https://jurnalist.com.tr/ Etkin Seçkin Haber Sitesi tr 23.12.2024 11:44:44 Jurnalist Jurnalist Haber Deyay - Jurnalist Haber Sitesi
>

Kanal İstanbul’un Ekonomi-politiği-2





            Geçen yazımızda dünyanın yaşamakta olduğu Dördüncü Sanayi Devrimi ( Endüstri-4.0)  ve Biyoteknoloji Devrimi kritik dönemeçleri ile eşzamanlı olarak Türkiye’nin yaşamakta olduğu orta gelir tuzağındaki bocalama sürecinde finansal ve beşeri kaynakların tahsisi konusunda yapılacak tercihin, rant-inşaat-emlak sektörü değil ileri teknoloji sektörleri olmasının hayati bir önem taşıdığını ifade etmiştik. Okuyucularımızdan gelen yorum, ve değerlendirmeleri dikkate alarak, konuyu biraz daha açımlamaya çalışacağız bu yazımızda.

            Birçok kişi bu kanalın yapılamayacağını, Türkiye’nin bu kanalı yapacak gücü olmadığını, ne kamunun ne de özel sektörün finansal imkanlarının bu projeye yetmeyeceğini ifade ediyorlar. Türkiye’nin bu proje için finansal yetersizliği saptamasına katılıyorum. Ancak düşünülen sistem ve AKP politikaları zaten Türkiye’nin sermaye varlığına güvenerek bu girişimi başlatmıyorlar. Benim anladığıma ve öngörüme göre işleyiş şöyle olacak. Kanal yapımı yap işlet devret modeli ile bir konsorsiyuma ihale edilecek. Yapımcı konsorsiyum muhtemelen yabacı şirketler ve yerli yandaş şirketlerden oluşacak. Kanal çevresine Dubai taklidi bir yapay kent kurulacak. Kanal manzaralı plazalar, rezidanslar, villalar, AVM’ler, oteller, yeme – içme ve eğlence mekanları, marinalar, limanlar vs. Çıkan hafriyatla Karadeniz kıyısına bir konteyner limanı yapılacak. Dubai taklidi bir turizm, ticaret ve eğlence kenti kurulacak. Burada yapay olarak büyük bir rant oluşacak. Bu rant, yapımcı konsorsiyuma belli yasal garantilerle, imtiyaz olarak verilirse; bu kanalı yapmaya talip olacak çok konsorsiyum çıkacağını değerlendiriyorum. Devletten herhangi bir ödeme almadan yapılabileceğini değerlendiriyorum. Geçtiğimiz günlerde Katar’la yapılan “ ŞEHİRCİLİK  ANLAŞMASI” bu işin hazırlık hamlelerinden biri olsa gerek.Türk oligarklarının Katar’da biriktirdikleri kara sermayenin aklanması için de bir firsat olarak kullanılacaktır. “Bu işe Türkiye’nin mali gücü yetmez onun için nasıl olsa yapılamayacak, boşuna çene yormayalım” diyenlere, ilaveten, şu gerçeği de hatırlatayım. İstanbul’daki emlak fiyatları ile inşaat maliyetlerini bir karşılaştırsınlar. Emlak fiyatları içinde inşaatın maliyetini ve rantın payını bir karşılaştırsınlar. Mevcut boğaz manzaralı emlak fiyatlarının, diğer semtlerdeki fiyatlara oranlarını incelesinler. Bu projeye karar veren iradenin niçin yaptığını ve nasıl yapabileceğini bu oranlardan çıkarabilirler.            

