Cümlenin başında açıkça yazmakta fayda var: Bir din alimi gibi ahkam kesmek için yazmıyorum. Sosyolojik bir olay olarak görüp, fraklı bir yaklaşım sergiliyorum. Nedir şehitlik?
İslamda:
Peygamber Efendimiz (asm) bir hadisinde bu iki şehitliğin 7 türünden bahseder. Bunlar:
1- Allah yolunda öldürülen şehittir. (Hakiki şehit)
2- Vebadan ölen şehittir. (Manevi şehit)
3- Suda boğulan şehittir. (Manevi şehit)
4- Akciğer hastalıklarından ölen şehittir. (Manevi şehit)
5- Yıkık altında kalıp ölen şehittir. (Manevi şehit)
6- Hamileyken ölen kadın şehittir. (Manevi şehit)
7- Doğum nedeniyle ölen kadın şehittir. (Manevi şehit)
Hıristiyanlıkta:
Hıristiyan dünyasında, günümüzde, ülkesi için savaşırken hayatını kaybedenlerin aziz, azize, kutsal(=şehit) olarak tarif edilirler.
Yahudilikte:
Yahudilikte din uğruna ölenler “Kedoşim” (Kutlu Kişiler) adıyla onurlandırılır.
Aheremod Kedoşim, “İsrail sınırları dışında İsrail ve Yahudi menfaatleri için mücadele veren kahraman” anlamına geliyor.
Buda dininde:
Budacılıkta da inançları uğruna ölenler büyük saygı görür. Buda’nın önceki yaşamlarını anlatan Cataka (Pali ve Sanskrit dillerinde “Doğum”)’lar, geleceğin Buda’sı ve müritlerinin bir anlamda şehitlik kütüğüdür.
Özetle:
Dini inancı için mücadele ederken ölen her insan şehit sayılmış. Bu konuda eski haçlı saldırıları sonucu yaşanan savaşları kısaca anlamak yeterlidir. Ancak, Ortodoks ve Protestan Hıristiyanların 1800 yılından önceki vahşi yıllarda birbirlerini neredeyse topluca katlettikleri o savaşlarda ölenler de hepten şehit sayılmış. Zaten başka türlü o savaşlar devam edemezdi.
Yıllar boyu Osmanlı (Sunni) ve İran (Şii) savaşlarında ölenlerin hepsi şehit sayıldı. Şimdi din uğruna açıktan savaşan ülkeler ve komşularımız pek yok. Ancak Irak, Afganistan, Suriye, Yemen vb içerisinde bölük pörçük olmuş ve yine şehit olduğunu iddia eden aynı dinin mensuplarının savaşları var.
Bir de yeni moda şehitlik başladı. Ülkesini korumak ve halkının güvenliğini sağlamak üzere konumlanmış olan silahlı kuvvetlerin emir altındaki mensupları ölünce şehit oluyorlar. Ancak, onları katleden teröristler de kendilerine şehit diyorlar. Savaş hiç bu kadar kirli olmamıştı. Oysa terör örgütü olan İRA ölen mensupları için hiç şehit ifadesi kullanmadı; en azından bu şekilde bir ifadelerini ben bulamadım. Ortadoğu halklarının çaresiz kaderi olan cahillik, onları da şehitlikte ikna etmeye yetmiş. Masum insanı veya emir altındaki askeri öldürmek için yola çık, ölünce ‘şehidim’ de… İşte bu coğrafyanın pis kaderi bu; dinci de, dinsiz de şehidim diyor. Düne kadar din inkarı yapan bir örgüt, zamanın ruhuna uyarak,
aklınca sempatik gözükmeye çalışacak, dini söylemleri kullanıyor. İnanan halk var mı? Elbet var! Demirtaş bile Said Nursi (yada daha bilinen adıyla Kürt Said) için mevlüt okutmadı mı? Bir oy uğruna yarab, ne yavşaklıklar yapılıyor!
Gelelim eleştirime: Kim şehit? Bana göre ülkeyi korumak için emir altında ölen asker, ki bu asker silahla vurulmasa da, terör kurşunuyla öldürülmese de, o elbise altında iken öldü ise şehittir. Ne din için savaştığını söyleyen Işid, El Kaide, El Nusra, İmam, Hoca, Siyasetçi, Bürokrat ne de ülke devirmek veya ayrılıkçılık yapmak isteyen açık, gizli teröristler şehit olamazlar… Onlar olsa olsa pislik çukuruna gömülmesi gereken birer et yığınıdırlar.
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 6.09.2015 00:00:00 / Okunma = 2450