Cumhuriyet Halk Partisi nin İstanbul da 24-25 Kasım 2012 de gerçekleştirdiği “Değişen Zamanlarda Sosyal Demokrasi: Balkanlar da Dayanışma ve Refah “ konulu konferans notlarına, Yunanistan, Arnavutluk ve Bosna temsilcilerinin konuşmaları üzerinden devam edelim. Moderatörlüğünü Sırp Basko Jaskic in yaptığı ilk oturumun konusu, “Balkanlar da Güven İnşasına Bir Yol Olarak Sosyal Demokrasi” idi. Panelistlere sözü vermeden önce Jaskic, kendi ülkesini referans alarak genel bir değerlendirmede bulundu ve şunları dile getirdi: “Dini inançlar ve etnik köken Balkanlar da bir araya gelmenin zemini. Siyasi fikirler de insanları birbirine bağlıyor. Tam da bu noktada sosyal demokrasinin bağlayıcı özelliğini fark etmek gerekir. Bu bölge tarihte çok acı çekti ve hâlâ Balkanlaşma yaftası ile yaşıyor. Zayıf devletlerle, devlet olmak isteyen etnikliklerin bir arada olduğu sorunlu bir alan Balkanlar. 20 yıl önce, demokratik olmayan devletler sorunu vardı, şimdi demokratik devletler var ama demokrasi gelişmiyor. Çünkü liderler demokrasiyi görünürde istiyorlar. Demokratik kurumlara güven bu nedenle çok düşük, yüzde 20 civarında destek var parlamentoya. Balkanlar da entelektüel yapı da çok kötü. Anti-Batı düşüncesi gelişiyor. Küresel ekonomi bu bölgede önemli sorun yaratıyor. Ciddi bir kriz ile karşı karşıyayız. Diğer taraftan sosyal demokrasi fikirleri için büyük bir fırsat oluşturuyor kriz. Sosyal demokrasinin ilkeleri ışığında krize karşı politikalarını açıklamalıdır sosyal demokrat partiler.” THANOS VERENİS Yunanistan dan katılan Thanos Verenis in konuşması ekonomi ağırlıklıydı. Değindiği hususlar şu şekilde özetlenebilir: “Yunanistan daki kriz ödemeler dengesi ile ilgilidir. Ürettiğimizden daha fazla tüketiyoruz. Borç aldığımız ülkelerin parasıyla yaşıyoruz. Ayrıca devlet harcamalarında da aşırılık var. Dolayısıyla bütçe açıkları oluşuyor. Ama diğer önemli sorun tabii ki Balkanlar daki yolsuzluk. Sosyal demokrat partilerin iki taraflı sorunu çözmeleri gerekiyor. Yunanistan da işsizlik yüzde 25. Vergiler çok yüksek. Ama kamu sektöründe işsizlik yok. Tüm siyasi partiler devlete dokunamıyor, ona müdahale edemiyorlar. Sorun da büyüyor. Sosyal demokrat bir parti önce siyasi alanı temizlemeli, devleti iyi işler hale getirmeli ve geliri daha iyi bir şekilde dağıtmalıdır. Balkanlar hep küçümsendi, aşağılandı. Karanlık güçlerin Balkanlar dan çıktığını ileri sürenler arasında bölgeye borç veren ülkelerin olması ise ayrı bir sıkıntı yaratıyor. Balkanlar tekrar güçlü bir konuma gelebilir. Sorunlarımız ortak. Sosyal demokrasi, Balkan ülkeleri arasındaki ilişkileri güçlendirebilir ve mevcut sorunların aşılmasında etkili olabilir. ARTA DADE Arnavutluk un eski Dışişleri Bakanı, Arnavutluk Sosyalist (SPA) Partisi Üyesi, Milletvekili, Arnavutluk Parlamentosu Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Arta Dade, Balkan ülkelerinin önce kendi evlerinde sosyal demokrasinin değerlerini yaygınlaştırmalarının gerekli olduğunu vurguladıktan sonra, Arnavutluk un siyasi yapısına ilişkin düşüncelerini paylaştı. Şunları söyledi Dade : “Önce kendi ülkelerimizde sosyal demokrat değerleri yaygınlaştırmalıyız. Arnavutluk önünde zorlukları olan bir ülkedir. Ben eski komünist partiye üye olmadım. Sosyal demokrat partiye üye oldum. Sosyal demokrat siyasetle ülkemde sorunlara yeni bir bakış açısı getiriyoruz. Komünist parti döneminde devletin verileri halka hep yanlış anlatılmış, bugün yaşanan sorunlar biraz da böyle bir geçmişten kaynaklanıyor. 1997 de iktidara geldiğimizde çok şey yaptık. Ancak 7 yıldır muhalefetteyiz. AB içinde adil seçim yapmayan tek ülke biziz. İktidara gelmek için seçimleri manipüle ettiler. Seçimler adil olsa hep sosyal demokrat partiler kazanır. Yolsuzluk en önemli sorunlarımızdan. Siyasetin yolsuzluk alanlarının oluşmasında ciddi bir payı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle sadece ekonomide, özelleştirmelerde değil, siyasette de etik değerlerin önemsenmesini sağlamalıyız. İktidara tekrar geldiğimizde marjinal grupların haklarını savunacağız. Romanlar bizim toplumumuzun en mağdur kesimi. Üç milyon nüfusun bir milyonu işsiz. Sosyal demokratlar bu konuda çözüm üretmeli. Sadece sağ partileri eleştirerek etkin olamayız. PECAN Konferansa Bosna dan katılan Pecan, savaşın yarattığı olumsuzlukları öne çıkardığı konuşmasında, Bosna da işlenen savaş suçlarından dolayı toplumda halen travma yaşandığını belirtti. Savaşın en önemli etkilerinden biri de Saraybosna da yükselen milliyetçilik diyen Pecan, AB ve ABD nin barış sürecine katkılarının eskisi gibi olmadığını söyledi. İki sosyal demokrat partimiz var. Ama ikisi de halkın beklentilerini karşılayamadı. Ülkemizde yüzde 40 işsizlik var. Son yerel seçimlere iki sosyal demokrat parti birlikte girdiler ama başarılı olamadılar, oy kaybına da uğradılar. Tüm partiler Bosna nın AB ye girmesini istiyorlar ama gerçekte milliyetçi siyaset güdüyorlar. Aslında AB ye girmek istemiyorlar. Bu nedenle sosyal demokrat partilerimiz de milliyetçi yaklaşımlar ağır basmaya başladı diyebiliriz. Bunda Sırbistan ın milliyetçi politikalarının etkisi de var kuşkusuz. Sosyal demokrat partiler ciddi bir seçenek olduklarını göstermelidirler. Ama bu zaman alacak gibi görünüyor. Önümüzdeki hafta Karadağ ve Bulgaristan temsilcilerinin görüş ve saptamalarına yer vereceğiz.