           Şimdi bunun ekonomik boyutlarını gözden geçirelim. Kanalın yapım maliyeti olarak yetkililer 75 milyar TL dediler. Yapım süresi de yaklaşık 7 yıl olarak öngörülüyor. Bu rakamları baz alarak düşünelim. Yapımcı konsorsiyum bu maliyeti 7 yılda harcayacak. Kanal boyunca kurulacak konut—iş-ticaret-turizm- eğlence yerlerine tahsis edilecek arsaların satışı ile maliyetini ve karını karşılayacak. ( Bundan sonraki vereceğimiz rakamlar bizim tahminlerimizdir, yapılmış bir araştırma sonuu değildir.) Bu maliyetin geri dönüşü herhalde bir 10 yıl alacaktır, kanal yapımı reel maliyeti, finansman maliyeti, kur dalgalanmaları ve karını da düşününce yapımcı konsorsiyum herhalde 150 milyar TL lik bir dönüş bekleyecektir. Bu 150 milyar TL’yi, kanal çevresinde konut, işyeri, otel, AVM , eğlence yeri, yeme içme yerleri, marinalar, limanlar kuracak şahıslar ve şirketler ödeyecek. Bunlar da bu yatırdıkları sermayeyi belli bir sürede geri kazanmak isteyecekler. Bu yapıların inşaatı da kısmen kanal ile eşzamanlı yapılacak, kısmen de kanal yapımından sonra devam edecektir. Bu yapıların inşa maliyeti herhalde bir 150 milyar TL’den aşağı olmayacaktır. Devaminda mülk sahibi olarak veya kiracı olarak işletmeciler ve işletme sermayesi yatırmı devreye girecek. İş bununla da bitmeyecek, yeni yapay kentin yakın çevresinde yapılaşma belki de birkaç on yıl devam edecek, İstanbul’un nüfusuna 3-5 milyon ilave getirecektir. Bu yapay kentin konut ve işyerlerinde çalışacak mavi yakalı, beyaz yakalı kafa-kol-gövde- bacak emekçileri için doğuda İstanbul’a doğru, batıda Çatalca – Çorluya doğru uydu kentler (Gettolar)  kurulacak.

           Şu anda Türkiye’nin gündeminde olan, yapılması zorunlu olan ve yapılmakta olan inşaat-emlak projeleri büyük bir kaynak yutmaktadır. Depreme hazırlık olarak yapılacak kentsel dönüşüm prjoleri için sadece İstanbul’da 40 milyar TL ihtiyaç öngörülmektedir. Bunu bütün Türkiye’de uygulamak için en az 100 Milyar TL gerekir. TOKİ’nin başlattığı 100 bin konut projesi yürüyor. Yabancılara vatandaşlık promosyonu olarak konut satışı programının yaratacağı talep artışı da eklenince Türkiye zaten şu anda varını yoğunu inşaat –emlak sektörüne yatırmaktadır.   

           Kanal çevresinde oluşturulan yapay rant- inşaat-emlak pazarı zaten rant –inşaat-emlak bağımlısı bir ekonomi olan Türkiye’nin bütün kaynklarını hortumlayıp çekip emecektir Sadece Türkiye’nin “yerli – milli” sermayesini değil Türkiye’ye gelecek “yabancı-gayrımilli”sermayeyi de hortumlayıp çekip emecektir. İster “yerli milli” ister “ yabancı-gayrımilli” olsun sermaye maksimum kar yönünde akar. Türkiye’de de her zaman bütün sektörler içinde en az riskli en yüksek kar getiren sektör rant- inşaat-emlak sektörüdür, akış yönü buraya olacaktır.Bununla ilgili iki örnek paylaşmak istiyorum.

          Geçen yazımızda Ali Babacan’ın 5-6 sene evvel, Dünya Gazetesine verdiği bir röportajdaki söylediğini aktarmıştık, şöyle diyordu “ İnşaat- emlak sektörünün bu kadar cazip olması Türkiye’nin kalkınmasını engelliyor. Sermaye varlığını kara delik gibi kendine çekip yutuyor, teknolojik ilerlemeye, endüstrinin verimliliğini attıracak, katma değeri yüksek ürünlere yönelmesini sağlayacak yatırımlar için sermaye bulunamıyor …”  Ali Babacan yeni parti kurdu. Bu görüşleri ekonomi programına yansıtır ve bu görüşleri ile kanal tartışmasına katılırsa partisine de Türkiye’ye de yeni ufuklar açabilir.

         İkinci örnek iş yaşamımda tanık olduğum bir olgu. Bir iş arkadaşım seçkin bir cumhuriyet ailesinde doğmuş, ülkemiz standartlarına göre en seçkin eğitim kurumlarında yetişmiş bir mühhendis. 40 yıla yakındır da ileri teknoloji ( elektronik-otomasyon) alanında faaliyet gösteren bir mühendislik şirketinin ortağı ve yöneticisi. Bir gün sohbetimizde söz döndü dolaştı para kazanma, tasarrufları hangi sektöre yatırırsak daha iyi değerlendiririz konusuna geldi. Arkadaşım mealen şöyle dedi “ Bundan x sene evvel elimdeki bir miktar birikimim vardı bir daire aldım. Bu süre zarfında dairem paramı y katına çıkardı. Senelerdir bu mühendislik şirketi için gece gündüz çalışıyor, kendimi parçalıyorum. Bu çabalarıma karşılık bir dairenin kazandırdığı paranın onda birini bile bir kenara koyamadım… “ diye hayıflandı.      

