KADINLAR NEDEN DERLİ TOPLU GİYİNİR?

Bu yazıya başlık olarak önce "Kadınlar Neden Derli Toplı Giyinmeli?" başlığını koymak isterken, onların zaten derli toplu giiyinmekte olduklarını hatırladım.

 

Gerçekten de dünyanın her ülkesinde, her dinden ve kültürden kadınların ezici çoğunluğu giyimlerine dikkat ederler. Duvar çizimleri ve kabartmalardan anlaşıldığına göre din, kültür ve iklim şartlarınndaan etkilenmekle birlikte İlkçağ'dan daha gerilere giden tarihlerden beri bu böyledir.

Bir kadının giyimine dikkat etmesi demek, vücunun büyük bölümünü diğer insanlardan, özellikle erkeklerden sakınacak biçimde örtmesi deemektir.

 

Köylerde, işçi semtlerinde, kentlerin varoşlarında yaşayan kadınlar, vücutlarının hangi bölgelerini giysileriyle örtmeleri gerektiğini çok iyi bilirler. Bu eğitimi çocukluklarından başlayarak ailelerinden ve çevrelerinden almışlardır. 

Kadının vücudunun gerekli yerelerini örtme ihtiyacı duyması, kadınlığın fıtratında yatar. Yani bu doğuştan gelen ve hayat boyu süren biyolojik bir zorunluluktur. Erkeklerin giyim kültürü de vardır fakat onların kapatmaları gereken bölgeleri kadınlarınki kadar değildir. Çünkü kadın vücudunun cinsel tahrik derecesi, erkeklerinkinden daha şiddetlidir. Erkeklerin gözleri daha çok kadınlar üzerindedir. Toplum "açık saçık" giyinen kadını kendi içine kabul etmez.

 

Dünyanın her yerinde durum bu iken, bazı kadınların vücutlerını mümkün olduğu kadar erkeklerin seyrine açma yolunda bir moda da almış başını gidiyor. Bu kadınlar kadın nüfusunun küçük bir bölümünü oluşturuyor. Bunlar sokakta giyemeyecekleri kılıkla gazetelerin magazin sayfalarında boy gösteriyor. Nedense bunlar daha çok modacı, manken, sinema artisti, şarkıcı tayfasında yer alıyorlar. Amaçları sanatlarıyla çektikleri dikkatleri vucutlarıyla yoğunlaştımaktır. Kasıklarından aşağı immeyen şortları, göğsü nerdeyse tamamen açıkta bırakan üstlükleriyle  poz veren kadınları bazı gazetelerde de görmek mümkündür. Bunlar  muhafazakâr iktidar lehine yayın yaparken  kadın vücudu pazarlayarak da yollarını buluyorlar. 

 Devrimci sanatçı bu bayağılığa düşmez.

Hiçbir kadın "pasaklı" biri olmak istemez. Bir kadının derli toplu giyinmesi demek, temiz, düzgün ve kendine yakışanı giymesi demektir. Her kadın, başkalarının ilgisini çekmek ister. Bu ilgi onun yalnız yakışan giyimine değil, aynı zamanda zerafetine, beceriklliğine, zekâsınadır.

BİR KÜLTÜR ÇATIŞMASI YAŞIYORUZ

 

Türkye, kadın giyimi konusunda bir kültür çatışması da yaşıyor. Yazın sayfiye kentlerini dolduran burjuva ve onlara benzemeye çalışan küçük burjuva kadınlar, gitgide vücutlarını daha fazla açmaya başlıyorlar. Bu akım Türkiye'ye burjuva Batı'dan sirayet etmiştir. Bu kesimin Türkiye halkının emekçi kesimi ile duygusal ve kültürel bağları iyice zayıflamıştır. Açıklığı "medeniyet"in bir gereği sayıyorlar. Bu giyimleriyle köylere, fabrikalara ve kasabalara gidip siyasi çalışma yapmaları da mümkün değildir. Zaten onların gündeminde de böyle bir sorun yoktur.

