Utanç duyulacak insani ölçütler aşılmış durumdadır. Anadolu insanı bu durum için, “Bir insanın yüzünün perdesi kalmadıysa, her şeyi yapar!” demektedir. Siyasal veya ekonomik olarak ülkede ahlaklı insan aramak, kuyuda iğne aramak gibi bir şey oldu.
Özgür irade,
birinin istediği şeyleri özgürce düşünmek değil, istemediğini düşünmek
demektir. Özgür yaşam, birinin istediği şekilde değil, kendi istediği şekilde
yaşamak demektir. Fakat özgürlük, kendi istediğini yapmak değil, başkasının
istediğini yapmamaktır.
Şu an işçiler, “kod
20” gibi şerefli insana layık olmayan bir uygulama ile sindirilmiş durumdadır.
Bu koddan işten çıkarılan bir çalışan, hiçbir yerde iş bulamıyor; kıdem ve diğer
tazminatları alamıyor.
Öğrenciler,
soruşturma ile okuldan atılma korkusu yaşıyor; okuldan atılan biri başka okula
da giremiyor. Oysa eskiden, yirmi yıl öncesinde, soruşturmayla okuldan atılmak
mümkün değildi,
Emekli kesim,
maaş açısından aç kaldığı için, yardım parasıyla yaşıyor ve en küçük bir isyanda
yardım parası kesiliyor.
İş insanının
şirketine, bankasına hatta tapusuna dava açılmadan bloke konabiliyor, haciz konabiliyor,
hayatı karartılıyor.
Bizlere pek yansımıyor
ama işin aslı; muhalif partilerin vekilleri hakkında mecliste verilmiş tezkere
sayısı, adliyelerdeki dava sayısıyla yarışıyor; onlar da fena baskı altındadır.
Ülkede, baskının
olmadığı yer olarak bir tek “İktidar Yandaşı” olan mahalle kaldığını sanıyorum
ama onlar baskının en aşağılık halini yaşıyorlar. Orhan Veli’ni bir şiiri var, “…
ama seninki de kolay değil, hani, Allah’ın her günü kuyruk sallamak!” diye
yazar. Yandaş kalemler her gün kuyruk sallamaktadır, bu durum bir insan
açısından onursuzluğun en dayanılmaz aşamasıdır.
Mutlu azınlık
olarak, bütün bu karamsal durum içinde çok az kalmış kişiler var. Peki, bu
mutlu azınlığı destekleyen nedir? Anketlere bakınca iktidarı destekleyen insan
sayısı gittikçe azalıyor fakat iktidarın gücü(veya baskısı) her geçen gün artmaktadır.
Kim destekliyor?
İşin tuhaf tarafı, iktidarı destekleyen kesim olarak; beli silahlı güç odakları
ve ağzı silahlı(Saldırgan gazeteciler) yalakalar var. Bu kitle, bir zihniyeti
iktidarda tutmaya yeterli olur mu? Asıl tehlikeli durum burasıdır? Halkın
desteği her geçen gün azalan birisi, iktidarda gücünü her geçen gün artırıyor
ve bundan da korkmuyor; çünkü onu orada tutmak isteyen, görünmez güç bu ülkeyi
yönetiyor. O güç kim? Ben o gücün, Türkiye içinden olduğunu sanmıyorum.
Ülke Türkiye
olmaktan gittikçe uzaklaşıyor. Bundan sonra ülkenin adı, kimliği, kişiliği ve
yapısı ne olur, orasını tahmin etmek bile zordur.
Halka gelince: Bu korkunç gidişi durdurmak için ya hemen “Başkaldıran” olacak ya da bundan sonra bir 600 yıl daha ”Baş Eğen” neslin günümüz temsilcileri olacaktır.
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi:
/ Tarih: 19.03.2025 09:39:58 / Okunma = 539