          Gene geçen yazımızda Japonya’nın rant – inşaat-emlak sektörüne ilişkin politikalarını gönderme yapmıştık. Onu da biraz açarak Türkiye ve Japonya politikalarını karşılaştıralım. Kalkınma iktisatçıları, Japonya’nın kalkınma ve sanayi-teknoloji alanındaki ilerleme mucizesinin arkasındaki nedenleri araştırırken saptadıkları nedenlerden 2 kalem bize ibret olması bakımından önemli.

1-İlk olarak, Japonya II. Dünya Savaşında en fazla işgücü kaybına uğrayan ülke. Buna rağmen çok ihtiyacı olmasına rağmen yabancı işçi girişine müsade etmedi. Nedeni de toplumun etnik homojenliğinin korunması. Etnik farklılıklardan kaynaklanabilecek iç çelişmelerden sakınmak, toplumun enerjisini iç mücadelelerle harcamamak. Bunun yerine aile-kabile-milliyet dayanışması ( asabiyeti ) ile işçi – yönetici- işveren – devlet organları arasında uyumlu ve ahenkli çalışmanın getirdiği sinerji ile Japon mucizesini yarattılar. İşçi açığını hazır işçi ithali ile değil OTOMASYON teknolojilerini geliştirerek aştılar. Bugün teknoloji alanında dünya liderliğini ele geçirdiler.  

 2- İkinci neden de Japon Hükümeti, emlak fiyatlarını vergiler, harçlar vs ile aşırı yükselterek halkın tasarruflarını emlaka yatırmasını caydırıyor, bu tasarruflar sigorta fonlarında ve banka mevduatlarında birikiyor, sanayi için likid sermaye kaynağı sağlıyor. Bu fonlarla Japon sanayicileri bol ve ucuz kredi olanağını kullanarak önemli bir rekabet avantajından yararlanıyorlar.

3- Diğer nedenler: askeri harcamalarınn çok düşük olması, eğitim politikaları, MITI( Uluslar arası Ticaret ve Sanayi Bakalığı)’nın koordinasyon rolu, üretimde fanatiklik derecesine varan titizlik vs.

        Yukardaki uygulamalar, Japonya’yi ziyaret eden iktidar sahiplerimizin hiç dikkatini çekmemiş, örnek almak için, bula bula cins ayrımcı üniversite örneğini bulmuşlar.

        Görüldüğü gibi, bugün Türkiye’yi yönetmekte olanlar, Japonya’nın kalkınma ve teknoloji atılımlarını sağlayan politikalarının tam tersini uygulayarak Türkiye’yi orta gelir tuzağında bocalatmaktadırlar. Milli Kurtuluş Savaşımızın zaferle taçlanmasının ve Cumhuriyetimizin kuruluşunun dayandığı kederde- kıvançta  ulusal birlik ve dayanışma duygularını aşındırdılar.Tarih dışı kalmış Osmanlı Millet Sistemi zorlamaları ile etnik ve mezhepsel bölünmeleri yeniden hortlattılar. Kutuplaştırıcı, kamplaştırıcı siyasi söylemleri, dindarlık- kindarlık kışkırtmaları ile milli birlik ve dayanışma duygularını aşındırdılar. O da yetmedi ülkemizi yol geçen hanına çevirdiler. Kültürel ve coğrafi olarak parçası olduğumuz İslam Dünyası ve Ortadoğu çoğrafyasındakı emperyalist iç savaş kışkırtmalarından çıkar sağlamaya yönelik siyasi mühendisliik  gayretkeşliği ile istikrarsızlığın kronikleşmesine çanak tuttular ve bunun  sonucu olarak milyonlarca muhtelif etnik ve dini sığınmacı kitlelerini milletimizin sırtına yüklediler.Toplumumuzun etnik homogenliğini yok ettiler, demografik yapımız aşureye çevirdiler. Buradan Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak MİLLİ SİNERJİ çıkmaz. Sırf bu neden bile mevcut iktidarı ilk seçimde muhalefet görevine atamak, milletimiz için bir var olma yok olma bir beka görevidir.           