 

Kanunların  "müstehceniliğ" yasaklayan hükümleri dışında kadınların ve erkeklerin  sokakta nasıl giyinmesi gerektiği konusunda bir yasa ve yönetmelik yoktur. Böyle kurallar ortaya koymak doğru da değildir. Bunu toplumsal kültür ve insanların ait oldukları sınıf belirliyor. Bu açıdan bakıldığında burjuvazinin alabildiğine açılmayı tarcih ettiğini, halkın ise derli toplu giyindiğini söyleyebiliriz.

 

DEVRİMDEN UMUDUNU KESİNCE

Peçe ve çarşaf Türkiye'de artık tarihe karışmıştır.O giyim kadını tamamen gözlerden saklanayı tercih eden feodal toplumun şehir  kültürünün geleneği idi. Feodal üretim ilşkisisi içinde bulunan köylüler çarşaf ve peçe takmazlardı. Çünkü ne sokaktaki ne tarla ve bahçedeki üretim faaliyetini peçe ve çerşafla yapamazlardı.

Sağda solda giyimi nedeniyle hakarete, hatta saldırıya uğrayan kadın haberleri hiç eksik olmuyor. Burada iki sorun var. Biri, başkalarının giyimine karışacak kadar tahammülsüz erkek, öteki de nerede nasıl giyinmesi gerektiğini tayin edemeyen kadın. Şimdi Türkiye'de giyim sorunu bu iki sarkaç arasında sallanıp duruyor. Bunun normalleşmesi herhalde on yıllar alacak.

Devrimden umudu kesen bazı genç kız ve kadınlarımız vucutlarını mümkün olduğunca açmayı bir devrim sayıyorlar. Benim gibi bu konuda fikir yürüten birinin de bu çevreler tarafından "gerici" olarak damgalanması riski var. 

Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 9.08.2022 20:30:10 / Okunma = 10834

