https://jurnalist.com.tr/ Etkin Seçkin Haber Sitesi tr 26.11.2024 03:02:10 Jurnalist Jurnalist Haber Deyay - Jurnalist Haber Sitesi
>

Yeni Dünya Düzeninde Sosyo-Ekonomik Kümeler Ve Siyaset





Not:

Aşağıdaki yazı 05 Aralık 2019 tarihinde Önder Babat Kültür Merkezinde düzenlenen GÜNÜMÜZDE PROLETERYA VE ENTERNASYONALİZM başlıklı panel forumda sunduğuğum tartışma metninin düzenlenmiş halidir.

 Burada küme kavramını sınıfları, zümreleri, tabakaları vbg insan gruplarını kapsayan genel bir kavram olarak kullanıyoruz. Sınıf bakış açısı ile bu kümeleri, okuyucu farklı biçimlerde tasnif edebilir. Bu kümelemede günümüz Türkiye toplumu baz alınmıştır. Farklı gelişmişlik düzeyindeki ülkelerde farklı kümelemeler yapılmalıdır.

1.KÜME: Tekelci Ekonomi – politika oligarşisi.

                 Büyük (Hisse senedi sahipleri, tapu senedi sahipleri, iktidar sahipleri)

2. KÜME: iş yöneticileri : 1.KÜME adına ekonominin ve siyasetin yönetim aygıtlarının yöneticileri.  Şirket CEO’ları ve üst yönetim profesyonelleri, kamu güvenlik ve yönetim aygıtlarının,  yargı, akademi, medya, din-diyanet kurumlarının üst yönetim profesyonelleri.

3. KÜME : Üretim yönetici ve yürütücü çalışanlar. Kafa emekçisi beyaz yakalılar. 2.KÜME’nin sevk ve  İdaresinde mal ve hizmet üretimlerini yöneten ve yürüten çalışanlar. Üretimi bunlar başlatıp  Bunlar durduruyor. Şalterlerin anahtarları bunların elindedir. Üretimden doğan güç bunların  elinde toplanmaktadır. Kamu görevlilerini de bu kümede değerlendirmek gerekiyor.

4.KÜME : El-ayak emekçisi beyaz yakalılar. Lokanta, market, otel–mağaza, büro çalışanları, garsonlar, komiler, tezgahtarlar, kuryeler, valeler, aşçılar, özel güvenlik çalışanları vbg hizmet sektörü çalışanları.Türkiye’de bunların toplam ücretli çalışanlar içindeki oranı %55. En  kalabalık emekçi grubu.

5. KÜME : KOL EMEKÇİLERİ. Mavi yakalılar. Bunlar artık üretim sürecinin hamalları olma yolunda  Geriye doğru evriliyor. Üretim süreçlerini kontrol olanaklarını her geçen gün hızla kaybediyorlar. Şalterlerin anahtarları onlarda değil artık. Klimalı kontrol odalarında bilgisayar  ekranları karşısında çay, kahve, neskafe içerek ekranları gözleyen beyaz yakalı kafa emekçilerinin elindedir kontrol. Nicelik olarak miktarları azalmıştır, azalmaya devam  etmektedir, nitelik olarak da üretimden doğan güçlerini büyük ölçüde kaybettiler,kaybetmeye devam ediyorlar.

6. KÜME : Orta sınıflar. Bireysel mülk ve iş sahipleri. Esnaf ve sanatkarlar, serbest meslek erbabı,  Çiftçiler…Vbg. Ekonomiye önemli katkıları var ve sayıları da ücretli çalışan kümelerin   Sayıları Düzeyinde. İstatistik veriler bunu doğruluyor, ayrıca çevremize baktığımız zaman da bunu gözlemliyoruz. Berberler, kuaförler, lokantalar, büfeler, bakkallar, manavlar, satış bayileri, teknik servis atelyeleri, oto tamircileri, satış mağazaları, doktor muayenehaneleri,  mühendislik  büroları, muhasebe büroları, sigorta acentaları, sera sahipleri – ortakçıları, sebze

-  meyva üreticileri ve diğer çiftçiler …. Vs….vs….

