Önce Emevi Kültürü nedir, onu yazayım: Emevi Kültür, Emevi Devleti’ne dayanmaktadır. Emevî Devleti, İslam devleti olmaktan çok bir Arap devletidir. Emevîler, Müslüman Araplar ile Arap olmayan Müslümanları birbirinden ayırıyorlardı; Arap olmayan Müslümanlara Mevâlî (köle) diyorlar ve devlet yönetiminden, ordudan uzak tutuyorlardı. Ayrıca yabancılardan Müslüman oldukları halde cizye vergisi almaya devam ediyorlardı. Emevi Kültürü’nde Arap, hatta Kureyş soyundan olmayan herkes hizmetkârdır.
Emevi Kültürü’nde, Araplaştırma siyasetinin bir sonucu olarak Arapça devletin tek resmi diliydi. Devlet gelirleri, dinsel gereklerden kaynaklanan vergiler ile fethedilen yerlerden ve savaşlardan elde edilen ganimetlerden oluşuyordu. Bu ganimetlerin en büyük kısmı, cariye veya köle yapılan kadın ve kızların satılmasıdır. Emeviler en fazla Türklere düşmandı; Müslüman Türklere Mevali diyorlardı.
Mevali: Köle demektir. Hem Müslüman hem de Köle. Kendinden olmayanı KÖLE olarak gören anlayış! Ayrıca, Mevali Arap hakimiyeti boyunca en çok Müslüman Türkler için kullanılmıştır. Müslüman olmayan Türkler için ise ‘Katli Vacip, Karısı, Kızı Helal’ anlamında ifadeleri vardır. Bu nedenle de Talkan, Curcan gibi yerlerde yüzbinleri geçkin Türk katledildi. Katliamcı Kuteybe, teslim olan Türkleri bile katletti. Diri diri ayaklarından ikiye ayırdı, ağaçlara astı. Geride kalanları zorla Müslüman yaptı. Türk kadın ve kızlarını alıp, Arap çölüne götürdü. Cariye yaptı, sattı. (Günümüzün Işid’i ile hiç fark yok.)
Bu açıdan bakınca dünyanın İlk Faşist Yönetimi Emevi Devleti oluyor. Hem ırkçı hem de köle ticareti yapıyor.
Gelelim günümüze…
Emevi Zihniyeti günümüzde İhvan ve çok az da Işid vasıtasıyla yaşıyor. Işid terörist iken İhvan siyasal İslam temsilini benimsiyor. İkisi arasında tehlike açısından fark yoktur. Işid ölümlerinden kaçanlar, sanki ölüm yokmuş gibi sinsi fikir beyan eden siyasi İhvan’a sığınıyor. Bu nedenle de İhvan çok büyük coğrafyada etkili oluyor.
İhvan düşüncesinin ise ana temeli, ‘bizden olanlara her şey serbest, bizden olmayanlara açlık gerekir! mantığıdır. Tek kutsalları paradır. Tek güçleri şiddettir. Tek varlıkları kibirdir. Eğitim düşük ancak sömürü ve şiddet fazladır.
Ülkemizde örtülü bir İhvan zihniyeti gündemi belirlemektedir. Hatta ülkemizde sermayenin büyük kısmı İhvan zihniyetinin kontrolüne geçmek üzeredir veya geçmiştir. Sermaye kaydırılması, sermaye aktarılması hu nedenledir. İhvan, parasal güçle İslam coğrafyasında tek hâkim olma derdindedir. Bu nedenle de bulunduğu her ülkede kaynakları sömürmektedir.
Sömürüden kurtuluş için halkın aydınlatılması, halkın aslına dönmesi gerekmektedir. Eski Türklerin soyuna hükmeden Çin için söylenen o muhteşem ifade, günümüzün İhvanı için de geçerlidir:
“Ey Türk, Özüne Dön!”