23 Mart 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Savunma Üniversitesi Harp Okulları Yönetmeliği’nin “Harp okullarında eğitim ve öğretimin ana ilkeleri” başlıklı 6’ncı maddesinin 1/a bendi şöyle:
“Öğrencilere, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda Atatürk milliyetçiliğine, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerine bağlı hizmet bilinci ve mesleki değerlerin kazandırılması sağlanır.”
Ancak Tuzla Piyade Okulu örneğinde gördüğümüz üzere teğmenler arasında Atatürk kavgası yaşandı. Benzer olayların başka okullarda da yaşandığı haberleri geliyor.
Tuzla Piyade Okulu’ndaki olaydan sonra bir kesim haklı olarak, “FETÖ”yü hatırlatarak, “15 Temmuz’da ders çıkarılmadı mı?” diye sordu. “Tarikatçı” olduğu öne sürülen teğmenlere sahip çıkanlar ise komutanları ve ders müfredatını hedef alıp TSK’da “darbeci zihniyetin” devam ettiğini savundu.
Oysa daha önce de belirttiğimiz gibi, Tuzla Piyade Okulu’nda yaşananlardan sonra üzerinde konuşmamız gereken çok temel konular vardı. 15 Temmuz’dan sonra TSK’yı TSK yapan emir-komuta sisteminin yıkılması, komutanların sorumluluk almaktan kaçar hale gelmesi, askeri liselerin kapatılması, yine Harp Okulları ve Astsubay Yüksekokulları’na giriş yönetmeliğinden “irtica” ifadesinin çıkarılıp “FETÖ” dışında tüm tarikat ve cemaatlere kapıların açılması gibi…
15 Temmuz’dan sonra çıkarılan 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye konulan geçici bir maddeyle, TSK’ya personel ve askeri öğrenci alımlarını gerçekleştirecek sınav komisyonlarında emekli subay ve astsubayların görev yapmasına imkân tanındığını da hatırlarsınız.
İşte bu düzenleme sayesinde SADAT’ın kuruluşunda yer alan kimi isimlerin sınav komisyonlarında yer aldığını öğrenmedik mi? Bunun üzerine Milli Savunma Bakanlığı, SADAT’la ilişkilendirilen sadece bir ismin 2017 ve 2018’de görev yaptığını açıklayıp, “Haberler, MSB, TSK ve Milli Savunma Üniversitesi’ni yıpratmaktan başka hiçbir amaç taşımamaktadır.” dedikten sonra “iddialarla ilgili yasal süreç başlatıldığını” bildirmedi mi?
Sahi, o yasal süreç nasıl sonuçlandı?!
Evet, o KHK düzenlemesinin 31 Aralık 2020’de sona ermesiyle, emekli subay ve astsubayların sınav komisyonlarında görev alması uygulamasından vazgeçilip bundan sonrası için sınavların MSB personelince yapılması, ama “diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ilgili personelden de istifade edilmesi” öngörüldü.
Peki bu tarihe kadar yapılan sınavlarda acaba neler yaşandı, kimler alındı? Tuzla Piyade Okulu örneği, sözkonusu alımların bir sonucu olabilir miydi?
“Mülakatlara Girmedim Koordinatörlük Yaptım”
“Sınavları SADAT yaptı.” iddialarına karşılık MSB’nin “tek kişi görev aldı” dediği o ismin Tuzla Piyade Okulu ile ilgili söylediklerini geçenlerde yazdık. Atatürk’ün sopa gibi kullanılarak dindarların baskı altına alınmaya çalışıldığını öne süren o ismin sınavlara ilişkin anlattıkları da vardı. Şöyle ki;
Kendisinin mülakatlara girmediğini, koordinatör olarak mülakatların işleyişini yürüttüğünü belirtti…
“Her üyenin verdiği notların aritmetik ortalaması alınıyor, adayın mülakat notu belirleniyordu. Toplamda 250 kişiyi bulan bu mülakatlarda 1 kişi, mülakatlara katılmış olsa bile; ne kadar etkili olabilir, Allah rızası için söyleyin?” dedi…
Tarikatçı ve cemaatçilerin kesinlikle alınmadığını savunup, “Mülakatları yapan görevliler son derece hassas ve dikkatli davranmıştır. Eğer alınmış olsaydı; şimdiye kadar delili ve belgesi ile çoktan patlamış olurdu; zira o görevliler içerisinde her düşünce ve zihniyette hatta kendisini farklı siyasi partilere yakın hisseden kişiler vardı! Ufak tefek görüş ayrılıkları, farklı değerlendirmeler oluyordu. Biz, devreye giriyor orta noktada, uzlaşma zeminini buluyorduk. Bu, zaten işin sağlığı açısından normal olandı.” açıklamasını yaptı…
Bunlar Oldu mu? Mülakatlar Kayda Alındı mı?
