Elbette katledilen, öldürülen, linç edilen ve hatta (boğazı) kesilen o insanları saymıyorum, orası başlı başına bir vahşettir.
Bundan sonrası için bakalım meseleye. Artık TSK içinde bir oluşum, güç, yapı ülkede darbe yapmak gibi bir düşünceyi beyninde taşıyamayacaktır. Böyle bir düşüncesi olup da en yakınına bunu ifşa etse, o kişi anında ispiyon edilecektir; doğal sonucu olarak da kodesi boylayacaktır. Atık Türkiye’de asker başlı başına bir beylik değil.
Ülke içinde bir grup oluşturarak sırtını askere dayayan, oradan aldığı güçle haksız makam, mevki sahibi olan elit veya gözü açık kişiler de bunlardan mahrum olacaklardır.
Başta ABD, NATO olmak üzere, 80 milyonluk bu ülkeyi bir avuç insanla yönettiğini sananlar da bu düşüncelerinin öldüğünü kabul edeceklerdir. Darbe veya kalkışmaya karşı gelmek ve kazanmak sadece Fetullah çetesine karşı değil, aynı zamanda ABD ve NATO’yu da yenmek demektir; onlar da yenilgiyi şimdilik kısmen kabul ettiler.
Dünya devletleri ve milletleri gelişmemiş ülkelerde yaşanılan, bir albay, yarbay veya bir birlikle ülkeyi ele geçiren insanların o zavallı ülkesinden olmadığımızı çok iyi gördüler. Tabi ki gelişmiş bir ülke değiliz ama ülkedeki durum; Kemalist damarın, bunca içeriden ve dışarıdan ezme mücadelesine karşı hala dimdik ayakta durduğunu gösteriyor.
Yılladır AB ülkelerinin AB’ye alma bahanesiyle ülkedeki TSK komutanlarını, Ergenekon, Balyoz uydurmalarıyla Kemalist aydınları içeri tıkmalarını bilmeleri, bu aşağılık eylemleri kabullenmeleri, hatta destek vermeleri aşikardı. Yendiklerini sandılar ama Atatürk’ün ruhunun öyle kolay yenilmeyeceği ortaya çıktı. Başarısız darbe girişiminden sonra ispatlanan en önemli ayrıntı budur.
Darbe olayından sonra iktidarın ve özellikle Erdoğan’ın tutum ve davranışları söylemleriyle çelişkili olmaktadır; birlik, beraberlik mesajı veriyorum derken ülkede kafası ezilen Feto cemaatinin yerine diğer kendi cemaatinin almasını sağlama eylemleri devam ediyor. Bu durum, tehlikenin devam ettiğini ve uzak olmayan bir zaman da ülkede yine ve yeni bir kaos çıkacağını beklememize işaret ediyor. Elbette bu cemaatlerle de bağlantı kuran dış mihraklar ülkede yeniden iktidarı ele geçirmek isteyeceklerdir. AKP tayfası o zaman da ‘kandırıldık’ diyecektir; ama yine kötü günler yaşayacağız. Bu durum da moralimizi bozmasın; çağdaş, modern ve aydın Atatürk insanı bunun da farkındadır ve bunlara da meydanı boş bırakmayacaktır.
Atatürk adını resmi belgelerde bile kullanmaktan çekinen, hatta tavır alan başta Erdoğan ve AKP mensupları Atatürk’ün tarihe mal olmuş ünlü sözlerini şiar etmeye başladılar. Bu eylem ve davranış takiyye değilse, güzeldir; takiyye olmasına karşı da uyanık olunmalıdır.
Bu başarısız darbe girişimi Atatürkçü insanlara gittikleri yolun doğru olduğunu, uyanık olmalarının faydalı olduğunu ve bundan sonra daha çok uyanık olunması gerektiğini ayan beyan göstermiştir.
‘Düşüncelerim bilimle çelişirse, bilimi seçin!” diyen liderin dediklerini yapıyoruz ve bilimsel olarak toplumu gözaltında tutmaya devam ediyoruz.
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 28.08.2016 00:00:00 / Okunma = 2132