7.KÜME : Emekliler. Emekli sandığı emeklileri, bağkur emeklileri, SSK emeklileri. Bunların hepsi bir  Çatı altında toplandı SGK oldu. Türkiye’deki toplam emekli sayısı 12.500.000, küsuratı da  var. Eşleri, dul ve yetimlerini de dikkate alırsak herhalde en az 20 milyon kişi SGK’dan  nemalanmaktadır. Bunlar üretim süreçlerinin dışında, yani üretimden doğan bir güçleri yok. Ekonomiye TÜKETİMDEN DOĞAN GÜÇLERİ ile katılıyorlar. Seçmen kimliği ile de  Önemli bir politik ağırlık.

8.KÜME : İşsizler. Sosyo-ekonomik hayatın dışına atılanlar, PARYALAR. Kendilerini sömürecek bir  patron bulamayanlar. Bugün işgücü için en kötü şey sömürülmek değil, SÖRÜLEMEMEKtir. Sömürü karşıtı söylem ve sloganların toplumda karşılıği ve etkisi eskisi kadar yoktur.  Bu kümenin oranı kapitalizmin önceki evrelerinde %1-2 ler düzeyinde idi. Mutlak manada  Ömür boyu işsizlik yoktu. Bugün bu oran iki rakamla ifade edilir olmuştur ve eğilim de daha  Artma yönündedir. Ömür boyu ve nesiller boyu işsizlik bekliyor bu zümreyi.  Bugün geçimlerini aile dayanışması ve kamu sosyal yardımları ile sürdürüyorlar.

9. KÜME : Köylülük Kalıntıları. Bu deyimi neye kullanıyoruz ? Çünkü üretim gücü olarak köylülük  bitmiştir. Köylerde sosyo ekonomik yapı çökmüştür. Bunun yan sonucu olarak genç nüfüsun  kaybı ile okullar öğrencisiz kalmıştır. Son 20 yılda eğitim alanındaki yap boz politikaları ile de  17.000 köy ilkokulu kapanmıştır. TÜİK istastistikleri ile de doğrulandığı gibi il ve ilçe  Merkezleri dışında, köylerde yaşayan nüfus oranı %7 mertebesinde. Kalan bu nüfus da üretim yeteneğini ve gücünü kaybetmiş yaşlı nüfus. O nedenle “Köylülük Kalıntıları” kavramını kullandık. 

               Bu tabloda görüldüğü gibi Marx’ın, Lenin’in, Mao’nun yaşadığı tarihlerde ve coğrafyalarda böyle bir toplumsal kümeleşme (tabakalaşma) yoktu. Ayrıca onların gelecek öngörülerinde de böyle bir toplum yapısı yoktu. Örneğin onların döneminde 7. ve 8. küme olarak adlandırdığımız toplum kesimlerinin (emekliler ve işsizler) genel nüfusa oranı %1-2 ler gibi ihmal edilebilir düzeyde idi. Bugün yüzde onlar-yirmiler mertebesindedir. O devirlerde toplumun önemli bir kesimini oluşturan köylü nüfus kaybolmuştur. Kapitalizm toplumu mülksüzleştirecek, zincirlerinden başka kaybedecek varlığı olmayan proleterya büyük bir çoğunluk olacak, bütün maddi varlıkları elinde toplayan küçük azınlık burjuvaziyi alaşağı edecekti. Tablodan da görüldüğü gibi özel mülkiyet, bu öngörünün aksine, yaygınlaşmıştır. Ücretli çalışan emekçiler homojen bir kitle olmaktan çıkmış, farklılaşma ve tabakalaşma oluşmuş farklı dürtülerle düşünen ve hareket eden katmanlara ayrılmıştır. Mülk edinme istek ve eğilimleri yüksektir, imkanları da vardır. Ev, araba, yazlık ev, özel iş …vs…vs. Leninist devrim strateji 2 sınıfa dayanıyordu, proleterya ve yolsul köylülük. Bu stratejinin bir ayağı kaybolmuştur. Mao’nun kırlarda örgütlenerek kurtarılmış bölgeler kurup sonra kentleri kuşatma stratejisini izleyecek arkadaşlar, önce kentlerden kırlara eleman taşımak zorunda kalacaklardır.

            İdeoloji ve siyaseti de bu tabloya göre göre gözden geçirmek, revizyon yapmak zorunludur. Toplum hayatına müdahale edebilmek, onu belli ideallere göre düzenlemek isteyen bir siyasetin yeterli toplumsal güç kazanabilmek için bu revizyonu yapması zorunludur.  Her ideolojik siyasi akım, doğdukları tarih ve coğrafyanın sosyo-ekonomik, kültürel koşullarının özelliklerine, toplumun talep ve ihtiyaçlarına göre şekillenir. Tarihsel Materyalizm bize böyle buyuruyor. Özellikle sosyal bilimlerde mutlak doğrular ve mutlak yanlışlar yoktur. Bunun en önemli nedeni toplum bilimlerinde İNSAN’ın hem bilimin öznesi hem nesnesi olmasıdır. İnsanların düşünce ve davranışlarına yön veren etkenler tek boyutlu değil çok boyutludur. Bu ayrı bir başlık altında derince tartışılacak bir konu, geçelim.