         Japon hükümetleri halkın tasarruflarını emlaktan caydırıp teknoloji ve sanayi atılımları için yatırım sermayesi olarak kullanarak mucizeler yaratırken bizimkiler, marifetmiş gibi, ekonomizin lokomotifinin inşaat-emlak sektörü olması ile böbürlenmektedirler. Çapları, çevreleri, entelektüel kapasiteleri, siyasi yetenek seviyeleri bu sektöre yetiyor. Bugünkü iktidar da orta gelir eşiğinde bocalayan, durgunlaşan ekonomiyi canlandırmak için ve kaybettiği halk desteğini yeniden kazanabilmek için gene çareyi Türkiye’nin potansiyelini rant-inşaat – emlak sektörüne kanalize etmeyi seçmiştir. Kanal İstanbul girişimi bu tercihin bir sonucudur. Bu proje ve çevresindeki türevleri ile kentel dönüşüm projeleri, TOKİ’nin 100 bin konut projesi, yabancılara vatandaşlık promosyonu olarak konut talepleri gibi gündemdeki inşaat emlak projelerini üst üste koyarsak Türkiye önümüzdeki çeyrek belki de yarım yüzyılda varını yoğunu rant inşaat emlak sektörüne harcayacaktır.

         İçinde bulunduğumuz ve önümüzdeki çeyrek yüzyılda dünyamız hem endüstri alanında hem tarım alanında yeni bir ileri teknoloji devrimi sürecini yaşamaktadır. Dünya bir yandan Endüstri 4.0 ( robotlar, yapay zeka, insansız fabrikalar … ) dönemine geçiyor, bir yandan da tarımsal üretim ve gıda üretimi sektörünü kökünden değiştirecek biyoteknoloji devrimini harekete geçiriyor. Dünyanın her devrimci dönemecinde olduğu gibi bu dönemecin de “galipleri” ve “mağlupları” olacaktır. Galipler arasında yer alma hedefinini seçen milletler kaynaklarını ve enerjilerini bu devrime seferber etmektedirler. Bir örnek Japonya’nın en zengin işadamı Masayoshi Son, sadece Endüstri4.0’ın bir bileşeni olan YAPAY ZEKA sektörüne 108 milyar dolar yatırım yapmaktadır. Japonya, Kore, ABD, Almanya, Singapur, Çin … binlerce milyar dolar yatırmlarla bu devrimin galipleri arasında yerlerini alma hedefine kilitlenmişlerdir.

         Türkiye ne yazık ki bu denli kritik bir tarihi dönemeçte çeyrek asır – yarım asır boyunca bütün yatırım kaynaklarını ve enerjisini yutacak rant – inşaat- emlak projelerinde israr etmesi halinde, dünyanın yaşamakta olduğu İleri Teknoloji Devrimi’nin “mağlupları” safına sürüklenecektir. Çağımızda dönüşümler yüzyıllar sürmüyor. İleri Teknoloji Devrimi treni hareket geçti, bu tren dünya turunu önümüzdeki 10 yılda bilemedin çeyrek asırda tamamlayacak. Türkiye bu kafayla giderse bu treni kaçıracak. Bu treni kaçırmanın faturası önceki kaçırılan trenlerden çok ağır olacak.

          Bu gerçeği ünlü tarihçi PAUL KENNEDY , “ YİRMİ BİRİNCİ  YÜZYILA  HAZIRLANIRKEN “ adlı kitabında İleri Teknoloji Devrimi’ni ıskalayacak toplumların hazin sonunu şu çarpıcı ifadelerle gösteriyor. “ Pasifik Okyanus’nun iki yakasında yapılan yeni icatlar her şeyi önüne katıp sürüklemekte ve ileri teknoloji toplumlarıyla (ABD, Japonya, Kore …vbg)  diğer toplumlar arasındaki uçurum artık kolay kolay yetişilemeyecek kadar açılmaktadır.” (sayfa: 319)  Devam ediyor; “ Bu değişimlerden çıkarılabilecek bir sonuç, yerel düzeydeki topluluklar hatta tümüyle ülkeler bakımından, kendi kaderlerine hakim olabilme imkanlarının ellerinden gitgide çıkmasıdır.”Devam ediyor;

… Öyle ki, iyimserler dünyadaki “galipler”e bakıp heyecanlanırken, kötümserler de “mağluplar”ın acıklı haline bakıp dertlenebilir…. “   

