Mevcut AYM‘nin davranışlarının tahminiyle ülke bir referanduma gidecek gibi duruyor; elbette AYM çok istisnai bir karar verip Erdoğan’ın hıncını göze alır da, açık oy, kadın vekile dayak, bir odada 3 erkek, kadın vekilin başka kadın vekili gözetlemesi gibi var olan berbat resimlerden dolayı onurlu bir karar verip, iptal etmezse...
Bu durumda, yani AYM iptal ederse işler hepten tersine döner ve Erdoğan iktidarının sonu gelir. AYM bu işi savsaklar da, iptal etmezse halk iktidarının sonu gelir.
Bu yazıyı bu nedenle yazıyorum. Çevrede utangaç olan, çekingen olan insanlar geçiştirme derdindeler… Kimileri Erdoğan taraftarı bürokrasinin korkusuyla, kimisi gönül verdiği o fikrin geldiği yerin kabul edilemez olması düşüncesiyle bu referandumu önemsiz gösterme derdinde... Ortada açıkça bu referandumu savunan insanların hemen tamamı yandaşlığını açıkça belli etmiş ancak bir nedenle iktidarın nimetlerinden yararlanan kesim… Erdoğancı ve AKP’ci olup da, iktidar nimetlerinden yararlanamayan gönüldaşlar ise şu an çok zordalar; bu nedenle de referandumun her yerde konuşulmasından fevkalade rahatsızlar. Aynı zamanda kararsızlar.
Bu referandum olayında HAYIR diyen kesimlerin CHP kanadında olay tamamen siyası demeçlerle anlatılıyor. CHP dışında olup da, makam mevki sahibi olanlar olayı teknik, hukuki terimlerle anlatıyorlar. Bu durum bile aydın gözüken muhalif kitlede tam olarak anlaşılmıyor.
Ben Bilal’e anlatır gibi anlatıyorum:
Bir sabah kalkınca, başkan KHK çıkararak temel hak ve özgürlükleri askıya alabilir; elbette kim tarafından ve neden desteklendiği ispatlanmamış ama tahmin edilen bu lanet terörü bahane ederek…
Bir sabah kalkınca, sokak köşe başları başkanın sadık ama resmi veya gayri resmi olup olmadığı bilinmez adamları tarafından tutulmuş olabilir; bu sokak bekçilerinin tüm giderleri de örtülü ödenekten karşılanabilir. Başkanın buna yetkisi ve hakkı oluyor. Buna hiçbir engel yok.
Bir sabah kakınca, bunca PARDON ve Kandırıldık olayından, hırsızlıktan, siyasi linçten dolayı sıkışan makam sahibi başkan, neden ve nereden geldiği ispatlanamayan ama tahmin edilen şantajla, gizli PKK veya gizli Işid(Daeş olsun haydi) yakınlıkduyar başkan yardımcısı atayıp, tüm yetkiyi ona verebilir. Buna hakkı var. Bizim seçtiğimizin seçtiği kişiye de mi kefiliz? Oysa sokakta karşılaşsak boğazımıza çökecek belki bu zat ama o atık devlet başkanlığı sorumlusu…
Bir sabah kalkınca, çıkan KHK ile vatandaşlıktan atılmış olabiliriz. Nereye gideceğiz? Elbette cezaevine… Orada hak aramak mümkün mü? Vatandaş olsak mümkün gibi ama vatandaşlıktan atılınca orada da hak arayamazsın…
Bir sabah kalktığında, beni Allah’tan başkası buradan indiremez diyerek seçimleri, (elbette kimin ortaya sürdüğü bilinmez ama tahmin edilir olan terörü bahane ederek) uzun bir süre erteler ve anayasayı askıya alabilir.
Bir sabah, ya hiç kalkma ya da HAYIR de.
Bu bir parti oylaması değil…
Bu bir siyasi düşünce oylaması da değil…
Bu bir rejim oylaması da değil…
Bu, burun büktüğümüz ve küçümsediğimiz IRAN’ın aynı yapısında ve tam zıddı olan Sunni şeriat rejimine gidişin kanuni dümen oylaması…
Umarım uyanırsın...
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 31.01.2017 00:00:00 / Okunma = 2367