Bu AY değişikliği önerilerininn en önemli ve belirleyici maddesi Cumhurbaşkanının ve buna bağlı olarak kamu yönetiminin tarafsızlığının kaldırılması, taraflılığın meşrulaştırılmasıdır. Diğer madeler üç aşağı beş yukarı her demokratik ülke anayasasında görülebilecek maddelerdir.
Geçen yazımızda AY madde 9 da önerilen değişiklikle, yargı yetkisi ile ilgili olarak mahkemelere bağımsız sıfatına ilaveten tarafsız sıfatı ekleniyor. Madde 101 de Cumhurbaşkanı tanımlamasından “ nitelikleri ve tarafsızlığı “ ibaresi kaldırılıyor. Buradan halk oylaması sonucu “ evet” çıkarsa kamu yönetiminin başı olan Cumhurbaşkanı tarafsız olmayacak, partizan bir başkan olmasının önündeki yasal engeller kalkmış olacak. Parti taraftarı, parti üyesi, parti başkanı olabilecektir. Türkiye’nin şu anki konjontüründe de AKP başkanı ve CB aynı olacaktır.
Bu tablodan Yasama – Yürütme – Yargı Kuvvetleri arasındaki ilişkiler, kuvvetler ayrılığı, DENGE – Denetim mekanizmalarının demokratik bir işleyişi mümkün olur mu ? Cevaplanması gereken soru budur.
Meclis ve CB seçimi aynı gün olacak, aynı siyasi iklimde çıkacak meclis çoğunluğu ile CB, %90 olasılıkla aynı partiden olacaktır. Mevcut siyasi partiler ve seçim kanunlarına göre, partilerde MV adaylarının tespit yetkisi parti başkanına aittir. CB adayı aynı zamanda çoğunluk partisi MV lerini de atama makamında olacaktır. Atadığı adaylar vekil olabilecektir. Yani YASAMA ORGANI çoğunluğu, YÜRÜTME ORGANININ BAŞI tarafından ATANMIŞLARDAN oluşacaktır. Yasama, Yürütme’ye bağımlı olarak oluşacaktır. Atananlar kendilerini atayan gücü denetleyemez.
Bu kadar bağımlılığa da güvenilmiyor ki , meclisin denetim yetkileri de Anayasa’dan çıkarılmaktadır. Madde 98’de önerilen değişiklik çok manidardır. Mevcut AY maddesinde başlık “ TBMM Bilgi alma ve DENETİM YOLLARI “ şeklinde iken önerilen değişiklikten bu başlık çıkarılmıştır. Bağımlı meclisin danışıklı denetimine bile tahhammül edilmemektedir.
Yasama Meclisinin Yürütme üzerinde yaptırım gücü olan 2 yetkisi anayasadan çıkarılmaktadır. GENSORU ve BÜTÇE DENETİMİ. Bu yetkileri alınan meclis iğdiş, hadım bir meclistir. Meclis başkanına da Hadım Ağası rolü düşecektir.
Üçüncü kuvvet YARGI’ya gelince, Anayasa Mahekemesinin ve HSYK ( yeni adı HSK olacak ) üyelerinin tamamı Yürütmenin başı CB yarafından ve CB’nın atadığı bağımlı meclis çoğunluğu tarafından atanacaktır. Yargı gücü de dolaylı ve dolaysız bağlarla yürütmeye bağlanmaktadır. Yargı yetkisine eklenen Tarafsızlık ibaresi bir aldatmacadan başka bir şey değildir. Nesnel koşullar,Yargı’yı Yürütme’nin TARAF’ına bağlamaktadır. CB’nin meydanlarda “Tarafsızlık ne demek, bir kere tarafsızlık insan tabiatına aykırıdır…” demesi ilginçti. “Evet” diyen yurttaşlarımızdan CB’na şu soruyu sormalarını bekliyoruz. “ EEEEEYYYYY … Cumhurbaşkanım, tarafsızlık insan tabiatına aykırı ise, bu tarafsız mahkemelere TABİATI İNSAN OLMAYAN tarafsız yaratıkları nerden bulacağız…? “
Önerilen AY değişikliği ile, taraflı ve partizan bir kamu yönetimi hedeflenmektedir. Tarafsız olmayan bir kamu yönetim sisteminde YARGININ BAĞIMSIZ ve TARAFSIZ OLMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR. Yargı kararlarını salt soyut yasa maddelerine , hukuk kurallarına göre veremez. Polisin ve jandarmanın ön inceleme ve soruşturmalarına göre yargılama yapacaktır. Daha ileri uzmanlık gerektiren konularda uzman kamu kuruluşlarından bilgi ve rapor alacaktır. Adli Tıp kurumu, Üniversteler, TÜBİTAK v.s… Bütün bu kamu kurumlarının taraflı ve partizan bir yönetimin parçası olduğu koşullarda YARGININ BAĞIMSIZLIĞI DA TARAFSIZLIĞ DA hayaldir, yutturmacadır.
Önerilen sistem;
DEMOKRATİK BİR BAŞKANLIK SİSTEMİ ÖNERİSİ değildir.
PARTİZAN BİR REJİM DAYATMASIDIR.
AHMET AKKÜÇÜK / 08.04.2017
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 8.04.2017 00:00:00 / Okunma = 17156