GİDİCİ OLANIN ŞAŞKINLIĞI: “AHMAK” CEZASI

“AKP’nin iktidarda kalmak için yapamayacağı şey yoktur” diye yazanlara, bazı okurlar itiraz ediyor. “Böyle derseniz halkın morali bozulur, mücadeleden vazgeçer” diyorlardı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üç buçuk yıl önce kendisine “Ahmak!” diyen İçişleri Bakanı’na “Asıl ahmak seçimi iptal edenlerdir” sözüne Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle üç yıl yedi ay hapis cezası vermekle kalmayıp İmamoğlu’na siyaset yasağı da getirilmesi, “AKP’nin iktidarda kalmak için yapmayacağı yoktur” kanımızı doğruluyor. Ancak bu son yaptığı muhalefette yılgınlık yaratmak bir yana, onu canlandırmış ve mücadeleyi ateşlemiştir.

 

Önümüzdeki seçimlerde cumhurbaşkanı adayları arasında anılan İmamoğlu üzerinden muhalefete yapılan bu haksızlığın hukuki değil siyasi olduğu gün gibi açık. İmamoğlu’nu çalıştırmamak için seçildiği günden beri birçok engellemeler yapıldı. Bunlar kesin sonuç vermeyince “Daha ne yapabiliriz?” diye sorulmuş, üç buçuk yıl önce söylenmiş bir sözden medet umulmuştur.

 

İktidar çevrelerinden muhalefete en ağır hakaretlerin yapıldığı, toz ve dumandan ortalığın görülmediği bir ortamda “Ahmak” gibi çok masum kaçan bir ifade nedeniyle başvurulan ceza da kâr etmezse bundan sonra hangi hamlenin geleceği merak konusu.

 

Bu arada belirtmek gerekir ki, hükümetin isteğiyle İmamoğlu’nun kazandığı seçimi iptal eden Yüksek Seçim Kurulu üyeleri de, dokunulmazlık zırhına bürünüp hesap vermekten kaçınamazlar. Bu ülkede, her yurttaş gibi, siyasetçisi, bürokratı, savcısı ve hâkimi de büyük adalet terazisinde tartılmak zorundadır. Adalet, yalnız mahkemelerin elinde tuttuğu bir teraziden ibaret değildir. Onu asıl elinde bulunduran halkın vicdanıdır.

  

İmamoğlu’na siyasi yasak getiren mahkeme kararının hükümet tarafından tezgâhlandığı o kadar açıktır ki, bu kararı vermeye yanaşmayan hâkim, sürülmüş ve yerine bu kararı alması için yeni bir hâkim atanmıştır!

 

Bu karar verildiğinden beri, kamuoyu şunu tartışıyor? “Bu karar kime yarar?” Hemen herkes, kararın İmamoğlu ve seçimlere hazırlanan muhalefetin işine yaradığında görüş birliği içinde. Peki, öyleyse siyasi iktidar, nasıl olmuştur da kendi aleyhine olacak bir kararı aldırmıştır?

AKP’NİN ÇARESİZLİĞİ

AKP, gidici olduğunun farkındadır. Bunun telaşı içindedir. Seçimlerle iktidardan uzaklaştırılırsa, hem adım adım örmeye çalıştığı şeriatçı bir rejim kurma projesi yarım kalacak, hem de hazineyi yağmalama imkânını kaybedecektir. Kendisinden bu ana kadar yaptığı kanunsuz işlerin hesabının sorulma ihtimali de vardır.

İktidarın aklı, iki cami arasında kalmış beynamazın aklına benziyor. Yerleşik parlamenter, liberal usullere uyarak mı, yoksa iktidar gücünü kullanarak bir yasaklar ülkesinde rakipsiz mi seçime gitsin? İktidar kadrolarının aklı bu ikisi arasında gidip gelmektedir. Normal koşullarda seçimi kazanamayacağını anladığından yasaklardan medet ummaktadır.

