ADALET ve Kalkınma Partisi daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan 2002 yılının sonunda iktidara geldi.
10 yılı aşkın bir süredir Sayın Erdoğan (R.T.E.) “tek adam”
olarak ülkeyi yönetmektedir. R.T.E’nin yönlendirdiği Türkiye’nin 10
yılda mucizevî bir iktisadi gelişme gösterdiği şeklinde yaygın bir
söylem var. Bu söylem, sadece Türkiye’de değil, yurt- dışında da
yaygındır. Acaba bu sav, bir gerçeğin ifadesi midir? Yoksa bir efsane
midir? Bugün bu savı eleştirel bir açıdan irdelemek istiyorum.
BİRİNCİ EFSANE: KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİR ÜÇ KAT ARTMIŞTIR
Yanlış.
Doğrusu, kişi başına milli gelir 10 yılda % 45 artmıştır. Üç kat artmış
hesabı (ki, aslında 2 kat artmış veya 3 katına çıkmıştır demek gerekir)
cari dolar fiyatıyla yapılan bir tercüme hatasıdır. Her ülkenin milli
geliri ve büyümesi ulusal para ile hesaplanır. Ulusal para biriminin
dolar karşısında değerlenmesi veya değer kaybetmesi büyüme oranını
değiştirmez. Mesela 9 Haziran 2008’de 100 Japon Yen’i 0.94 dolar
ederken, 24 Ekim 2011’de 100 Japon Yen’i 1 dolar 32 sente yükselmiştir.
Japon parası, Dolara göre % 40 değerlenmiş ve Japonya’nın gerçekte pek
de artmayan kişi başına milli geliri, cari dolar kuruyla hesaplandığında
% 40 artmıştır. Ama hiçbir Japon başbakanı, bununla böbürlenmemiştir.
İKİNCİ EFSANE: 10 YILDA TOPLAM MİLLİ GELİRİMİZ ÇOK HIZLI ARTTI
Yanlış.
Son 10 yılın ortalama büyüme oranı % 5’tir. Bu oran önceki 80 yılın
ortalama büyüme hızına kabaca eşittir. Değişen bir şey yoktur.
Faraşlaşan cari açık devalüasyon krizine sebep olmasın diye, büyüme
hedefi 3 yıl için % 5’e bağlanmıştır.
ÜÇÜNCÜ EFSANE: TÜRKİYE EKONOMİSİ BÜYÜKLÜKTE DÜNYA 17’NCİSİ OLDU
Olmadı;
zaten öyleydi. 1993 yılında da Türkiye, toplam milli gelire göre
dünyanın en büyük 17. ekonomisiydi. Bazen bir basamak çıktı, bazen bir
basamak indi. 19 yıl sonra 2012’de de büyüklük sırası değişmemiştir.
Yani Dünya’nın 17’inci büyük ekonomisidir. Önümüzdeki 10 yılda da bu
değişmeyecektir.
DÖRDÜNCÜ EFSANE: IMF BORCUNU SIFIRLADIK, BORÇSUZ ÜLKE OLDUK
Eksik
konuşarak yalan söylemek işte budur. AKP’nin ekonomide aldığı en
başarısız sonuç dış borç yükünün aşırı artmasıdır. (Diğer yandan
efsanesinin çıkış sebebi de budur.) Dış borçlarımız, 2002’deki 130
milyardan, 2012’de 337 milyar dolara çıkmıştır. Çıkış devam etmektedir.
Ülkemiz, hiçbir dönemde bu kadar çok dış borç yükü altına girmemiştir.
IMF’ye olan borçlar, vadeleri geldiğinde yabancı bankalardan alınan yeni
döviz borçlarıyla kapatılmıştır. Olay bundan ibarettir.