               Türkiye’nin iktidar ve muhalefet sahipleri akıllarını başlarına almalıdırlar. Tarih sizleri, dünyanın bugün geçmekte olduğu bu kritik dönemeçte Türkiye’yi “galipler”in arasına yükseltmeye veya “mağluplar”ın arasına süreklenmesine sebep olacak söz, davranış ve eylemlerinize göre yargılayacaktır. TV kavallarındaki kıdemli panelcilerden tarih hesap sormayacaktır. Kanal konusunda doğru tartışma zeminini oluşturma sorumluluğu siyaset önderlerine aittir. Bu süreçte “mağluplar” safına sürüklenerek paryalaşan Türkiye, Lozan’ı da Montrö’yü de savunamaz.

AHMET AKKÜÇÜK / 14.03.2020        

Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 15.03.2020 00:00:00 / Okunma = 30792

Yazarın Diğer Yazıları

Psikojenik Amnezi (Yakınsak Aklın Unuttukları)
[ Ali Kurt ]

Bir Akıllının Taşınamaz Sırları
[ Ali Kurt ]

Evlilik mi, Bir Daha Düşün?
[ Ali Kurt ]

Kemik Kıran
[ Ali Kurt ]

Solak Nene, Eski Defter
[ Ali Kurt ]

Askıda Kalan Hayatlar
[ Ali Kurt ]

