Biliyorum ki çoğunuzun içinden “Sensin hain, sen de hainsin, asıl onlara yardım, yataklık yaparak hainlikte pay senin, istediklerini vererek hain olmalarına sebep oldunuz, sizi gibi hainler...” gibi cümleler geçti, geçiyor.
Fakat ülkeyi açık, seçik parçalamak isteyen PKK teröristlerine yapılan Şırnak, Lice baskınlarında çok sayıda terörist öldürüldü. Ailelerini devlet arayıp, “Alın bu teröristlerinizin cesetlerini,” dedi. Aileleri ağıtlar yakarak aldı, götürdü, bulduğu kalabalıkla mezara gömdü. Hainler mezarlığına değil.
Bir insan darbeye kalkıştığında, başarılı olunca neler yapar neler! Başarısız olunca kesinlikle öldürüleceğini bilir. Bunda sorun yok. Eşyanın tabiatı böyle. Ancak, o darbeye kalkışan kötü adamın çocuklarının, ailesinin, yakınlarının suçu nedir ki, ömür boyu onlara işkence yapılır ?
Sen değil miydin ey Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Güzel Ahlak Öğreten Dinimiz!” diyen? Üstelik sana bağlı olan cami imamı, “Darbecinin namazını kıldırmam!” diyebiliyor. Bu Kur’an’ın neresinde var? Bu sünnet’te bile yok. Ölen birinin, yakını istediği taktirde namazını kıldırmak bir imamın görevidir. O darbecinin ölmeden önceki son maşında ödediği vergi bile o imamın aldı maaşın içindedir. Bir imam, kimliğine bakılmadan Müslüman doğmuş ve ağzından “mürted oldum!” kelimesini söylemeyen herkesin namazını, resmi kamu görevlisi olması nedeniyle kıldırmak zorundadır.
Sen değil miydin ey H. Karaman, “Işid bile gerçek İslamdır,” diyen? Darbecilerin bazıları “kandırıldık” diyor. Belki de azıcık doğrudur, nasıl olur da onlara dünyalık bir eylem için, ahiretlik bir dinin ayetlerini uygularsın?
Sen değil miydin ey Kadir Topbaş, “dinimizde kin, nefret olmaz, belediyemiz herkese eşit muamele yapar,” diyen? Senin belediyede aldığın maaşta ülkenin vatansever ve vatansevmez ama vergi veren herkesin katkısı var, onları da ayıkla o zaman!
Sen değil miydin ey Ankara, “Bu din hepimize yeter, ölünün ardından konuşulmaz,” diyen?
İslam tarihinin geçmişinde “Hainler Mezarlığı” var mıdır, bilmiyorum. Fakat Türk tarihinde yoktur. Türkler öldürdükleri en azılı düşmanına bile saygı duymuştur. En azılı düşmanımız olmasa bile, Çanakkale’de ölen Anzaklar için Yüce Atatürk ne demişti:” Burada yatan evlatlarınız bizim evlatlarımızdır!” O zaman sadece vatan değil, soyumuz da yok olacakken bunları diyenle, devleti ele geçirmeye çalışan şerefsiz fetö çetecilerine hınçla, onların aileleri böyle damgalanmamalıdır. Ölen, fiziken etkisiz hale getirilmiş bir cesettir, artık onun hakkında konuşmak bir yana, o insanın zorunlu akrabaları için de linç eylemlerini savunmak insanlığa yakışır mı? Sen akrabanı nasıl seçemiyorsan, o darbecilerin akrabaları da seçemediler.
Bu ülkede vatan hainliğiyle suçlanıp, vatan hainliği ispat edilen deli Sait veya Said Nursi denilen bir deli için şimdilerde adeta evliye muamelesi görülüyor. Tarih size tecrübe vermiyorsa, hayat tecrübe vermeliydi Ey Kadir Topbaş!
O mezarlığın adının “Hainler Mezarlığı” olmasını, o darbecilerin yeni doğmuş küçük bebeleri adına protesto ediyorum. O küçük bebekler babalarının yanlışını bilmeli ama hain damgasıyla büyümemeli. O küçük yavrular babalarının mezarını soğuk da olsa uzaktan görebilmeli. O küçük bebeler soyunu, sopunu bilmeli, en azından babalık ruhunu hissedebilmeli.
O mezarlın adı “Darbeciler Mezarlığı” olabilir ama “Hainler Mezarlığı” olmamalı.
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 27.07.2016 00:00:00 / Okunma = 2069