yöntemle soygun merkezlerine gideceği için, birkaç ay sonra daha büyük bir
ekonomik kriz ile karşılaştığımızda, vergilerle toplanacak para da olmayacak.
Sonra?
Adım atamaz bir halk, yabancı baskısıyla ortalık kargaşa
olacak ve maalesef ki soygunu yapanlar paralarının olduğu ülkelere taşınacaklar.
Halk, yüz yıl önceki çarık devrine geri dönecek.
Çok fakir olacağız.
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 30.07.2023 14:05:17 / Okunma = 85474