İktidar mensuplarının hemen hepsi de halka dolambaçlı yollardan karışık bilgiler veriyor. İsrail, Filistin’de en fazla 2 milyon insanının yaşadığı, bizim en küçük ilimiz kadar olan bir yeri, Gazze’yi henüz çözemedi. Ayrıca, istihbarat gücüyle Lübnan’da saldırılar yapsa da, ordusu Lübnan’a henüz gir/e/medi.
Yaklaşık 10 yıldır iç savaş yaşanan Suriye ortada dururken, Israil önce Lübnan, ardından Suriye’yi yok edecek ve Türkiye’ye gelip, saldıracakmış!
Bu iddiaya inanan insan sayısı azımsanmayacak kadar fazla; elbette fanatik AKP kitlesidir bu kitle. İçlerine serpilmiş Fazilet, Saadet, Refah, Hizbullah-pardon Hüdapar partisi mensupları da var. Hatta MHP mensupları da var.
Bu nasıl olur? İnsan hiç haritaya bakmaz mı? İnsan hiç sosyal olayları analiz etmez mi? İnsan hiç geçmişte söylenen sözleri hatırlamaz mı?
Hani biz dünyanın sayılı askeri güçlerinden biriydik? Hani biz bir gece ansızın İsrail’e girecektik; Karabağ’a, Yunanistan’a girdiğimiz gibi!?
AKP propagandacıları, yaklaşık bin üç yüz yıllık geçmişin (Emevi, Abbasi ) geleneğini devam ettiriyor. Taliban kafası, demokrasiyi kullanarak iktidara gelir ve hiç iktidardan gitmez! Umarım Türkiye beni yanıltır!
Zira Instagram’a bakınca Türkiye şen şakrak, halkın büyük kısmı mutlu… Facebook’a bakınca ülkede kışkırtma almış başını gidiyor. Twitter’a bakınca ülke bitmiş, batmış…
Sokak ise resmen Suriye’den beter durumda! Meydan yabancıların istilasına dönmüş, kenarlara emekliler ve işsizler serpiştirilmiş… Evin içi veya kırsal yerler fanatik AKP taraftarları. Ve Saraylarda her şey muhteşem!
Tarım; bitmiş. Tekstil tamamen yurt dışına gitmiş. Otomotiv üretimi her geçen gün azalıyor. Endüstri sanayi yerleri küçülüyor. Turizm sektörü bile büyük yara almış durumdadır. Büyük küçük tüm iş yerleri yabancıları gayri resmi çalıştırıyor. Üretimin olmadığı yerlerde vergi veren de olmayacak. Ülke şu an sadece maden firmaları için cennetlik durumdadır; onlar da paralarını içeride tutmuyor.
Diyanet en büyük tarikat olmuş durumdadır. Eğitim tarikatlara emanet edilmiş. Tüm tarikatlar devletin parası üzerinden büyük finansal güce kavuştular. Tüm dinci vakıflar hazine parası üzerinden güçlendi. Bilinen yasal soygun projeleri olan köprü, yol, tünel, hastane gibi yerlere olan zorunlu ve fahiş ödemeler devam ediyor.
Halka vergi bindirme ise sınır tanımıyor.
Bu kadar kötü bir tabloda; şartlar ne olursa olsun ne tarikat, ne vakıf ne de hırsız medya sahipleri kazandıkları bu mevkileri demokratik yoldan vatandaşa bırakmaz. Umarım yanılırım. Umarım hala demokrasi var deriz.
Fakat muhalefeti eleştirenler kervanına katılmak istemiyorum ama CHP gibi köklerini Kuvayı Milliye’den alan bir partinin politikasını ne Erdoğan, ne Bahçeli, Ne Saray, Ne Özgür Özel ve CHP Parti meclisi belirleyemez; sadece halk belirler. Biz, Kılıçdardoğlu gibi bir “fena”dan kurtulmak için 10 yıl bekledik, Özgür Özel de adeta bizleri deliye çevirmek üzeredir. Umarım bir an önce toparlar da, partinin ruhuna göre davranır.
Yoksa…