CHP, 2015 siyaset bildirisi hazırlayacak. Avrupa Konseyi nin Yerel Yönetimler Özerklik Şartı nın (AYYÖŞ) vaatler arasında yer alacağı görülüyor.
*
Kimi zaman
"iktidara gelince bu Şart ı kabul edeceğiz"sözü sarf ediliyor.
Ne var ki AYYÖŞ, Türkiye tarafından 1988 de imzalandı; 1991 de TBMM
tarafından onaylandı; Nisan 1993 de yürürlüğe girdi. Şart 21 yıldan bu
yana yürürlükte bulunuyor. Demek ki ya bu söz yanlışlıkla söyleniyor ya
da "Şart ı kabul edeceğiz" sözünün hukuksal bir anlamı yok, bu bir
"siyasal ima". Ama seçim vaadi imada bulunarak yapılmaz. O halde bu söz
bir yanlıştan ibaret.
*
Kimi zaman da
"iktidara gelince Şart ın çekincelerinin tümünü kaldıracağız" deniyor.
Türkiye 1993 te Şart ı onayladı ama 10 paragrafını (hükmünü) uygulama
konusunda söz vermedi. Kamuoyu bunları "çekince" diye biliyor.
Şart ın şu hükümlerini uygularım, şu hükümlerini uygulamam deme hakkı, tüm imzacı devletlere tanınmış bir hak. Türkiye de bu hakkı kullanmış durumda.
Biz ülke olarak şunları uygulamayacağız denen paragrafları
uygulamaya karar vermek her zaman mümkün. Nitekim bu işlemi yapma
yetkisi, Şart ı onayladığımız yasa tarafından Bakanlar Kurulu na
verilmiş bulunuyor. TBMM gündemine getirilmesine gerek yok. Bakanlar
Kurulu herhangi bir toplantısında bu kararı verebilir. Şimdiye kadar
böyle bir karar verilmedi.
Verilmedi ama,
AKP hükümetleri 2005 yılı civarında çıkardığı yasalarla, aslında sözkonusu 10 hükümden 8 ini uygulamaya koydu.
Bunları 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Yasası, 5393 sayılı
Belediye Yasası, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Yasası gibi yeni yasalarda
getirdiği düzenlemelerle gerçekleştirdi. Şu anda bunları Bakanlar
Kurulu na getirmek bir prosedürden ibaret.
Muhalefet olarak "çekincelerin tümünü kaldıracağız" demek yerine AKP
iktidarına "çekinceleri yasalarla kaldırdın. Yasa Bakanlar Kurulu ndan
daha üstün olduğu halde, neden şu basit Bakanlar Kurulu kararını
çıkarmıyorsun?" diye sormak anlamlı olur.
Ama meraklanmamak mümkün değil. Durum bu iken, AKP nin de benimsediği ve
yüzde 98 ini uygulamaya koyduğu bu Şart ı seçim vaadi olarak
kullanmanın anlamı nedir?
*
AYYÖŞ ün henüz uygulama dışında ve taahhüdü verilmemiş yalnızca 2 hükmü
var. Bunlardan biri yerel yönetimlere "idari federalizm", diğeri "mali
federalizm" yetkileri tanımaya kadar açılan hükümler.
Bunları uygulamak, Anayasa da çok temel değişiklikler yapmakla mümkün. Anayasa nın 127. Maddesindeki
"idare kuruluşu ve görevleri ile bir bütündür" cümlesi. Sözkonusu iki hükmün uygulanabilmesi için
"idarenin bütünlüğü" olarak bilinen bu ilkenin Anayasa dan çıkarılması gerekiyor. Yerine de, AYYÖŞ e 1995 yılında bir tavsiye kararıyla getirilen
"subsidiarite ilkesi"ne
uygun bir ifadenin koyulması isteniyor. "Yerellik ilkesi" ya da
"yerindenlik ilkesi"ne göre düzenlenecek bir Anayasa isteniyor.
*
Bu durumda,
"tüm çekinceleri kaldıracağız" demek şu anlamlara geliyor:
(1) Yeni Anayasa ya destek vereceğiz; ve
(2) Üniter devletin madde temeli olan "idarenin bütünlüğü" ilkesini terk edeceğiz.
Bu sözlerin güncel siyasetteki anlamı ise
"PKK/HDP cenahının talep ettiği demokratik özerklik formülünü destekleyeceğiz" değildir de nedir?
*
Hadi, siyasette bir kişinin diğer bir kişiye örtülü, yanıltmalı, imalı
konuşabileceğini kabul edelim. Ama siyasal kurumların seçim sürecinde
halka sözlerini bu tarzlarla söylemesinin kabul edilebilir tarafı
yoktur. Yine de buna yeltenen varsa, o zaman sözlerinin "siyasal kodlar"
bakımından illa ki çözüleceğini ve halkla gerçeğin paylaşılacağını
bilmeleri gerekir.
*
Sözümün özü şudur:
AYYÖŞ, etnikçi siyasetle dinci siyaseti destekleyen sözlerin paravanı
olarak kullanılmaktadır. Cumhuriyetçi ve Halkçıların böyle bir tarza
onay vermesi, dayandıkları ahlaki temel bakımından mümkün değildir.
Siyaset ilke işidir. Bulanık suda balık avlamak değil.