Kanlı
PKK’nın Kandil sesi Duran Kalkan “2011 yılında başlayan ve adına ‘Arap
Baharı’ denen süreç bugün Irak, Suriye ve Türkiye üçgeninde
odaklanmıştır ki, burada belirleyici alanın Türkiye olduğu ve sorunların
kalıcı çözümünün Türkiye’den başlayarak gerçekleşeceği açıktır” diyor.
Arap
Baharı, ABD imalatı BOP harekatının uygulama planı. Genç insanları
canlı bomba yapıp binlerce masum insanın üzerine atan bu kişi, Türkiye
için Libya, Mısır, Irak ve Suriye’deki gibi bir kader diliyor. Bu kader
bir an önce gerçek olsun diye elinden geleni ardına koymuyor.
AKP
yöneticilerinin ‘kalıcı barış’ için çözüm masalarına oturdukları
ortakları buydu. Ortaklığın temelinde aynı fırsatçılık vardı. Arap
Baharı onların da hoşlarına gitmişti. O baharın yapımcısı olan Amerikan
harekatına eşbaşkanlıklarını gururla ilan etmişlerdi. BOP penceresinden
ne manzaralar seyredildi! PKK baronları kendilerini petrol yatakları
üzerine kurulmuş yeni-Babil tahtında görürken, AKP yöneticileri
Dersaadet’e kurulacak hilafet tahtı hülyasına daldılar.
Ortada ve
ufukta tahtların ikisi de yok. Barış, demokrasi, insan hakları adına,
oldukları yerde ya da göç yollarında canları alınan çoluk-çocuk
milyonlarca insan ve tarihin en büyük vahşetlerinden sonuncusu var.
***
‘Kalıcı
çözüm’ün ne anlama geldiği artık açık: Ulusal yapıların parçalanması.
Irak’ta 2003 yılından, Suriye’de 2011 yılından bu yana sürdürülen
vahşetin kapıları, Türkiye’de ‘çözüm masaları’ ve ‘akil adamlar’la
açıldı. Yeni-CHP’nin tepesine yerleşmiş, hangi tahtın hülyasını gördüğü
hepimiz için hala muamma olan klik, “al sana açık çek, masa için” deyip
bu masalara ortak oldu.
Ne var ki, bahar ortaklarının arası bozuldu.
AKP yöneticileri, hiçbir rüyanın Amerikan siyasetinden fırsat sağlamakla
gerçekleşemeyeceği gerçeğiyle yüz yüze geldiler. PKK, sahibinin
sağlayacağı her fırsata razı; sahibinin kanatları altına iyice sindi.
Müzakerenin yerini mücadele aldı. CHP’ye düşen ise, elinden düşürmediği
çek defterini AKP’ye bu kez “al sana açık çek, terörü bitirmen için!”
diyerek uzatmak oldu.
Gerçek CHP için utanç verici hallere bir yenisi
daha eklendi. Çünkü genel başkanın yardımcısı daha bir hafta önce
Cumhuriyet Savcılığı’na başvurmuş ve AKP cenahı hakkında
Cumhurbaşkanından Başbakana, Beşir Atalay’dan MİT Müsteşarına, tüm
ilgili kamu görevlileri için “2009-2015 arasında teröre yardım etmek”
iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu. Teröre yardım suçlusu saydığınız
kimselerden, şimdi terörü bitirmelerini istemek nasıl bir iş?
***
Taht hülyaları da açık çekler de artık yönsüzdür.
İster
müzakere masasında olsunlar, ister mücadele alanlarında, bunların
hepsi, şimdi tek sabitle yönlendirilmeye çalışılıyorlar. “Yeni anayasa”!
İmralı
Notları, yeni anayasa için rota bildiren emirnamelerle donanırken, HDP
temsilcileri istediklerinin ulusal/milli devletin ortadan kaldırılması
olduğunu açıkça söylediler. AKP temsilcileri, aynı şeyi yerine ümmet
toplumunu getirebilmek için, bunun ise kendi seçmenlerince
reddedildiğini gayet iyi bildiklerinden, istediklerini hala ilm-i
siyaset teknikleriyle ve başkanlık örtüsü altına gizlenerek söylemeyi
sürdürüyorlar. Yeni-CHP kliği etnikçi eşit vatandaşlık anlayışı örtüsüne
saklanıp buna da bir ‘açık çek’ kesmiş durumda. MHP ise bildiğiniz
gibi.
Hangi partiden olursa olsun halka gelince, hepimiz, canlı bombalı saldırılarla felç edilmeye çalışılıyoruz.
Bu
sahte baharcılar bir işgal etmeyi, bir de anayasa yapmayı sevdiler.
Bizim ise, yitirdiğimiz her canımızla birlikte boyun borcumuz daha da
arttı. Yeni Anayasaya Geçit Yok!
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 20.03.2016 00:00:00 / Okunma = 3155