Yıllarca “dış güçlerle” kol kola girip Türkiye’yi, devleti ve rejimi “dönüştüren” Erdoğan ve partisi, son ekonomik krizde de görüldüğü üzere artık gökten taş düşse “dış güçleri” suçlar gözüküyor, ama onlara haddini bildirmek için parmağını bile oynatmayıp “iç güçleri” döverek yoluna devam ediyor.
Geçenlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da şu tespiti yaptı:
“Dünyanın en büyük ülkesi denilen büyükelçiliklerden aldıkları talimatla, ülkemizin içerisini karıştırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Darbelerle, ekonomik saldırılarla, Türkiye’de kurgulanan oyunların içerisinde bunlar vardır.”
Ardından isim vermeden ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield’la görüştükleri için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i suçlayıp, “Hainliğin bile kendine ait bir karakteri vardır. Bazıları hain olamayacak kadar sefildirler. Amerikan Büyükelçisiyle 5 defa oturacaksın, bunu matah olarak servis edeceksin. Yazıklar olsun… Sonra da ‘siyasetçiyim’ diye gezeceksin… Bu iş, ayak oyunlarıyla, elin oğluyla iş tutarak, Türkiye’yi büyükelçilere, dış dünyaya şikayet ederek, Türkiye hakkında birtakım karalamalar yaparak olmaz.” dedi.
Satterfield Gidiyor Yenisi Geliyor
Evet, konumuz ABD Büyükelçisi: David Satterfield gidiyor, Jeff Flake geliyor.
Kimdir Flake? Cumhuriyetçi olmasına rağmen Başkanlık seçiminde Demokrat Partili Biden’ı destekleyen eski Arizona senatörüydü.
Peki Türkiye hakkında ne düşünüyor? Eylül’de Biden tarafından Ankara Büyükelçiliği’ne aday gösterildiğinde “Erdoğan rejiminden, baskıdan, demokrasiden” söz etti.
“İfade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü gibi konularda geriye gidiş rahatsızlık verici. Eğer atanırsam, NATO yükümlülüklerine, ulusal ve uluslararası insan haklarıyla ilgili taahhütlerine uyması için bastıracağım.” dedi.
Yeni Rus silahları almaması için “Türkiye’yi uyardığını” belirtip aksi halde ek yaptırımlara maruz kalacağını söyledi.
2023 İçin Geliyorsa
İşte bu açıklamaları üzerine, iktidarın dış politikasında oldukça etkili bir kalem sıcağı sıcağına Flake’e ateş püskürüp özetle şunları yazdı:
“Ne o, sana ‘git Erdoğan’ı devir’ emri mi verdiler? Sömürge valisi misin sen! Ne o, seni buraya ‘sömürge valisi’ olarak mı gönderecekler?… ‘FETÖ’yü, PKK’yı, içeride kurduğunuz ittifakı yanına al ve 2023’e kadar bu işi bitir’ mi dediler? ‘Darbe yaptır, iç savaş çıkar, Erdoğan karşıtlarını örgütle’ mi dediler?… Ne o Jeff, Biden’ın ‘muhalefeti destekleyip Erdoğan’ı devireceğiz’ diye ifade ettiği ‘darbe süreci’ seninle yeniden mi başlatılacak?… Anladık, 2023 iç çatışma planları için geliyorsun. Sömürge dönemi bitti aptal!… Elinde silahla gönderiliyorsun. Hodri meydan… Geldiğin gibi dönersin.”
Aynı kalem, ABD Büyükelçisi öncülüğünde 10 ülke büyükelçisinin Osman Kavala’nın tahliyesi için yaptığı çağrının ardından, bir kez daha Jeff Flake’in atanmasına değinip şu iddialarda bulundu:
“Elçi krizi bitmedi. Çünkü muhalefeti sevk ve idare edecek yeni bir ‘patron’ geliyor. Siz o zaman bakın, Türkiye içindeki örtülü operasyonlara… Siyasi cinayetlerden teröre, örtülü operasyonlardan yeni darbe girişimlerine, ekonomik saldırılardan siyasi bunalımlara kadar ‘son müdahale’ için ne gerekiyorsa yapılacak. Yeni büyükelçi, burayı örgütlemeye geliyor. Muhalefeti dizayn etmeye geliyor… İş, siyaset değil artık. İş; ülke bütünlüğüne, millet birliğine, coğrafya güvenliğine, Türkiye’nin geleceğine kurşun sıkma girişimi halini almıştır. Her ülkenin; ‘Olağanüstü müdahale’lere ‘Olağanüstü cevap’ verme hakkı vardır! Ve bu verilecektir. Umuyoruz, elçi krizinden gereken ders alınmıştır.”
