Örneğin ekonomik kriz: En cahil tayfa ekonomik krizi en iyi bilen ve hisseden tayfadır. Parasını anında yabancı paraya çeviriyor. Faize duyarlı olan o yabancı parayı bir de aylık faize yatırıyor. Faiz takıntısı olanlar altın alıyor. Parası durduk yerde para kazanıyor. Kimse sormuyor; senin para nasıl oldu da sürekli çoğaldı, diye. O da kendine sormuyor. Aslında herkes biliyor, paranın değer kazanması veya kaybetmesi bilimsel bir alandır, kazançlar veya kayıp ise sonuçtur. Fakat orta yerde konuşmaya bakarsan iktidarın saçma ekonomik tezlerini savunuyorlar. Madem öyle ne diye paranı yastık altında tutmadın?
Örneğin komşu krizi: Uzmanlar bağırıyor, komşularla düşman olunca ülkemiz yabancı işgale daha elverişli olur. Düşman olan komşularımız asırlık düşmanlarımızla işbirliği yapar. Hatalı bir durumdur bu! Fakat ülkenin en cahili, en çok okumuşundan daha akıllı gibi dış ilişkiler uzmanı oluveriyor. Gelinen noktada, komşularla olan düşmanlık en yakından, en az maliyetle ürün satmak veya almak için elverişli ortamı yok etti, en uzaktaki Çin veya ABD gibi ülkelere muhtaç hale geldik. Kanada’ya muhtaç hale geldik. Oysa bir ürün, Çin’den, ABD’den, Kanada’dan bir haftada gelirse, komşulardan bir saatte gelirdi. Veya bir ürünü komşuya sattığımızda, o ürün komşu halkında yenirken, yabancıya satışımız daha yolda olurdu.
Örneğin yabancı istilası: Artık Suriye’den gelenlerin göçü, sığınmacı kavramları geride kaldı. Suriye’de savaş yok ama sığınmacılar ülkelerine gitmiyor. Çünkü geçinmeleri gereken paranın yarısını AB fonu, kalan yarısını da bizim vergilerimizden oluşan paramızla Türkiye iktidarı veriyor. Ekmek elden, su gölden misali, çalışmadan bedava yaşayan Suriyeli neden ülkesine gitsin ki? Bulmuş bizim gibi bir keriz düşünceye sahip topluluk, sırtından geçiniyor. Bu durumu da en cahil kesim en fanatik şekilde savunuyor.
Örneğin Rusya-Ukrayna savaşı: Tüm medya kanalları bir sapkın düşüncenin kontrolünde olunca, doğru bilgiyi halka ulaştırmak mümkün olmuyor, halk da gerçeği öğrenemiyor. Ülkenin içi hırsızlıkla boşaltılınca, ABD ve AB’den de gizli ambargo olunca, Rusya bizim için kurtuluş pazarı oldu. Ukrayna ise damadın silah pazarıdır. Bu nedenle taraf tutamadık. Arap ve Müslüman ülkeleri saymazsak, soykırımcı Çin’i saymazsak herkes Rusya’ya ambargo uyguluyor. Biz ne tarafta olmalıyız? Sorunun cevabı çok basit: Rusya bu savası kazanırsa sonuç ne olur? Kırım sonsuza kadar elden gider. Karadeniz tamamen Rus denizi olur. Kuzeyde tehditkâr ve şımarık bir devlet hüküm sürer. Bölge yeniden ABD ve Rusya gizli savaşına sahne olur ve bu savaşta en çok yine biz kaybederiz. Peki, Ukrayna kazanırsa ne olur? Ukrayna nüfusunun büyük çoğunluğu Kırım, Kıpçak, Kuman ve bize yakın insan topluluğudur. Rusya, Kırım’ı kaybeder. Rusya Abhazya’yı kaybeder. Gürcistan güçlenir. Rusya’nın İran’a desteği azalacağı için, İran içindeki Oğuz Türkleri özgürlüğüne kavuşur. Ermenistan şımarıklığı biter. Rusya bünyesindeki esir Türk devletleri özgür olur. Bizim için daha büyük ve etkili bir alan doğar. Karadeniz Türk denizi olur. Kuzeyimiz güvenli bölge olur. Peki, ne diye tarafsızız? Bir şahsın ve ailesinin kişisel egosu ve çıkarı için olabilir mi?
Örneğiz Arap ülkeleriyle dost olmak: Arap kavmi, ki kavim aşamasından henüz çıkamadılar, hiçbir vakit Türk dostu olmadı, olmaz da… Dini duyguların hâlâ baskın olduğu bu kavim, ucu Hz Muhammed tarafından söylendiği belirtilen bir hadise dayanarak, Türklerin tamamı öldürülmeden kıyametin kopması mümkün değil, Türkler öldürülmelidir.” masalıyla büyüdü. Ayrıca, aşağılık Emevi soyu Türkleri Mevali- Din dışı, Sapkın olarak tarif etmekteydi. Bu kültürle büyüyen bir kavimden bize fayda gelmez.
Örneğin toprak satışı: Dünyada, ülkesi kanla, ölümle, yok edilme ve soykırıma uğratılma savaşıyla mücadele ederek kurulan bir ülkenin toprağını ve vatandaşlığını basit bir yabancı ülke parasıyla satması vatansever birinin kabul edeceği durum değildir. Bunu en cahil de bilmektedir, en aptal da bilmektedir. Fakat ne diye böyle bir durum yokmuş gibi davranırlar? Bu satılan toprakların sahipleri bir zaman sonra bu ülke bizim olacak dediklerinde ne yapacaksın? Osmanlı, topraklarını vermek zorunda kalmıştı, sonuçta yok oldu. Türkiye de toprak vererek yok mu olacak? Tarihten silinecek miyiz?