            Sonuca gelecek olursak; bugünün toplumcu – halkçı siyaseti hangi özellikler taşımalı ve nasıl bir dünya görüşü ( ideolojik yaklaşım ) ve programla yürümeli ki toplumdan anlamlı bir güç alabilsin?

İlk olarak toplumsal tabanını saptamalıdır:

Toplumsal taban olarak, bu düzenin ayrıcalıklı kesimleri olan 1.küme ve 2. küme haricindeki emeği ile geçinen, ezilen, mağdur olan toplum kesimlerinin, halk kümelerinin ( 3,4,5,6,7,8,9  kümeleri)  ortak özlem, talep ve ihtiyaçlarını karşılayacak bir yaklaşım ve  program ile yürümelidir. Yukardaki tablodan da görüldüğü gibi halk kümeleri saf, siteril, homogen sınıf özellikleri olmayan, farklı özlem, talep ve ihtiyaçları olan sosyal kümelerden oluşmaktadır. Ortak paylaştıkları talep ve özlemleri GÜVENLİK – REFAH VE ÖZGÜRLÜKtür. Bu halk kümeleri içinde stratejik önemi olan küme, 3.küme BEYAZ YAKALI KAFA EMEKÇİLERİDİR. Üretim bilgi becerileri ile, kültürel-entellektüel yetkinlikleri ile diğer halk güçlerini öncülük edebilecek, toplumu ileri taşıyacak sınıf bu kümedir. Toplumcu halkçı siyasetin özellikle bu sınıfı kazanması zorunludur.

 İkinci olarak, Siyasi mücadele yöntemi olarak şiddet ve şiddete dayalı devrim  anlayışının toplumda karşılık bulması mümkün değildir. 20.Yüzyıl dünya pratiğinde, şiddetin toplumlara güvenlik, refah ve özgürlük sağladığı görülmemiştir. Aksine olumsuz örnekler insanlık hafızasına kaydedilmiştir, şiddete dayalı siyasetin toplumdan destek görmesi mümkün değildir. Toplumsal rızaya dayalı bir iktidar hedeflemeli, demokratik, çoğulcu ve adil bir yönetim hedeflemelidir.      

 Üçüncü olarak mülkiyet konusunda özel mülkiyeti ve özel girişimciliği reddetmeyen, ulusal ve toplumsal zenginliği arttırmak, kamu çıkarları öncelikli adil bölüşümü hedefleyen bir kamu denetimini esas almalıdır. Türkiye sanayi devrimini kaçırmış azgelişmişlikten, gelişmekte olan sıfatına ancak erişebilmiş bir ülkedir. Şu anda da orta gelir eşiğine takılmış bocalamaktadır. Dolaysıyla ekonomi politikaları salt üleşim eşitliği üzerine kurulmamalı, üretimi arttırıcı, teşvik edici de olmalıdır. Yani ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak kalkınmacı politikalar olmalıdır. 

            Siyasi rejim  ve sosyo- ekonomik  hayat bu ilkeler üzerine programlanmalı ve diğer toplumsal ve politik sorunlar da bu temel prensiplere göre ilgili kümelerin katkı ve katılımları ile ele alınmalı çözümler üretilmeli ve uygulanmalıdır. Özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı bir demokrasi, bilgiyi, beceriyi, erdemi, liyakatı ödülleridiren bir sosyo-ekonomik politika takip etmelidir.

