Çadırları tutuşturdular.
Ülkede yangın çıktı.
*
Tomalarla
saldırdılar. Gaz bombaları attılar. Hatta evlere bile, pencerelerden
içeri attılar. Plastik mermi sıktılar. Çapulcu dediler, vandal dediler,
marjinal dediler, faiz lobisi dediler. Bunlara destek verenler aynı
familyadan dediler. Devam ederseniz, anladığınız dilden konuşuruz
dediler. Bedelini ağır ödeyeceksiniz diye tehdit ettiler. Ümüğünü
sıkarız dediler. Yurttaşlara resmen “düşman” dediler, bu olaylarla
dost’u düşman’ı gördük dediler. Twitter’ın bela olduğunu, tweet
atanların ahlaki nasibini almamış tipler olduğunu söylediler. Tencere
tava hep aynı hava dediler. Yurttaşın karşısına yurttaşı dikmeye
kalktılar, zor tuttuğumuz yüzde 50 var dediler. Yol ver geçelim,
Taksim’i ezelim pankartı açtılar. Gezi parkından sonra Anıtkabir’i de
yıkarız elhamdülillah dediler. Penguen gösterdiler. Gerçekleri gösteren
Halk TV’ye, Ulusal Kanal’a ceza yağdırdılar. Yabancı haber ajanslarının
muhabirlerini fırçaladılar. Sivil polislerin eline sopa verdiler, sanki
olaylara tepki gösteren mahalleliymiş gibi, çocuklarımızı dövdüler. Çok
zekiler ya... Her gün bir otobüs polisle nöbet tutulan ABD
Büyükelçiliği’nin etrafından çekildiler, gençleri kovalıyormuş
ayaklarıyla, elçiliğe doğru sürdüler, elçiliğe taş atacaklarını
sandılar, avuçlarını yaladılar. Türk bayrağı taşıyan kızı saçından
sürüklediler. Tekerlekli sandalyesinde Türk bayrağı sallayan yurtsevere
gaz sıktılar, tazyikli su sıktılar. İki bine yakın genci gözaltına
aldılar. Sosyal medya suçu icat ettiler, üniversitelilerin evlerine
baskınlar yaptılar, terörist gibi topladılar, fişlediler. Denize düşen
yılana sarılır, bunlar “yalana” sarıldılar... Erasmus değişim
programıyla okumaya gelen yabancı öğrencileri “dış mihrakların
ajanlarını yakaladık” diye tutuklamaya kalktılar. Çapulcuların
uluslararası “Zello örgütü”ne mensup olduğunu iddia ettiler. Halbuki,
akıllı telefonlara indirilen basit bi haberleşme programıydı, Nazlı
Ilıcak bile dayanamadı, kendi telefonunda Zello programı olduğunu
söyledi, ben bu örgüte dahilim dedi! Bir delikanlı ezilerek, bir
delikanlı kafasına kurşun sıkılarak, bir delikanlı kafatası kırılarak
öldürüldü. Plastik mermiyle gözü çıkanlar oldu. Biber gazı kapsülleriyle
testisleri parçalananlar oldu. Yakın mesafeden, hedef gözeterek atışlar
yüzünden 43’ü ağır 4 bin 177 kişi yaralandı. Polisler hakkında kitap
yazdığı için hapse tıkılan gazeteci Ahmet Şık’ı kafasından vurdular. Can
güvenliği yok, gelin çocuklarınızı burdan alın diyerek, kıyım korkusu
yaşattılar. Komiserimiz gençleri kovalarken, inşaatı devam eden köprüden
düştü, şehit oldu. “Şehit ettiler” denildi. Sanki o gençler vurmuş,
öldürmüş gibi gösterildi. “Kardeşim, bu ne biçim belediye çalışması,
inşaat halindeki köprünün etrafında neden güvenlik bariyerleri yok, aynı
yerden çoluk çocuk da düşmez mi, komiserin hayatını kaybetmesi
belediyecilik ihmali değil mi?” diye hesap soracaklarına... Kovalanan
gençleri “katil”miş gibi damgaladılar. Gezi parkında barınan 9 kedi, 2
köpek öldü, gazdan... 100’e yakın kuş toplandı yerlerden... Kuğulu
parkın kuğularını zor kurtardı çapulcular... Gezi parkı sidik kokuyor
dediler. Birçoğu büyük abdestini oraya yapıyor dediler. Sanatçılara
hakaret ettiler. Korkutmaya, sindirmeye çalıştılar. Tahrik ettiklerini,
nefret suçu işlediklerini öne sürdüler. Açıkça tehdit savurdular.
Bunlara iş vermeyin, televizyon dizilerinde ambargo uygulayın dediler.
Halkı isyan ettirmek için, tiyatro oyunuyla prova yapıldığını bile
söylediler. Şehirler yağmalandı dediler. Başörtülü bacılarıma saldırıldı
dediler. Camide içki içildi dediler. Camide toplu seks yapıldı dediler.
Türk bayrağı yakıldı dediler. Avukatları tutuklamaya çalıştılar.
Kapkaççılar gibi ittire kaktıra gözaltına aldılar. Ellerinden geleni,
artlarına koymadılar.
*
I-ııh... Başaramadılar.
*
Allah’ın
tokadı yok... Biz öyle ecdat tanımıyoruz filan deniyordu, çapulcuları
ikna etsin diye Kanuni Sultan Süleyman’dan ricacı oldular!
*
Çünkü, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Parklardayız, caddelerde, bulvarlarda...
Sen, çıkmaz sokakta.
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 15.06.2013 00:00:00 / Okunma = 2778