Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce seçim beyannamesini açıkladı. Mükemmel denilecek kadar güzel! Ülkece soluk alınacak taahhütler var. Halkımız derin bir nefes alacaktır.
Bir siyasetçinin her alanda bilgi sahibi olması beklenemez, bu nedenle de bazı uzmanlık isteyen alanlarda danışmana ihtiyacı bulunmaktadır. Bunca zaman en berbat yerinde çalışmış biri olarak, Sağlık Sistemi’nin nasıl olması gerektiğini, ukala bulmazsa kendisine tavsiye edeceğim. Beyannamede bu alan eksikti.
Aklı yeten ve oy kullanan dâhil herkes bilir; eskiden SSK Hastaneleri ve Devlet Hastaneleri vardı. Buna ek olarak Askeri Hastaneler de vardı. Erdoğan yönetimi bu hastanelerde önce bir algı manşetleri attırdı: SSK Hastanelerinin içi boşalıyor ve bu hastaneler devlete büyük borç yükü oluşturuyor! Buna yeterli kılıf da vardı. Gerçekten de hastaneler kara delikti. Maalesef, tüm hastaneler önceki hükümetlerin şov alanındaydı.
Erdoğan Hükümetine aklı veren yolu da gösterdi: Hastaneler birleşti. Medula denilen provizyon sistemi geldi. Bu yeni sistemin gelmesi sonrası, başlarda devlet çok büyük fayda da sağladı: Çünkü ve aslında herkes biliyordu; halkımızın önemli kısmı dolaylı hırsızdı; bir hastanede denk gelmiştim, zengin bir adam SSK kimliği ile muayene olmak istedi provizyon onayı gelmedi, aynı adam Bağ kur kimliği ile muayene olmak istedi, yine onay gelmedi, kaymakamlıktan fakir belgesi getirdi.
Bu tür çok olan olumsuzlukları görünce her doktor kayıtsız kabul etti değişiklikleri. Performans sistemi geldi, Provizyon sistemi geldi, Sağlık net sistemi geldi, Nabız sistemi geldi, Evde sağlık sistemi geldi. Tele tıp sistemi geldi. Merkezi Radyoloji ve Merkezi Laboratuar sistemleri geldi. Dahası da var…
Fakat bütün bunların para kazanma sistemi olduğunu geç anladı doktorlar. Şimdi, her doktor, her hemşire ve her hastane çalışanı işin içindeki dümenleri biliyor.
İşte Muharrem İnce’ye tavsiyelerim burada başlıyor. Eğer bu dediklerimi yaparsa, sağlık sisteminde çalışan insanların çoğundan oy alır. İnsanlar, tuttu parti ne olursa olsun oyunu bunları değiştirecek adaya oy verir. Buna ek olarak hastanelerdeki ölüm oranında en az %50 azalma yaşanır.
1) Kayıtsız şartsız tüm hastanelerde Kanıta Dayalı Tıp Sistemine geçilmeli. Bu sisteme geçince, bir hasta muhakkak iyileşecektir, bir hastanede iyileşemiyorsa başka hastane veya başka doktor muhakkak iyileştirecektir; bundan dolayı hastanelerde yüz milyonları bulan hasta yoğunluğu minimuma inecek, bir hastaya 2 dakika ayıran doktor belki de 20 dakika ayıracaktır.
2) Bir doktor hastayı muayene edince, “on gün sonra şu ilaçları kullan da yeniden gel,” diyerek reçete yazıyor. O yazılan reçete ilaçlarının ömrü belki 30 gün, belki 60 gün... Oysa on gün sona tekrar doktora gidince, doktor fayda etmedi diyerek o ilaçları değiştiriyor. Tüm ilaçlar bedeliyle birlikte çöpe gidiyor. İnce ekibi şunu yapmalı: İlaç firmalarıyla anlaşıp, ilaç kullanım paketlerini 1 günlük, 3 günlük, 7 günlük, 10 gülük, 15 günlük, 30 günlük şeklinde paketletmeli. Elbette fiyatlar da buna göre azalacaktır. Bütçeye ilaç yükü en az %70 azalacak. Tabiî ki, evler de ilaç çöplüğü olmayacaktır. Buna ek olarak fazla ilacın ticareti de yapılamayacaktır.
3) Performans sistemi bireysel puan yerine tıbbı puana dönüştürülmeli. Örneğin, iki doktorun biri genel cerrah, biri dâhiliye uzmanı olsun. Genel cerrah doktoru günde 2 ameliyat yaparak ayda 60 ameliyattan, (Art niyet varsa ek olarak gizli ameliyattan) her ay tavandan döner maaşı alıyor. Aynı maaşı alma yarışına giren dâhiliye doktorunun ise o maaşı alabilmesi için günde en az 130 kadar hasta muayene etmesi lazım, kontrol hariç; bu da mümkün olamıyor. Diyelim doktor bu yarışa girdi, o zaman da her dakika bir hastaya bakacak, bu defa da yapılan ‘muayene etme’ olmuyor.
4) Sağlık Net sisteminin ne olduğu, ne işe yaradığı, niçin devrede olduğu yıllardır anlaşılamadı. Derhal ve ivedi olarak bu angaryalar iptal edilmeli; sistemin yaratacağı boşluğu doldurmak için ise hasta muayene eden her doktora medula provizyon hakkı ve zorunluluğu vermeli. Böylece hem hasta kaçağı azalmış, hem de her hastanedeki iş yükü ve eleman yükü azalmış olacaktır. Buna ek olarak mevcut sağlık sistemi nedeniyle tekelleşmiş durumda olan yazılım firmalarına bir çözüm bulunmuş ve piyasaya yeniden çok sayıda firmanın girmesi sağlanmış olacaktır; maliyetler de düşecektir.
5) 2.500 civarı irili, ufaklı kamu hastanesi var. Her sene yazılım, sunucu, veritabanı ihalesi yaparlar. Her firma gelince kendi veritabanıyla, yazılımıyla ve elemanıyla gelir. Bu firmalara her sene yeniden para ödenir. Oysa bakanlık kendi sunucusunda verileri tutsa, yazılım firmaları da ara yüzleri ister Android, ister Web, ister PC olsun Web Servislerle çalışacak şekilde bütünleşmiş yapsa, tüm veriler de bakanlık sunucusunda olsa, bakanlığın tasarrufu yarım milyarı bulmaktadır.
Kaynağı nereden bulacağım diye düşünmeyin! Bu önerilerimle devletin her sene ve tabi sonsuza kadar tasarrufu söz konusudur. Yaptığım önerilerle Sağlık Babanlığının senelik tasarruf miktarı yaklaşık 3 milyar TL’yi bulmaktadır. Bu da SGK’nın yıllık bütçe açığını sorunsuz kapatmaktadır.
Umarım, bu yazıyı dikkate alır da devletin bir kurumdaki kara deliği kapatırsınız.
Naçizane önerim.
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 20.05.2018 00:00:00 / Okunma = 1519