Bu prensiplere göre tasarlanan ideolojik – siyasi hareketin uluslar arası siyaset literatüründeki adı SOSYAL DEMOKRASİ’dir. Milli tarihimizdeki adı da Halkçı Cumhuriyettir. Avrupa doğumlu sosyal demokrasi Rönesans ve aydınlanma devrimlerini yapmış, sanayi toplumu aşamasındaki ülkelerde doğmuştur. Türkiye Cumhuriyeti, yarı sömürge yarı feodal, üretimin karasabanla, ulaşımın kağnı ile yapıldığı bir toplumda, antiemeperyalist milli kurtuluş savaşı sonunda kurulmuş, ülkeyi aydınlanma,  demokrasi ve modernleşme yoluna sokmuştur. Bu özellikleri ile biz kendimizi, hem milli tarihimizin mücadele geleneğini kucaklayan hem de modern dünyanın insanlığa ve emekçi halka kazandırdığı değerleri sahiplenerek ideolojimizi,” Kemalizm: Mazlum Milletlerin  Devrimci Antemperyalist Sosyal Demokrasisi” olarak tanımlıyoruz. Bu sadece bizim milli kuruntumuz değildir. Dünya sosyalist önderlerinin, Çin, Hint, Arap, Afgan vbg mazlum milletlerin sosyalist, yurtsever, demokratik devrimci önderlerinin övgüyle dile getirdikleri, rol modeli olarak benimsedikleri bir gerçektir, yani enternasyonaldir.

AHMET AKKÜÇÜK / 03.12.2019

Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 24.12.2019 00:00:00 / Okunma = 15744

Yazarın Diğer Yazıları

Psikojenik Amnezi (Yakınsak Aklın Unuttukları)
[ Ali Kurt ]

Bir Akıllının Taşınamaz Sırları
[ Ali Kurt ]

Evlilik mi, Bir Daha Düşün?
[ Ali Kurt ]

Kemik Kıran
[ Ali Kurt ]

Solak Nene, Eski Defter
[ Ali Kurt ]

Askıda Kalan Hayatlar
[ Ali Kurt ]

