Bangladeş'e gidenler bilir, doğası yeryüzü cennetidir ama, derin sefalet vardır, şehirleri lağım kokar, balçıklaşmış çöp yığınlarının arasında yürürsünüz, nefes alırken kimyasal solursunuz, evlere hayvan bağlasan durmaz, çoğu tenekeden barınaktır, çoğunda elektrik bile yoktur, trafik keşmekeştir, bisiklet de tren de fil de aynı yolda gider, korna hiç susmaz, yüzölçümü Türkiye'nin beşte biri kadardır ama, nüfusu Türkiye'nin iki mislidir, sadece bizim Ege bölgesi kadar yerde 160 milyon kişi yaşar, başkent Dakka'nın büyüklüğü İstanbul'un sadece Beykoz ilçesi kadardır, Dakka'da 12 milyon kişi yaşıyor, insan kalabalığını varın siz hesap edin.
Bangladeş ihracat ülkesidir!
Hem de öyle böyle değil, Armani üretiyorlar, Prada üretiyorlar, Gucci, Versace üretiyorlar, Ralph Lauren, Hugo Boss üretiyorlar, Moncler, Mango üretiyorlar, Nike, Adidas, Puma üretiyorlar.Çünkü…Bangladeş'te asgari ücret 95 dolar!Aslında 65 dolar maaş ödeniyor ama, kağıt üstünde güya resmi olarak 95 dolar görünüyor.Günde 12 saat çalışılıyor.
Ülkesini köle pazarı haline getiren siyasetçilerle, siyasetçilerin ortağı olan köle tüccarı işadamları, silahlı koruma ordularıyla malikanelerde yaşıyor, işçiler lağımda yaşıyor.
Çalışma şartlarını gözünüzde canlandırmak için bir örnek vereyim…Başkent Dakka'da “Rana Plaza” adındaki sekiz katlı fason üretim binası çöktü, 1.134 işçi öldü, 1.134 işçi… Binada sıkış tepiş beş bin işçi çalışıyordu, 2.500'den fazla işçi ağır yaralı olarak çıkarıldı.Bu köle plazası, iktidar partisine mensup bir siyasetçiye aitti.Bangladeş'i köle pazarı olarak kullanan dünya markaları, lütfettiler, bu faciadan sonra işçi maaşını 65 dolara çıkardılar, o güne kadar 45 dolardı.
“Rekabetçi kur” ayaklarıyla doları patlatarak, Türkiye'yi sürüklemek istedikleri ihracat modeli, işte budur.
Bu ihracat modelinde, Armani bile, Gucci bile üretirsin ama… Bunları üreten millet, o ürettiği markaların poşetini bile satın alamaz.
İnsanını ucuzlatırsan, istersen dünyanın en pahalı markalarını ihraç et, ülkeni ucuzlatırsın.
Bakın, Akp usülü birkaç “ihracat başarısı” anlatayım size…
Yumurta ihracatında dünya üçüncüsüyüz.Çok güzel.Ama, biz yumurtanın tonunu 850 dolar civarında satıyoruz, yumurta piyasasında rakibimiz olan Hollanda 1400 dolara satıyor.Aynı tavuk, aynı yemi yiyor, aynı suyu içiyor, bizim yumurta elalemin anca yarı fiyatına gidiyor.
Yaş üzümün tonunu 700 dolar civarında satıyoruz, Şili 1.200 doların, İtalya 1.600 doların, ABD 2.200 doların üstünde satıyor.Dünyanın en güzel üzümünü yetiştiriyoruz, en ucuza satıyoruz.
Zeytinyağında dünyanın en büyük altıncı ihracatçısıyız.Tonunu 2.600 dolara filan satıyoruz.Akdeniz'de rakiplerimiz var, İspanya 3.000 dolara, Portekiz 3.400 dolara, Yunanistan 3.700 dolara, İtalya 4.800 dolara satıyor.Zeytin aynı zeytin.En ucuz bizimki.
Dünyanın en çok makarna ihraç eden ikinci ülkesiyiz.Muhteşem.Gel gör ki, biz makarnanın tonunu 450 dolara satıyoruz.Rusya 950 dolara, İtalya 1.400 dolara, Çin 1.650 dolara, ABD 1.950 dolara, Güney Kore 3.100 dolara satıyor.Aynı ürün, en ucuz bizimki ediyor.
Domatesimizin tonunu 550 dolara veriyoruz.Polonya iki katına, Meksika iki katına, Hollanda dört katına veriyor.İnsanın ağlayası geliyor.
Narenciyede dünyanın en büyük üçüncü ihracatçısıyız.Şahane.İspanya mandalinasını bizim iki katımıza satıyor.Mısır portakalını bizim üç katımıza satıyor.Arjantin limonunu bizim üç katımıza satıyor.
Niye böyle oluyor?Çünkü…İnsanını ucuzlatırsan, ülkeni ucuzlatırsın.
Türkiye'de 10 yıl önce asgari ücret 395 dolarken, Çin'de 120 dolardı.Bugün Türkiye'de asgari ücret 210 dolar, Çin'de 450 doları geçti.
Tabii bu asgari ücret Türk vatandaşları için geçerli…Türkiye'deki kaçak Suriyeliler, Türk işçisinin yarı fiyatına çalışıyor.Türkiye'deki Suriyeli, Çin'deki işçinin beşte birine maloluyor.Bangladeşli işçi bile, artık, Türkiye'deki Suriyelinin yanında pahalı kalıyor.
Doları patlatan Türkiye, ihracat hamlesi palavrasıyla “köle pazarı” haline getiriliyor.