Kötü Komşu Ev Sahibi Yaptı Kötü Komşu Ev Sahibi Yaptı (1541)
Harp Okulu’nda Geçen Yıl Ne Oldu? Harp Okulu’nda Geçen Yıl Ne Oldu? (1777)
AB’DEN YENİ “SEVİLLA HARİTASI” AB’DEN YENİ “SEVİLLA HARİTASI” (1810)
FAŞİZMİN AYAK SESLERİ FAŞİZMİN AYAK SESLERİ (3373)
Erdoğan Hristodulidis Görüşmesi Erdoğan Hristodulidis Görüşmesi (3713)
CHP içindeki Erdoğan için çalışanlar CHP içindeki Erdoğan için çalışanlar (5629)
Türkiye teknoloji trenini kaçırdı Türkiye teknoloji trenini kaçırdı (5731)
AB Kıbrıs Müzakerelerinin neresinde? AB Kıbrıs Müzakerelerinin neresinde? (9586)
Türkiye’nin Öteki Yüzü Türkiye’nin Öteki Yüzü (11080)
İlginç bir sosyal demokrasi dersi! İlginç bir sosyal demokrasi dersi! (7632)
İsrail Türkiye Sınırına Yanaşır mı? İsrail Türkiye Sınırına Yanaşır mı? (16280)
Sıra kimde? Sıra kimde? (22152)
İsrail Güç Zehirlenmesine mi Girdi? İsrail Güç Zehirlenmesine mi Girdi? (16374)
Coni niye Kıbrıs’ta? Coni niye Kıbrıs’ta? (14224)
Erdoğan Bizim Köyde Hiç Kaybetmez. Erdoğan Bizim Köyde Hiç Kaybetmez. (14868)
Mağusa’yı Mağusa’lılardan Dinleyin Mağusa’yı Mağusa’lılardan Dinleyin (16990)
Netflix eğlence platformu mu, propaganda aracı mı? Netflix eğlence platformu mu, propaganda aracı mı? (16520)
Niyet başka akıbet başka! Niyet başka akıbet başka! (16058)
İsrail Fikir mi Değiştiriyor? İsrail Fikir mi Değiştiriyor? (19761)
Amigdala! Amigdala! (13094)
AB Elçiliklerini Neden Kapatıyor? AB Elçiliklerini Neden Kapatıyor? (19214)
“Müşteri Puşttur” Felsefesi “Müşteri Puşttur” Felsefesi (28999)
Kumpaslar Sadece Bir Avuç Polis, Savcı ve Hakimin İşi miydi?! Kumpaslar Sadece Bir Avuç Polis, Savcı ve Hakimin İşi miydi?! (27584)
AB mi, Türkiye mi? AB mi, Türkiye mi? (20183)
Bir İktidar Bu Kadar mı Basiretsiz Olur! Bir İktidar Bu Kadar mı Basiretsiz Olur! (28712)
TOP PEŞİNDE KOŞANLARA İNAT TOP PEŞİNDE KOŞANLARA İNAT (27299)
O Akçeyi Her Babayiğit Taşıyamaz! O Akçeyi Her Babayiğit Taşıyamaz! (51594)
Orgeneral A.Ç. Menzil Tarikatından mı?! Orgeneral A.Ç. Menzil Tarikatından mı?! (60725)
İnsan Hakları Konseyi Seçimi İnsan Hakları Konseyi Seçimi (69830)
Daha Ne Verelim Emperyalist Abilere?! Daha Ne Verelim Emperyalist Abilere?! (49050)
SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-2 SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-2 (47567)
Avrupa Birliği Değişime Gebe Avrupa Birliği Değişime Gebe (53052)
Rumlara Güven Duymak Rumlara Güven Duymak (55905)
Asıl Müdahale Bundan Sonra Asıl Müdahale Bundan Sonra (59524)
Otur Oturduğun Yerde! Otur Oturduğun Yerde! (53625)
Bölgesel Dengeler Hızla Değişiyor Bölgesel Dengeler Hızla Değişiyor (60681)
Kelaynaklar Kelaynaklar (66338)
Kıbrıs’ın Sahibi Biziz Kıbrıs’ın Sahibi Biziz (62127)
Farz Edelim ki Erdoğan gerçekten aday olmayacak, ne değişir? Farz Edelim ki Erdoğan gerçekten aday olmayacak, ne değişir? (64004)
Türkiye mi AB’ye, AB mi Türkiye’ye muhtaç? Türkiye mi AB’ye, AB mi Türkiye’ye muhtaç? (73872)
Cahilliğin Özendirilmesinin Sonucu... AKP Kazdığı kuyuya Düştü! Cahilliğin Özendirilmesinin Sonucu... AKP Kazdığı kuyuya Düştü! (59786)
ABD ve İsrail’in Çöküş Süreci mi Başlıyor ABD ve İsrail’in Çöküş Süreci mi Başlıyor (71073)
31 Mart Uçurumdaki Son Daldı!.. 31 Mart Uçurumdaki Son Daldı!.. (62205)
SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-1; partiler, yöneticiler, delegeler, üyeler, seçimler, Seçmenler ve sandık görevlileri ... ve müteahhitler SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-1; partiler, yöneticiler, delegeler, üyeler, seçimler, Seçmenler ve sandık görevlileri ... ve müteahhitler (69621)
KANUNSUZ CEZA: LİNÇ KANUNSUZ CEZA: LİNÇ (68844)
Ekonomik Öngörülerin Çöktüğü Bir Dönem! Ekonomik Öngörülerin Çöktüğü Bir Dönem! (63373)
Türkçe Niye Yok ? Türkçe Niye Yok ? (60921)
Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler (61077)
HANEDAN DÜĞÜNÜ… HANEDAN DÜĞÜNÜ… (63085)
Doğru mu, Yalan mı? Doğru mu, Yalan mı? (61866)