FAŞİZMİN AYAK SESLERİ FAŞİZMİN AYAK SESLERİ (1360)
Erdoğan Hristodulidis Görüşmesi Erdoğan Hristodulidis Görüşmesi (1661)
CHP içindeki Erdoğan için çalışanlar CHP içindeki Erdoğan için çalışanlar (3474)
Türkiye teknoloji trenini kaçırdı Türkiye teknoloji trenini kaçırdı (3559)
AB Kıbrıs Müzakerelerinin neresinde? AB Kıbrıs Müzakerelerinin neresinde? (7161)
Türkiye’nin Öteki Yüzü Türkiye’nin Öteki Yüzü (8418)
İlginç bir sosyal demokrasi dersi! İlginç bir sosyal demokrasi dersi! (5486)
İsrail Türkiye Sınırına Yanaşır mı? İsrail Türkiye Sınırına Yanaşır mı? (13482)
Sıra kimde? Sıra kimde? (18670)
İsrail Güç Zehirlenmesine mi Girdi? İsrail Güç Zehirlenmesine mi Girdi? (13399)
Coni niye Kıbrıs’ta? Coni niye Kıbrıs’ta? (11559)
Erdoğan Bizim Köyde Hiç Kaybetmez. Erdoğan Bizim Köyde Hiç Kaybetmez. (12528)
Mağusa’yı Mağusa’lılardan Dinleyin Mağusa’yı Mağusa’lılardan Dinleyin (14002)
Netflix eğlence platformu mu, propaganda aracı mı? Netflix eğlence platformu mu, propaganda aracı mı? (13470)
Niyet başka akıbet başka! Niyet başka akıbet başka! (13258)
İsrail Fikir mi Değiştiriyor? İsrail Fikir mi Değiştiriyor? (16578)
Amigdala! Amigdala! (10695)
AB Elçiliklerini Neden Kapatıyor? AB Elçiliklerini Neden Kapatıyor? (16394)
“Müşteri Puşttur” Felsefesi “Müşteri Puşttur” Felsefesi (26138)
Kumpaslar Sadece Bir Avuç Polis, Savcı ve Hakimin İşi miydi?! Kumpaslar Sadece Bir Avuç Polis, Savcı ve Hakimin İşi miydi?! (24835)
AB mi, Türkiye mi? AB mi, Türkiye mi? (17316)
Bir İktidar Bu Kadar mı Basiretsiz Olur! Bir İktidar Bu Kadar mı Basiretsiz Olur! (25693)
TOP PEŞİNDE KOŞANLARA İNAT TOP PEŞİNDE KOŞANLARA İNAT (24489)
O Akçeyi Her Babayiğit Taşıyamaz! O Akçeyi Her Babayiğit Taşıyamaz! (48571)
Orgeneral A.Ç. Menzil Tarikatından mı?! Orgeneral A.Ç. Menzil Tarikatından mı?! (56271)
İnsan Hakları Konseyi Seçimi İnsan Hakları Konseyi Seçimi (65853)
Daha Ne Verelim Emperyalist Abilere?! Daha Ne Verelim Emperyalist Abilere?! (45860)
SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-2 SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-2 (44199)
Avrupa Birliği Değişime Gebe Avrupa Birliği Değişime Gebe (49250)
Rumlara Güven Duymak Rumlara Güven Duymak (51695)
Asıl Müdahale Bundan Sonra Asıl Müdahale Bundan Sonra (55499)
Otur Oturduğun Yerde! Otur Oturduğun Yerde! (50161)
Bölgesel Dengeler Hızla Değişiyor Bölgesel Dengeler Hızla Değişiyor (56760)
Kelaynaklar Kelaynaklar (62981)
Kıbrıs’ın Sahibi Biziz Kıbrıs’ın Sahibi Biziz (58093)
Farz Edelim ki Erdoğan gerçekten aday olmayacak, ne değişir? Farz Edelim ki Erdoğan gerçekten aday olmayacak, ne değişir? (59819)
Türkiye mi AB’ye, AB mi Türkiye’ye muhtaç? Türkiye mi AB’ye, AB mi Türkiye’ye muhtaç? (69790)
Cahilliğin Özendirilmesinin Sonucu... AKP Kazdığı kuyuya Düştü! Cahilliğin Özendirilmesinin Sonucu... AKP Kazdığı kuyuya Düştü! (56633)
ABD ve İsrail’in Çöküş Süreci mi Başlıyor ABD ve İsrail’in Çöküş Süreci mi Başlıyor (66600)
31 Mart Uçurumdaki Son Daldı!.. 31 Mart Uçurumdaki Son Daldı!.. (59312)
SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-1; partiler, yöneticiler, delegeler, üyeler, seçimler, Seçmenler ve sandık görevlileri ... ve müteahhitler SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-1; partiler, yöneticiler, delegeler, üyeler, seçimler, Seçmenler ve sandık görevlileri ... ve müteahhitler (66307)
KANUNSUZ CEZA: LİNÇ KANUNSUZ CEZA: LİNÇ (65685)
Ekonomik Öngörülerin Çöktüğü Bir Dönem! Ekonomik Öngörülerin Çöktüğü Bir Dönem! (60080)
Türkçe Niye Yok ? Türkçe Niye Yok ? (57714)
Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler (57747)
HANEDAN DÜĞÜNÜ… HANEDAN DÜĞÜNÜ… (60052)
Doğru mu, Yalan mı? Doğru mu, Yalan mı? (58323)
Evrim, Karşı Evrim, Devrim, Karşı Devrim… Evrim, Karşı Evrim, Devrim, Karşı Devrim… (64263)
Yanlış Strateji, Yanlış Başlangıç Yanlış Strateji, Yanlış Başlangıç (67025)
Müzakerelerin İçeriği Değişir mi? Müzakerelerin İçeriği Değişir mi? (63001)