Ancak bu uygulamasının da onu iktidarda tutmaya yetmeyeceği, çığ gibi büyüyen tepkilerden anlamak mümkündür. AKP’nin hâlâ elinde tuttuğu bir seçmen kitlesi varsa da, bu kitlenin içinde böyle açık bir haksızlığı vicdanına yediremeyen önemli bir kesim olmalıdır. İstanbul Belediye Başkanlığı için tekrarlanan seçimlerde bunu örneği görülmüştür.

 

Durum bu iken Hükümet neden böyle kör kör parmağıma diyerek İmamoğlu’nu mahkûm ettiriyor?

 

Çaresizliğinden!

Bazen insanın fırlattığı ok, döner kendisini vurur. Kaldırdığın taş bazen kendi ayağına düşer. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olanlar çok görülmüştür. Onmayacak hasta, yatağı bırakıp yastığa yaparmış.

 

Bu olayda komplo teorileri aramak gerekmez. Olay, iktidarı kaybetmekte olan bir kadronun şaşkınlığından ve çaresizliğinden ibarettir. (16 Aralık 2022)

Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 16.12.2022 19:12:54 / Okunma = 25788

Yazarın Diğer Yazıları

Türkiye teknoloji trenini kaçırdı (757)
AB Kıbrıs Müzakerelerinin neresinde? (1536)
Türkiye’nin Öteki Yüzü (2696)
İlginç bir sosyal demokrasi dersi! (1791)
İsrail Türkiye Sınırına Yanaşır mı? (8171)
Sıra kimde? (10835)
İsrail Güç Zehirlenmesine mi Girdi? (8050)
Coni niye Kıbrıs’ta? (7980)
Erdoğan Bizim Köyde Hiç Kaybetmez. (10222)
Mağusa’yı Mağusa’lılardan Dinleyin (8718)
Netflix eğlence platformu mu, propaganda aracı mı? (8592)
Niyet başka akıbet başka! (9367)
İsrail Fikir mi Değiştiriyor? (11466)
Amigdala! (8417)
AB Elçiliklerini Neden Kapatıyor? (13012)
“Müşteri Puşttur” Felsefesi (23057)
Kumpaslar Sadece Bir Avuç Polis, Savcı ve Hakimin İşi miydi?! (21169)
AB mi, Türkiye mi? (13509)
Bir İktidar Bu Kadar mı Basiretsiz Olur! (22045)
TOP PEŞİNDE KOŞANLARA İNAT (21712)
O Akçeyi Her Babayiğit Taşıyamaz! (44635)
Orgeneral A.Ç. Menzil Tarikatından mı?! (52068)
İnsan Hakları Konseyi Seçimi (55872)
Daha Ne Verelim Emperyalist Abilere?! (42091)
SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-2 (40318)
Avrupa Birliği Değişime Gebe (41859)
Rumlara Güven Duymak (43119)
Asıl Müdahale Bundan Sonra (47067)
Otur Oturduğun Yerde! (44682)
Bölgesel Dengeler Hızla Değişiyor (49098)
Kelaynaklar (58283)
Kıbrıs’ın Sahibi Biziz (50509)
Farz Edelim ki Erdoğan gerçekten aday olmayacak, ne değişir? (51369)
Türkiye mi AB’ye, AB mi Türkiye’ye muhtaç? (61541)
Cahilliğin Özendirilmesinin Sonucu... AKP Kazdığı kuyuya Düştü! (53039)
ABD ve İsrail’in Çöküş Süreci mi Başlıyor (56987)
31 Mart Uçurumdaki Son Daldı!.. (56172)
SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-1; partiler, yöneticiler, delegeler, üyeler, seçimler, Seçmenler ve sandık görevlileri ... ve müteahhitler (61421)
KANUNSUZ CEZA: LİNÇ (62720)
