Birgül AYMAN GÜLER
CHP İzmir Milletvekili
Kimse, en başta da iktidar partisinin kendisi ve destekçileri farkında değil, yeni beş yıllık plan olup bitti ve yasalaştı.
10. Beş Yıllık Kalkınma Planı ‘çalışması’ torba yasalar; hemen her yasanın ‘temel kanun’ sayılarak kestirmeden görüşülmesi; komisyonlarda usule ilişkin verimliliği artıracak önerilerin bile iktidarın komisyon başkanlarınca reddedilmesi; ısrar karşısında fiziksel saldırılarla dediğini yapma pervazsızlığı… gibi uygulamaların son örneği oldu.
“Yasama süreci” bakımından ilginç durumlar ortaya çıktı.
Şimdi, meclisteki ana muhalefet partisi olarak bize, CHP’ye düşen, parlamentoyu askıya alan AKP usulü darbe karşısında ‘olağanüstü parlamento durumu na uygun bir çalışma süreci başlatmaktır.
“Yasama süreci” bakımından ilginç durumlar ortaya çıktı.
1. Kalkınma Bakanlığı planı Yüksek Planlama Kurulu’na (YPK) hangi tarihte sundu, bilinmiyor. Plan, bu bilgiye yer vermemiş durumda.
2. YPK Raporu 10 Haziran 2013 günü Bakanlar Kurulu’na (BK) sunulmuş; BK aynı gün raporu ‘incelemiş, görüşmüş’ ve kabul etmiş. Demek ki bakanlar Planı toplantıda gördüler.
3. Hükümet, planı 13 Haziran 2013 günü TBMM’ye gönderdiğinde, plan TBMM’de yalnızca 1 (yazıyla bir) komisyona havale edilmiş. Dört günlük bekleme süresi doldurulup, Komisyon 18 Haziran 2013’te çalıştırılmaya başlanarak, iş dört oturumda bitirilmiş.
4. Plan Bütçe Komisyonu (PBK) raporunu 28 Haziran 2013 Cuma akşamı TBMM Başkanlığı’na teslim etmiş. Metin basımı hafta sonunda yapılarak, kitap milletvekillerine 1 Temmuz 2013 Pazartesi günü öğleyin dağıtılabilmiş bulunuyor.
5. Milletvekilleri 1 Temmuz 2013 Pazartesi günü bir saat önce ellerine gelen toplamı 358 sayfa kitap biçimindeki planı görüşmek üzere, aynı gün saat 14.00’te Genel Kurul’a girdiler.
6. Koskoca beş yılın planı, Başbakan’ın, yardımcılarının ve bakanların bulunmadığı Genel Kurul’da “görüşüldü” ve gece yarısından sonra AKP milletvekillerince kabul edilerek “yasa” oldu.
7. Bir ayrıntıyı belirtelim: TBMM’de Cuma ve Pazartesi günleri Genel Kurul çalışması yapılmaz; o nedenle Meclis TV de kısıtlanmış yayınını da yapmaz. Çoğu milletvekili Perşembe akşamından seçim bölgesine gider; Pazartesi akşamı gelir. Dolayısıyla, çoğu milletvekili “olay”dan habersizdir.Yasama sürecindeki “ilginç durum”lar böyle. Bu durumda açık olan gerçek şudur:
- AKP, “çoğunluğun despotizmi”ni Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevini yapmasını engellemek yoluyla uygulamaya koymuş bulunmaktadır.
- Yasama organı, yürütme organı olan hükümet tarafından göstermelik hale dönüştürülmüştür.
- AKP iktidarı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açıkça ve fiilen askıya almıştır; bu, “AKP usulü darbe”dir.
Şimdi, meclisteki ana muhalefet partisi olarak bize, CHP’ye düşen, parlamentoyu askıya alan AKP usulü darbe karşısında ‘olağanüstü parlamento durumu na uygun bir çalışma süreci başlatmaktır.
Aksi halde bizler, AKP usulü darbenin ortakları konumuna düşeceğiz