ABD Türkiye’ye Sormadı Mı?
Ülkemizin göz göre göre ateşe atılması anlamına gelen bu vahim iddia ve suçlamalardan sonra ne yapılması beklenir?
Öyle bir “sömürge valisinin” gelmesine izin verip sonra “defolup gitmesini” sağlayacak “olağanüstü” tedbirlere başvurmaya hiç gerek kalmadan, ABD’ye peşin peşin, “Biz bu ismi Büyükelçi olarak kabul etmiyoruz, hiç zahmet edip gelmesin.” denir ve biter, değil mi?
Malûm, büyükelçilik atamaları karşılıklı görüş alışverişi ve kabulle gerçekleşiyor.
Belki AKP iktidarı o yazarla aynı fikirde olmadığından ABD’ye itirazını bildirmemiş belki de Washington, Ankara’ya hiç sormamış olacak; Jeff Flak 11 Aralık’ta, Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in huzurunda yemin ederek resmen Ankara Büyükelçisi unvanını aldı.
Birkaç gün önce ise Flake’in, 7 Ocak’ta Ankara’da olacağı ve Erdoğan’a güven mektubunu sunduktan sonra resmen göreve başlayacağı duyuruldu.
Flake’e o suçlamaları yönelten ismin, bu gelişmelerin ardından yeni herhangi bir değerlendirmesi olmazken, iktidarı destekleyen bir başka gazete, yeni ABD Büyükelçisi’ni şu satırlarla karşıladı:
“Türk-Amerikan ilişkilerinde son dönemde görülen normalleşme sürecinde büyükelçilik görevini üstlenecek olan Flake’in siyasi etkisini kullanarak iki müttefik arasındaki diyaloğu etkinleştirmek ve mevcut sorunları aşmak hedefiyle Ankara’ya geleceği değerlendiriliyor. Ancak S-400’ler, Washington’un YPG’ye desteği ve demokrasi başlıkları temel sorunlar olarak gündemdeki ağırlığını korumaya devam edecek.”
Turkuaz Halıyla Karşılanır Mı?
Şuraya geleceğiz;
15 Temmuz darbesini yaptırdığını öne sürdükleri, bölücü terör örgütü PKK/YPG’yi silahlandıran ABD’yle “müttefiklik ilişkisine” dirhem hâlel getirmediler…
15 Temmuz’un “finansörü” olduğunu söyledikleri Birleşik Arap Emirlikleri Prensini turkuaz halıyla karşıladılar…
Rumlarla işbirliği yapıp, doğalgaz arama faaliyetlerine başladığı halde Katar’la hâlâ “özbeöz kardeşler”…
Ülkemizden “soykırımı tanıma, tazminat ve toprak” talebinde bulunan Ermenistan’la ilişkileri “ön şartsız normalleştirme” adımları attılar…
Doğruysa; İstanbul’un ortasında Gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı öldürtmekle suçladıkları Suudi Prensiyle, hem de Suudilerin “Erdoğan bir daha Kaşıkçı cinayetini gündeme getirmeme sözü versin” şartına rağmen görüşmeye hazırlanıyorlar…
İsrail’in Filistin ve Kudüs politikalarında en ufak bir değişiklik olmadığı halde bu ülkeye de sıcak mesajlar gönderiyorlar…
Ez cümle; nasılsa lafla peynir gemisi yürütülüyor ya, “sömürge valisi” denilen yeni ABD Büyükelçisi de halaylarla karşılanırsa şaşırmayalım!..