15 Temmuz’dan önceki mülakat komisyonlarında birer “muharip üye, istihbarat üyesi, komutanlık ve karargâh subaylığı öğrenimi görmüş öğretim elemanı ve TSK mensubu psikolog” görev alıyordu.
15 Temmuz’dan sonraki komisyonların yapısı ise şöyle düzenlendi:
“Başkan (MSB/sivil-asker), MSB tarafından tespit edilen emekli asker, kuvvet komutanlığı temsilcisi muharip üye, MSB bürokratı sivil üye ve psikolog.”
Bu farkın altını çizdikten sonra 2017-2020 yılları arasında görev yapan bu komisyonlarda yaşananlara ilişkin iddialara gelelim.
– Komisyonlarda, Kuvvet Komutanlıklarının bildirdiği emekli askerler değil MSB’nin belirlediği, TSK’dan ihraç veya alt rütbelerden emekli, kritik kadro ve karargâhlarda çalışmamış isimler görevlendirilmiş…
– Komisyon üyeleri kura çekilerek belirlendiği halde adaylar kura çekilmeden komisyonlara sevk edilmiş…
– Daha önce mülakata girip 60 ve altında not almış adayların bir şekilde tekrar mülakata alındığı görülmüş…
– Mülakatlar sırasında muvazzaf üyeler dışındaki diğer üyeler cep telefonlarını kullanmış…
– Mülakatlar sesli ve görüntülü kayda alınmamış…
– Yaşanan olumsuzluklar üzerine Kuvvet Komutanlıkları, muvazzaf üye sayısının ikiye çıkarılmasını, cep telefonu kullanılmasının yasaklanmasını, sınavların yüzde 70, mülakatın yüzde 30 etkili olmasını, ayrıca mülakatların kayıt altına alınmasını teklif etmiş, ancak kabul edilmemiş…
– Muvazzaf üyelerin düşük not verdiği ve “askerliğe uygun değildir” dediği kimi adayların, başkanların baskısı ya da başkanın diğer üyelerle birlikte yüksek not vermesiyle mülakatta başarılı olması sağlanmış…
– Mülakat sırasında sorun çıkaran muvazzaflar, temin işlemleri sürecinde komisyonlarda görevlendirilmeyip yedekte tutulmuş…
– Kimi adaylar “Nur cemaati veya Süleymancıların yurdunda kaldığını” söylediğinde muvazzaf üye dışındaki tüm üyeler yüksek not vermiş. Bir Komisyon Başkanı, “Ben de kaldım.” derken MSB temsilcisi emekli albay, “iyi bir savaşçının imanlı olması gerektiğini” bildirmiş. Kimi üyeler de tarikat ve cemaatlerin “faydalı” olduğunu kaydetmiş…
– Sınava giren adaylarla ilgili olarak gönderilen “kırmızı listeler” dikkate alınmamış…
– Kimi emekli asker üyelerin cep telefonuna, tarikat-cemaat bağlantıları olan adayların isimlerinin gönderildiği ve bunlara yüksek not verilmesinin sağlandığı tespit edilmiş…
– Adaylara askeri bilgi ve yeteneklerini belirleyici sorulardan ziyade, “İslam’ın şartları nelerdir?”, “Kudüs’ün anlam ve önemi nedir ve nerenin başkentidir?”, “Hicrette Peygamberin yanında olanlar kimlerdir?”, “Hicri ve Miladi takvimin farkları nelerdir?”, “Hangi ezan diğerlerinden farklı okunur?”, “Darbe hangi şartlarda geçerli olabilir?” gibi sorular yöneltilmiş…
Evet, sınavlarda bunlar ve daha birçok şey yaşanmış. Belgesi olmadığı için “iddia” dedik; ancak öğrendiğimize göre, olaylar iyice ayyuka çıkınca Kuvvet Komutanlıkları, komisyonlara katılan subaylardan günlük rapor almış. Yani bir anlamda her şey kayda geçmiş.
Devlette, hele de TSK’da yazılan hiçbir şey kaybolmayacağına göre, herhalde bir gün ortaya çıkar ve neyin ne olduğunu daha iyi öğreniriz!..
Müyesser YILDIZ
8 Ocak 2024
12punto link: https://12punto.com.tr/yazarlar/muyesser-yildiz/askeri-sinavlarda-neler-olmus-neler-14961