Ekonomik Öngörülerin Çöktüğü Bir Dönem! (55519)
Türkçe Niye Yok ? (54330)
Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler (53389)
HANEDAN DÜĞÜNÜ… (56355)
Doğru mu, Yalan mı? (52913)
Evrim, Karşı Evrim, Devrim, Karşı Devrim… (59159)
Yanlış Strateji, Yanlış Başlangıç (61622)
Müzakerelerin İçeriği Değişir mi? (57462)
Teğmenlerin İhracında En Çok Buna Şaşırdım (57957)
CUMHURBAŞKANI… (62953)
Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor? (67177)
Devlete Küsmek! (54932)
Seçimden Sonrası Tufan!.. (59240)
Soğuk Savaş Kızışıyor (56918)
Askeri Sınavlarda Neler Olmuş Neler!.. (62198)
Küresel Güç Değişikliği Başladı (57501)
Nüfusun artmasından medet ummak! (64351)
Dost musunuz Düşman mı? (60010)
Sahte Politikaların Efendileri! (61652)
AB-Türkiye İlişkilerinde Yeni Aşama (61018)
“Agapite Tayyip”… (63347)
Özeleştiri Zamanı Geldi (59597)
Nüfusun artmasından medet ummak! (62587)
Dünyada hoş bir seda bırakıp giden babam Prof. Dr. Hakkı Atun (74697)
AB’nin Çirkin Tarafgirliği (63287)
İsrail Mallarının Boykotu Zırvası… (62481)
Son Tecavüz!.. (61178)
Doğu Akdeniz’i Asla Kaybedemeyiz (65735)
100 YILLIK CUMHURİYET’TE SINIF MÜCADELELERİ (64049)
Filistin Nere, İsrail Nere! (61230)
Filistinliler ve Kıbrıs Türkleri (73888)
“N’oldu İslamcı, Raks Ediyırdın!” (71230)
Terör Örgütleri Niye Kuruldu (64930)
“Lütfen” Terör Örgütleriyle İlişkinizi Keser misiniz?! (70342)
Beklentiler Boşa Çıktı (61303)
Bu Kış Çok İnsan Ölecek! (58517)
Yanlış gündemli CHP kongreleri üzerine (66123)
LAİKLİK: SEN SAĞ BEN SELAMET (68865)
Rumlar Niçin Müzakerelere Geri Dönüş İstiyor-1 (68321)
Beni %48 listesinden düş Bay Kemal! (60402)
Menendez’in Türk Düşmanlığının sebebi ne? (79289)
Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği itibar (66927)
BM kimi koruyor? (68734)
Hayaller Türkiye Yüzyılı… Gerçekler Ruanda!.. (73291)
ATATÜRK VE ERMENİLER (80181)
Kıbrıs’ta Taraflı Görev Yapan BM barış Gücü (84095)
Afrika’ya Uyandırma Desteği (81622)
Başbakan Erdoğan’ı “Yakmayı” Düşünürken!.. (90806)
CHP, AKP’den Tüm Kötü Zihniyeti Emanet Aldı (79245)
Türkiye’nin Kıbrıs ve AB Stratejisi (82194)
İktidarın çıkmaz yolu (79206)
Türkiye’nin Ortadoğu Açılımı (74612)
Türkiye - NATO Toplantısının Perde Arkası (80374)
Bu Kadarını Lord Curzon Bile Hayal Etmemiştir!.. (97628)
Bâis-i şekvâ bize hüzn-i umûmîdir Kemâaaaaal! (N.Kemal) (117028)
Kahrolası İyimserler! (74952)
AB Sorunun Farkında (100424)
Darbeci General: “15 Temmuz İçin Sus Emri Verildi”!.. (106861)
Türkiye'yi Dışlama Senaryosu mu? (81412)
En çok sevilen kişilikten, en çok nefret edilen bir kişiliğe doğru son hızla gidiyorsun Kılıçdaroğlu! (102005)
Kemal Kılıçdaroğlu CHP başından gitmediği sürece benim için CHP bitmiştir, oy vermem. Neden mi? (85396)