Mustafa Kemal “sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum, alevler halinde geri dönmelisiniz” dedi… Cumhuriyet in beyin takımını oluşturacak, memleketin sıfırdan inşasına temel atacak olan pırıltılı gençlerimizi yurtdışına eğitime gönderdi.
★
Selahattin Reşit Alan, umudumuz olan gençlerden biriydi, henüz 22 yaşındaydı, Fransa ya gönderildi, “tayyare mühendisi” oldu.
★
Mühendislik diplomasının yanısıra pilot brövesini de aldı, yurda döndü, Eskişehir Tayyare Fabrikası nda işbaşı yaptı, gecesini gündüzüne kattı, ilk milli uçağımız MMV-1 i üretti.
★
Milli Müdafaa Vekaleti, yani Milli Savunma Bakanlığı adını taşıyan uçağımız, saatte 200 kilometre sürat yapıyor, havada 2.5 saat kalabiliyordu.
★
Fotoğrafa iyi bakın lütfen… Genç uçak mühendisimiz Selahattin Reşit Alan, genç Türkiye Cumhuriyeti nin gururu olan milli uçağımızın gövdesine “kağnı” figürü işlemişti.
★
(Mustafa Kemal, Cumhuriyet ilanından hemen sonra, 1925 te Türk Tayyare Cemiyeti ni, yani Türk Hava Kurumu nu kurdu.
Altı ay sonra Tomtaş ı kurdu.
Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi ydi.
Milli savunma bakanlığı, Türk Tayyare Cemiyeti ve Alman Junkers şirketi ortaktı. Yüzde 51 i milli savunma bakanlığımıza aitti.
Selahattin Reşit Alan, işte bu dönemde, Tomtaş kurulur kurulmaz Fransa ya gönderildi.
Bir yıl sonra 1926 da, Kayseri Uçak Fabrikası nın açılışı yapıldı.
İki yıl içinde yeterli sayıda Türk personel yetişti, Almanlara gerek kalmadı, Junkers devre dışı bırakıldı, Junkers in ortaklık payı Türk Hava Kurumu tarafından satın alındı, tamamı bizim oldu.
1932 de Eskişehir Tayyare Fabrikası kuruldu.
Selahattin Reşit Alan, Eskişehir deki fabrikada, yukarıda fotoğrafını gördüğünüz “kağnı”lı uçağı üretti.)
★
(Mustafa Kemal, kağnıyı Kurtuluş Savaşı nın simgesi olarak görürdü.
O tekerlekleri gıcırdayan kağnılar, aslında, Türk milletinin çektiği acıların, milli mücadele döneminde sıktığı dişin gıcırdısıydı.
Dünya askeri tarihinde sadece bizde varolan, yokluğun, çaresizliğin icadı olan “kağnı komutanlığı”na vefa borcu hissediyordu.
Kadınlarımız tarafından yönetilen, öküzler tarafından çekilen o iki tekerlekli ilkel kağnılar, emperyalizmin çelik gücüne karşı, demiryoluna karşı, motorlu araçlara karşı kazanılan destansı zaferin sembolüydü.
Kağnı gibi karasaban a da büyük saygı duyardı.
“Kılıçla fetih yapanlar, sabanla fetih yapanlara yenilmeye mahkumdur” diyordu.
Bu düşüncelerle kağnı ve sabanı “ulusal amblem” yaptı.
1927 de tedavüle sürülen bir liralık banknotlara… Türkiye Cumhuriyeti nin ilk kağıt parasının üzerine “karasaban” koydurdu.
Çalışma odasının duvarına, çalışma masasının tam karşısına, ressam Namık İsmail bey in “Harman Dövme Sahnesi” isimli tablosunu astı.
Kütüphanesinde fildişinden kağnı biblosu vardı.
1933 te Cumhuriyet in onuncu yıl resmi geçit töreni yapıldı. Askeri birliklerin, öğrencilerin, memurların yanında, kağnılarıyla köylüler vardı. Tarihi korteje özellikle “kağnı” dahil edilmişti.)
★
Selahattin Reşit Alan, işte bu şuurla, genç Türkiye nin gururu olan, Türk Hava Kurumu na ait milli uçağımıza “kağnı” figürü çizmişti.
★
O kağnı sayesinde eğitim alabildiğini, o kağnı sayesinde teknoloji üretebildiğini, o kağnı sayesinde gelişmiş ülkeler seviyesine çıkabileceğimizi biliyordu.
Hangi zaferi kazanırsan kazan, “kılıçla fetih yapanların, sabanla fetih yapanlara yenilmeye mahkum” olduğunu biliyordu.
Kağnıyı uçağa, toprağı gökyüzüne yükseltirken, ithalat ın değil, ancak ve ancak üretim in kazanabileceğini sembolize ediyordu.
★
O kağnı…
İstikbal göklerdedir diyen, çok kısa sürede tarımsal üretimiyle “dünyada kendi kendine yetebilen ender ülkelerden biri” haline gelen, yurtsever, vizyoner, liyakat sahibi nesillerin tertemiz duygularıydı.
★
E şimdi bakıyoruz…
Saman ithal ederken, habire makam uçağı alan bir hükümet.
Türk Hava Kurumu nu aşağılarken, uçma garantisiyle helikopter kiralayan bir tarım bakanı.
Elalem madenlerimizi götürsün diye kendi ormanlarını kendi eliyle keserken, kağnı nın çağdaş versiyonu olan tank palet fabrikasını Arap a veren bir zihniyet.
★
Değerli gençler…
Zafer Haftası na giriyoruz.
30 Ağustos Zafer Bayramı kılıç tan ibaret değildir.
Selahattin Reşit Alan ın uçağındaki kağnıdır.
Akıl dır, bilim dir, ruh tur.
★
Zafer Haftası… Kurtuluş Savaşı nın gerçek manasını keşfetmeniz için, Türkiye ye ve “milli şuur” kavramına kafa yormanız için fırsattır
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 23.08.2019 00:00:00 / Okunma = 3034