Evrim, Karşı Evrim, Devrim, Karşı Devrim… Evrim, Karşı Evrim, Devrim, Karşı Devrim… (67538)
Yanlış Strateji, Yanlış Başlangıç Yanlış Strateji, Yanlış Başlangıç (70577)
Müzakerelerin İçeriği Değişir mi? Müzakerelerin İçeriği Değişir mi? (66498)
Teğmenlerin İhracında En Çok Buna Şaşırdım Teğmenlerin İhracında En Çok Buna Şaşırdım (64214)
CUMHURBAŞKANI… CUMHURBAŞKANI… (70906)
Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor? Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor? (81322)
Devlete Küsmek! Devlete Küsmek! (63570)
Seçimden Sonrası Tufan!.. Seçimden Sonrası Tufan!.. (70148)
Soğuk Savaş Kızışıyor Soğuk Savaş Kızışıyor (67655)
Askeri Sınavlarda Neler Olmuş Neler!.. Askeri Sınavlarda Neler Olmuş Neler!.. (70091)
Küresel Güç Değişikliği Başladı Küresel Güç Değişikliği Başladı (68444)
Nüfusun artmasından medet ummak! Nüfusun artmasından medet ummak! (74340)
Dost musunuz Düşman mı? Dost musunuz Düşman mı? (71394)
Sahte Politikaların Efendileri! Sahte Politikaların Efendileri! (70963)
AB-Türkiye İlişkilerinde Yeni Aşama AB-Türkiye İlişkilerinde Yeni Aşama (75580)
“Agapite Tayyip”… “Agapite Tayyip”… (68907)
Özeleştiri Zamanı Geldi Özeleştiri Zamanı Geldi (69765)
Nüfusun artmasından medet ummak! Nüfusun artmasından medet ummak! (69970)
Dünyada hoş bir seda bırakıp giden babam Prof. Dr. Hakkı Atun Dünyada hoş bir seda bırakıp giden babam Prof. Dr. Hakkı Atun (85755)
AB’nin Çirkin Tarafgirliği AB’nin Çirkin Tarafgirliği (74492)
İsrail Mallarının Boykotu Zırvası… İsrail Mallarının Boykotu Zırvası… (73698)
Son Tecavüz!.. Son Tecavüz!.. (69199)
Doğu Akdeniz’i Asla Kaybedemeyiz Doğu Akdeniz’i Asla Kaybedemeyiz (77890)
100 YILLIK CUMHURİYET’TE SINIF MÜCADELELERİ 100 YILLIK CUMHURİYET’TE SINIF MÜCADELELERİ (69773)
Filistin Nere, İsrail Nere! Filistin Nere, İsrail Nere! (68116)
Filistinliler ve Kıbrıs Türkleri Filistinliler ve Kıbrıs Türkleri (81418)
“N’oldu İslamcı, Raks Ediyırdın!” “N’oldu İslamcı, Raks Ediyırdın!” (81137)
Terör Örgütleri Niye Kuruldu Terör Örgütleri Niye Kuruldu (77329)
“Lütfen” Terör Örgütleriyle İlişkinizi Keser misiniz?! “Lütfen” Terör Örgütleriyle İlişkinizi Keser misiniz?! (78767)
Beklentiler Boşa Çıktı Beklentiler Boşa Çıktı (69710)
Bu Kış Çok İnsan Ölecek! Bu Kış Çok İnsan Ölecek! (64708)
Yanlış gündemli CHP kongreleri üzerine Yanlış gündemli CHP kongreleri üzerine (75608)
LAİKLİK: SEN SAĞ BEN SELAMET LAİKLİK: SEN SAĞ BEN SELAMET (75970)
Rumlar Niçin Müzakerelere Geri Dönüş İstiyor-1 Rumlar Niçin Müzakerelere Geri Dönüş İstiyor-1 (78421)
Beni %48 listesinden düş Bay Kemal! Beni %48 listesinden düş Bay Kemal! (67339)
Menendez’in Türk Düşmanlığının sebebi ne? Menendez’in Türk Düşmanlığının sebebi ne? (88209)
Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği itibar Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği itibar (78353)
BM kimi koruyor? BM kimi koruyor? (82314)
Hayaller Türkiye Yüzyılı… Gerçekler Ruanda!.. Hayaller Türkiye Yüzyılı… Gerçekler Ruanda!.. (78698)
ATATÜRK VE ERMENİLER ATATÜRK VE ERMENİLER (85910)
Kıbrıs’ta Taraflı Görev Yapan BM barış Gücü Kıbrıs’ta Taraflı Görev Yapan BM barış Gücü (96565)
Afrika’ya Uyandırma Desteği Afrika’ya Uyandırma Desteği (91127)
Başbakan Erdoğan’ı “Yakmayı” Düşünürken!.. Başbakan Erdoğan’ı “Yakmayı” Düşünürken!.. (96745)
CHP, AKP’den Tüm Kötü Zihniyeti Emanet Aldı CHP, AKP’den Tüm Kötü Zihniyeti Emanet Aldı (84495)
Türkiye’nin Kıbrıs ve AB Stratejisi Türkiye’nin Kıbrıs ve AB Stratejisi (96148)
İktidarın çıkmaz yolu İktidarın çıkmaz yolu (85337)
Türkiye’nin Ortadoğu Açılımı Türkiye’nin Ortadoğu Açılımı (84092)
Türkiye - NATO Toplantısının Perde Arkası Türkiye - NATO Toplantısının Perde Arkası (90793)
Bu Kadarını Lord Curzon Bile Hayal Etmemiştir!.. Bu Kadarını Lord Curzon Bile Hayal Etmemiştir!.. (105781)
Bâis-i şekvâ bize hüzn-i umûmîdir Kemâaaaaal! (N.Kemal) Bâis-i şekvâ bize hüzn-i umûmîdir Kemâaaaaal! (N.Kemal) (123894)