Teğmenlerin İhracında En Çok Buna Şaşırdım Teğmenlerin İhracında En Çok Buna Şaşırdım (61128)
CUMHURBAŞKANI… CUMHURBAŞKANI… (67528)
Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor? Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor? (76412)
Devlete Küsmek! Devlete Küsmek! (60017)
Seçimden Sonrası Tufan!.. Seçimden Sonrası Tufan!.. (66178)
Soğuk Savaş Kızışıyor Soğuk Savaş Kızışıyor (63722)
Askeri Sınavlarda Neler Olmuş Neler!.. Askeri Sınavlarda Neler Olmuş Neler!.. (66509)
Küresel Güç Değişikliği Başladı Küresel Güç Değişikliği Başladı (64569)
Nüfusun artmasından medet ummak! Nüfusun artmasından medet ummak! (70590)
Dost musunuz Düşman mı? Dost musunuz Düşman mı? (67366)
Sahte Politikaların Efendileri! Sahte Politikaların Efendileri! (67419)
AB-Türkiye İlişkilerinde Yeni Aşama AB-Türkiye İlişkilerinde Yeni Aşama (70815)
“Agapite Tayyip”… “Agapite Tayyip”… (65908)
Özeleştiri Zamanı Geldi Özeleştiri Zamanı Geldi (66254)
Nüfusun artmasından medet ummak! Nüfusun artmasından medet ummak! (66528)
Dünyada hoş bir seda bırakıp giden babam Prof. Dr. Hakkı Atun Dünyada hoş bir seda bırakıp giden babam Prof. Dr. Hakkı Atun (81106)
AB’nin Çirkin Tarafgirliği AB’nin Çirkin Tarafgirliği (70491)
İsrail Mallarının Boykotu Zırvası… İsrail Mallarının Boykotu Zırvası… (69188)
Son Tecavüz!.. Son Tecavüz!.. (64772)
Doğu Akdeniz’i Asla Kaybedemeyiz Doğu Akdeniz’i Asla Kaybedemeyiz (73718)
100 YILLIK CUMHURİYET’TE SINIF MÜCADELELERİ 100 YILLIK CUMHURİYET’TE SINIF MÜCADELELERİ (66608)
Filistin Nere, İsrail Nere! Filistin Nere, İsrail Nere! (65023)
Filistinliler ve Kıbrıs Türkleri Filistinliler ve Kıbrıs Türkleri (77981)
“N’oldu İslamcı, Raks Ediyırdın!” “N’oldu İslamcı, Raks Ediyırdın!” (77302)
Terör Örgütleri Niye Kuruldu Terör Örgütleri Niye Kuruldu (73019)
“Lütfen” Terör Örgütleriyle İlişkinizi Keser misiniz?! “Lütfen” Terör Örgütleriyle İlişkinizi Keser misiniz?! (75358)
Beklentiler Boşa Çıktı Beklentiler Boşa Çıktı (66316)
Bu Kış Çok İnsan Ölecek! Bu Kış Çok İnsan Ölecek! (61662)
Yanlış gündemli CHP kongreleri üzerine Yanlış gündemli CHP kongreleri üzerine (72061)
LAİKLİK: SEN SAĞ BEN SELAMET LAİKLİK: SEN SAĞ BEN SELAMET (72789)
Rumlar Niçin Müzakerelere Geri Dönüş İstiyor-1 Rumlar Niçin Müzakerelere Geri Dönüş İstiyor-1 (74602)
Beni %48 listesinden düş Bay Kemal! Beni %48 listesinden düş Bay Kemal! (64062)
Menendez’in Türk Düşmanlığının sebebi ne? Menendez’in Türk Düşmanlığının sebebi ne? (84653)
Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği itibar Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği itibar (74671)
BM kimi koruyor? BM kimi koruyor? (77681)
Hayaller Türkiye Yüzyılı… Gerçekler Ruanda!.. Hayaller Türkiye Yüzyılı… Gerçekler Ruanda!.. (75889)
ATATÜRK VE ERMENİLER ATATÜRK VE ERMENİLER (82810)
Kıbrıs’ta Taraflı Görev Yapan BM barış Gücü Kıbrıs’ta Taraflı Görev Yapan BM barış Gücü (92075)
Afrika’ya Uyandırma Desteği Afrika’ya Uyandırma Desteği (87434)
Başbakan Erdoğan’ı “Yakmayı” Düşünürken!.. Başbakan Erdoğan’ı “Yakmayı” Düşünürken!.. (93430)
CHP, AKP’den Tüm Kötü Zihniyeti Emanet Aldı CHP, AKP’den Tüm Kötü Zihniyeti Emanet Aldı (81561)
Türkiye’nin Kıbrıs ve AB Stratejisi Türkiye’nin Kıbrıs ve AB Stratejisi (91750)
İktidarın çıkmaz yolu İktidarın çıkmaz yolu (82112)
Türkiye’nin Ortadoğu Açılımı Türkiye’nin Ortadoğu Açılımı (80429)
Türkiye - NATO Toplantısının Perde Arkası Türkiye - NATO Toplantısının Perde Arkası (86987)
Bu Kadarını Lord Curzon Bile Hayal Etmemiştir!.. Bu Kadarını Lord Curzon Bile Hayal Etmemiştir!.. (102258)
Bâis-i şekvâ bize hüzn-i umûmîdir Kemâaaaaal! (N.Kemal) Bâis-i şekvâ bize hüzn-i umûmîdir Kemâaaaaal! (N.Kemal) (120396)
Kahrolası İyimserler! Kahrolası İyimserler! (78054)
AB Sorunun Farkında AB Sorunun Farkında (109645)
Darbeci General: “15 Temmuz İçin Sus Emri Verildi”!.. Darbeci General: “15 Temmuz İçin Sus Emri Verildi”!.. (113838)