Yazarın Diğer Yazıları

Kötü Komşu Ev Sahibi Yaptı (1404)
Harp Okulu’nda Geçen Yıl Ne Oldu? (1621)
AB’DEN YENİ “SEVİLLA HARİTASI” (1693)
FAŞİZMİN AYAK SESLERİ (3259)
Erdoğan Hristodulidis Görüşmesi (3574)
CHP içindeki Erdoğan için çalışanlar (5496)
Türkiye teknoloji trenini kaçırdı (5577)
AB Kıbrıs Müzakerelerinin neresinde? (9452)
Türkiye’nin Öteki Yüzü (10945)
İlginç bir sosyal demokrasi dersi! (7508)
İsrail Türkiye Sınırına Yanaşır mı? (16117)
Sıra kimde? (21978)
İsrail Güç Zehirlenmesine mi Girdi? (16205)
Coni niye Kıbrıs’ta? (14076)
Erdoğan Bizim Köyde Hiç Kaybetmez. (14708)
Mağusa’yı Mağusa’lılardan Dinleyin (16838)
Netflix eğlence platformu mu, propaganda aracı mı? (16337)
Niyet başka akıbet başka! (15907)
İsrail Fikir mi Değiştiriyor? (19623)
Amigdala! (12957)
AB Elçiliklerini Neden Kapatıyor? (19067)
“Müşteri Puşttur” Felsefesi (28832)
Kumpaslar Sadece Bir Avuç Polis, Savcı ve Hakimin İşi miydi?! (27395)
AB mi, Türkiye mi? (20018)
Bir İktidar Bu Kadar mı Basiretsiz Olur! (28517)
TOP PEŞİNDE KOŞANLARA İNAT (27144)
O Akçeyi Her Babayiğit Taşıyamaz! (51422)
Orgeneral A.Ç. Menzil Tarikatından mı?! (60527)
İnsan Hakları Konseyi Seçimi (69648)
Daha Ne Verelim Emperyalist Abilere?! (48834)
SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-2 (47381)
Avrupa Birliği Değişime Gebe (52863)
Rumlara Güven Duymak (55702)
Asıl Müdahale Bundan Sonra (59300)
Otur Oturduğun Yerde! (53450)
Bölgesel Dengeler Hızla Değişiyor (60511)
Kelaynaklar (66138)
Kıbrıs’ın Sahibi Biziz (61946)
Farz Edelim ki Erdoğan gerçekten aday olmayacak, ne değişir? (63831)
Türkiye mi AB’ye, AB mi Türkiye’ye muhtaç? (73701)
Cahilliğin Özendirilmesinin Sonucu... AKP Kazdığı kuyuya Düştü! (59620)
ABD ve İsrail’in Çöküş Süreci mi Başlıyor (70880)
31 Mart Uçurumdaki Son Daldı!.. (62032)
SAYILARLA SİYASET ARENAMIZ-1; partiler, yöneticiler, delegeler, üyeler, seçimler, Seçmenler ve sandık görevlileri ... ve müteahhitler (69405)
KANUNSUZ CEZA: LİNÇ (68627)
Ekonomik Öngörülerin Çöktüğü Bir Dönem! (63204)
Türkçe Niye Yok ? (60718)
Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler (60904)
HANEDAN DÜĞÜNÜ… (62924)
Doğru mu, Yalan mı? (61695)
Evrim, Karşı Evrim, Devrim, Karşı Devrim… (67387)
Yanlış Strateji, Yanlış Başlangıç (70379)
Müzakerelerin İçeriği Değişir mi? (66291)
Teğmenlerin İhracında En Çok Buna Şaşırdım (64004)
CUMHURBAŞKANI… (70756)
Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor? (81093)
Devlete Küsmek! (63393)
Seçimden Sonrası Tufan!.. (69963)
Soğuk Savaş Kızışıyor (67464)
Askeri Sınavlarda Neler Olmuş Neler!.. (69897)
Küresel Güç Değişikliği Başladı (68266)
Nüfusun artmasından medet ummak! (74144)
Dost musunuz Düşman mı? (71199)
Sahte Politikaların Efendileri! (70773)
AB-Türkiye İlişkilerinde Yeni Aşama (75401)
“Agapite Tayyip”… (68714)
Özeleştiri Zamanı Geldi (69640)
Nüfusun artmasından medet ummak! (69751)
Dünyada hoş bir seda bırakıp giden babam Prof. Dr. Hakkı Atun (85544)
AB’nin Çirkin Tarafgirliği (74291)
İsrail Mallarının Boykotu Zırvası… (73495)
Son Tecavüz!.. (69007)
Doğu Akdeniz’i Asla Kaybedemeyiz (77695)
100 YILLIK CUMHURİYET’TE SINIF MÜCADELELERİ (69616)
Filistin Nere, İsrail Nere! (67917)
Filistinliler ve Kıbrıs Türkleri (81203)
“N’oldu İslamcı, Raks Ediyırdın!” (80945)
Terör Örgütleri Niye Kuruldu (77115)
“Lütfen” Terör Örgütleriyle İlişkinizi Keser misiniz?! (78609)
Beklentiler Boşa Çıktı (69518)
Bu Kış Çok İnsan Ölecek! (64517)
Yanlış gündemli CHP kongreleri üzerine (75424)
LAİKLİK: SEN SAĞ BEN SELAMET (75788)
Rumlar Niçin Müzakerelere Geri Dönüş İstiyor-1 (78236)
Beni %48 listesinden düş Bay Kemal! (67137)
Menendez’in Türk Düşmanlığının sebebi ne? (88025)
Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği itibar (78187)
BM kimi koruyor? (82132)
Hayaller Türkiye Yüzyılı… Gerçekler Ruanda!.. (78519)
ATATÜRK VE ERMENİLER (85714)
Kıbrıs’ta Taraflı Görev Yapan BM barış Gücü (96374)
Afrika’ya Uyandırma Desteği (90948)
Başbakan Erdoğan’ı “Yakmayı” Düşünürken!.. (96543)
CHP, AKP’den Tüm Kötü Zihniyeti Emanet Aldı (84318)
Türkiye’nin Kıbrıs ve AB Stratejisi (95902)
İktidarın çıkmaz yolu (85146)
Türkiye’nin Ortadoğu Açılımı (83910)
Türkiye - NATO Toplantısının Perde Arkası (90602)
Bu Kadarını Lord Curzon Bile Hayal Etmemiştir!.. (105580)
Bâis-i şekvâ bize hüzn-i umûmîdir Kemâaaaaal! (N.Kemal) (123696)