Ekonomik ve/veya siyasi tezler vardır. Hatta bazıları bu tezleri nerdeyse kanun hükmünde görmektedir. Örneğin, ekonomik kriz çok büyükse halk anında o krize sebep olan partiyi bırakıp, sorgusuz sualsiz alternatif partiye yönelir…
Mantıken doğru bir tezdir. Fakat Türkiye’de mantık işlemiyor. Şu an Resmi %80, Gayri Resmi %140 ve hatta Sokak temek alınınca %200 üzeri enflasyon vardır. Bir esnaf, 100 TL’ye aldığı ürün üzerine kar koyup, satınca, o gelen yeni parayla aynı ürünü satın alamayacağını hesaplamaktadır. Bu durumda da satın aldığı ürünün fiyatı üzerine, gelecekteki kar ve satın alma maliyetlerini de koyarak, en az 2 veya 3 katına satması gerekiyor. Bu da fiyatları çıldırtıyor.
Bazı ülkelerde enflasyon ve fiyat çılgınlığı bize yaklaşacak durumda bile değilken isyan çıkıyor, biz de neden isyan veya protesto olmuyor? Elbette sokak güvenlik güçlerince, maneviyat da imamlarca işgal edilmektedir. Halk sokakta güvenlikçi şiddetine, maneviyatta da din korkusuna veya din pasifliğine mahkûm edilmiş durumdadır. Peki, bu durum bir insanın, oyunu bir partiden başka partiye vermesine ne kadar engeldir?
Kimse benim elimi tutarak başka partiye oy verdiremez! O zaman bu kriz ve açlık ortamında iktidarın sebep olduğu bu kâbus ortamında tek alternatif parti CHP gözükürken, CHP’nin oyu neden artmaz?
İktidarın medya ve kamu tekelciliği halkı baskılamaktadır, korku iklimi halkı baskılamaktadır, din şovenizmi halkı baskılamaktadır. Fakat ne olursa olsun, en azından gençlerden ve iktidarın ezmesine isyan edecek olan esnaf, Kobi veya diğer büyük firmalardan CHP’ye oy geçmesi olmalıydı. Hâlâ oyu %20 ile %30 çizgisi arasına sıkışmış bir CHP var.
Gençlik, kendi dilinden anlayan bir CHP yönetimi istemektedir. Şu anki CHP yönetimi maalesef gençlik dilinen konuşamıyor.
İşsiz, alternatif bir heyecan ve isteklendirme beklemektedir, şu anki CVHP maalesef işsizleri motive edemiyor.
Ev kadınları bile CHP yönetimine ikna olmuyor...
Bu saydıklarım CHP için aleni yaşanan olumsuzluklardır. Bir de insanların beynine işlenmiş bilinçaltı olumsuzluklar vardır.
Ülkedeki 2 milyon civarı Kobi ve esnaf ki, aile nüfusu dikkate alınırsa CHP oyundan fazladır, bu kesim neden CHP’ye uzak duruyor?
Ülkedeki dindar kesim uzak durmasına diye, CHP Yönetimini vermek istemeyen kişi ve ekibi dinci mahalleden dinci ve dindar transferi yaparak halka din karşıtı olmadığını anlatmaya çalışıyor. Oysa transfer edilerek getirilen dindar kitleden daha fazla sadık CHP kitlesi CHP’den uzaklaşıyor.
Suyu yatağında serbest bırakmak lazım! CHP’nin ana ilkelerinden birisi Yenilik, Devrimciliktir. Devrimciliktir ise, bana kalırsa Evrimciliktir. Fakat bu ilke CHP’de hiç işlememektedir.
Herkesin bildiği ama söylemek istemediği olumsuzluklar şunlardır:
Bu CH yönetiminden avukatları uzaklaştırmazsanız…
Bu CHP Yönetiminden Sendikacıları uzaklaştırmazsanız…
Bu CHP Yönetiminden SSK’cıları uzaklaştırmazsanız…
Bu CHP Yönetiminden Vergicileri uzaklaştırmazsanız...
Hiçbir Kobi ve Esnaf kitlesinin oyunu alamazsınız. Çünkü bir Esnaf ve Kobi’nin baş düşmanları(Düşman derken, canını yakan ve hayatını karartan anlamında kullanıyorum) bu kitledir. Maalesef bu kitle CHP’nin tepesine çöreklenmiştir.
Ne yaparsanız yapın, CHP Evrime dönmeden halktan oy toplayamaz, bize yapılan dindar oy toplama sunumları ise beyhudedir. Onlar göstermeliktir. Onlar misafirdir ve hatta belki de onlar takiyye yapmaktadırlar.