16 mayıs 1919…
Tam 100 yıl önce bugün, Bandırma Vapuru na bindi.
★
Samsun a ayak basar basmaz ilk iş, telgrafhaneyi kontrol altına aldı.
Havza, Amasya, nereye gitse ilk iş telgrafhaneyi ele geçiriyordu.
★
İletişim dehasıydı.
★
Telgrafı, o ilkel şartlarda internet ağı gibi kullanıyordu.
Memleketin kılcal damarlarına adeta e-posta gönderir gibi, tweet atar gibi, whatsapp mesajı atar gibi telgraf çekiyordu.
Telefon yoktu.
Resmi dairelerin çoğunda elektrik bile yoktu.
Ama, isimsiz kahraman telgrafçılarımız sayesinde adeta yaprak kıpırdasa haberi oluyordu, uçan kuştan haberi oluyordu.
★
(Ne zaman okusam tüylerim diken diken olur, gözlerim dolar… İzmir işgal edildiğinde, İzmir deki yurtsever telgrafçılarımızdan Anadolu ya şu mesaj çekilmişti: “İzmir işgal olundu. Şehirde katliam var. Kan gövdeyi götürüyor. Hamiyetli olan, Allah ını, vatanını, dinini seven, Vatan Ordusu na imdat etsin. Bu telgrafı ele geçirmiş olan muhabere memuru arkadaşlarımızdan Allah aşkına rica ederiz, açık olan bütün hatlara memleketin her tarafına yetiştirsinler. Onlar da, gönderdikleri yerlere bizim ricamızı tekrarlasınlar. Namuslarına, vatanperverliklerine, erkekliklerine havale!”)
★
Telgrafın tık tık tık tık sesleri, Kuvayi Milliye nin kalp atışıydı.
★
Sivas Kongresi ni takip eden Chicago Daily News muhabiri Louis Browe şu haberi yazmıştı: “Bu gece burada gördüğüm kadar iyi işleyen bir telgraf şebekesini ömrümde görmedim. Yarım saat içinde Erzurum, Erzincan, Musul, Diyarbakır, Samsun, Trabzon, Ankara, Malatya, Harput, Konya ve Bursa yla irtibat halindeydiler. Telin bu ucunda Mustafa Kemal oturuyor, öbür ucundaki komutanlar, mülki idare amirleri onun emirlerini sorgusuz sualsiz yerine getiriyor.”
★
İngiliz istihbaratı Londra ya rapor üstüne rapor yolluyordu: “Mustafa Kemal gittiği yerlerde en önce telgraf merkezlerini ele geçiriyor, İstanbul la temas kurduğu bu hatları mutlaka kesmek gerekiyor.”
★
Güya Londra yı haberdar ediyorlardı ama, aslında burunlarının ucundan haberleri yoktu!
Sirkeci deki Büyük Postane nin bodrumunda gizli telgraf merkezi kurulmuştu.
İkinci kattaki muhabere salonundan bodruma çaktırmadan hat çekilmişti.
Yurtsever telgrafçılarımız mesai bittikten sonra binaya sızıyor, yeraltındaki odada gaz lambasının ışığında sabaha kadar çalışıyorlardı.
Anadolu ya mesaj gitmesin diye postanenin kapısında nöbet tutan süngülü İngiliz askerlerinin ruhu bile duymuyordu.
Silah ve cephane sevkiyatı, Anadolu ya geçecek subayların ve sivillerin sahte kimlik belgeleri, İngiliz casusların isim listesi gibi hayati konularda kesintisiz trafik yaşanıyordu.
Mustafa Kemal in Ankara daki karargahı “direksiyon binası”ndan İstanbul daki yeraltı örgütümüz Mim Mim Grubu na iletilmek üzere, bazı günler 400 ün üzerinde şifreli telgraf geliyordu.
★
Kuvayi Milliye nin çekirdek kadrosu, İsa, Musa, Ay, Yıldız, Güneş, Cengiz, Demir, Küçük gibi kod adlarını kullanıyordu.
Mustafa Kemal in kod adı “Nuh”tu.
Şifreli mesajlarının altına imza olarak “Nuh” yazıyordu.
★
Emperyalist işgalini “tufan”a, Bandırma Vapuru nu “Nuh un gemisi”ne mi benzetiyorlardı… Orası bilinmiyor. Ama, kod adı Nuh tu.
★
İletişim denilen mekanizmayla o kadar ilgiliydi ki, telgrafı geliştiren, telsiz sinyalleri göndermeyi başaran ve bu sayede Nobel fizik ödülü kazanan İtalyan mucit Marconi yi yakından takip ediyordu.
Henüz Trablus tayken, Sofya dayken, Avrupa gazetelerinde Marconi nin attığı adımları okuyor, iletişim devriminin geleceği şekillendireceğini görüyor, planlarını iletişim üzerine kuruyordu.
★
Kurtuluş Savaşı nın sonunda “zaferi nasıl kazandınız?” diye soran yabancı gazetecilere şu cevabı verecekti: “Telgrafın telleriyle!”
★
Aradan 100 yıl geçti…
Gazeteleri kontrol altına alırsak, televizyonları kontrol altına alırsak, topluma istediğimiz gibi yön veririz diye düşünen saray muhiplerinin, 100 yıl sonra hâlâ bir türlü kavrayamadığı işte budur.
★
Gazeteleri susturdun.
Televizyonları susturdun.
Ama toplumun her şeyden haberi var.
★
Çünkü, bugünün telgraf mekanizması, zannedildiği gibi gazeteler veya televizyonlar değildir, sosyal medyadır.
★
31 Mart seçimi mesela, telgrafın telleridir, iletişim zaferidir.
Atı alıp Üsküdar ı geçememelerinin en önemli sebebi, Ekrem İmamoğlu nun muhteşem basiretinin yanısıra, memleketin kılcal damarlarına kadar yayılan sosyal medya iletişimidir.
★
23 Haziran ın garantisi de, yüksek saray kurulu nun resmi açıklaması değil, demokrasi gönüllülerinin sosyal medya iletişimi olacak.
★
Türkiye de 59 milyon kişi internet kullanıyor.
52 milyon kişi sosyal medyada aktif olarak yeralıyor.
44 milyon kişi sosyal medyayı cep telefonundan takip ediyor.
43 milyon kişi facebook u, 38 milyon kişi Instagram ı kullanıyor, her gün yedi milyon tweet atılıyor.
Türkiye de insanlar her gün ortalama 2 saat 45 dakika sosyal medyada dolaşıyor.
★
Sen hâlâ hangi Anadolu Ajansı ndan bahsediyorsun birader?
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 16.05.2019 00:00:00 / Okunma = 913