İlkin bir konuyu hatırlatalım: Erdoğan ilk cilalanıp da parlatıldığı zamanlar, hatta entrikayla bir garibanın vekilliği düşürülüp de, Erdoğan’ın adaylığı ve milletvekili seçilmesi kesinleştiği zamanlar tüm ülke insanı Erdoğan hakkındaki anormal şüpheleri tartışıyordu. Bu tartışmalardan biri Erdoğan’ın 1 milyar dolar parasının varlığı tartışmasıydı. Bu konuda demeç veren KADİM(!) Rahmi Koç, şimdilerde yokluğa karıştı ve ortalarda gözükmüyor. Ama Erdoğan’ın İsviçre bankalarında olduğu söylenen 8 hesabın dedikodusu hala canlılığını koruyor. İkincisi ise Erdoğan’ın ‘Değiştirdim ‘ dediği gömleğin gerçekten değişip, değişmediğiydi. O günler tüm medya manşetlerinde Erdoğan vardı.
Kimler bu gazı vermişti Erdoğan’a? Bir kısım yabancı lobi denecek Soroscu benzeri oluşumlar. Ek olarak içeride ve dışarıda dönen, dönmek üzere olan ve bir nevi sahtekar gizli dönecekli olan aydınlar... Ek olarak Türkiye Cumhuriyeti takıntısı olan absürt sosyalistler... Ek olarak ortamın kargaşasından yaralanmayı fırsat bilen sahtekar burjuva.. Ek olarak içeride ve dışarıda pusu kurmuş Vahdettin uşakları…
Sonuçta Erdoğan iktidara geldi. Artık devletin malı deniz, yemeyen domuz, hazinenin içini boşaltmayan kafir misali, balkon konuşmaları tüm dünya medyasında haybeden ve bedavadan canlı yayımlanmadı… Bir bedeli vardı bu işin. 80 milyon halkla uğraşmaktansa, küçük bir muhalefet ve tek adam olan biriyle koca ülkeyi yönetmek ve içini boşaltmak daha iyi diyen güç adamları Erdoğan’ı füze gibi fırlattılar. Fırlatmada dolayı yükselip de, şimdi yere düşen Erdoğan gömleği değiştirmişti ama yerine kurşun geçirmez korumalı bir gömlek giymişti. Artık o bir mehdi, mesih, ümmetin lideri ve kainatın elçisi konumuna yükseltilebilirdi! Eğitimsiz kitle ve yalaka iş adamaları el birliğiyle yalamaya başladıklarını açık seçik ilan ettiler.
Önümüzdeki masamızda bu şekilde duran bir Erdoğan var.
Yan masaya ise S.Demirtaş, dolayısıyla HDP ve dolayısıyla Apo konmaktadır. Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Demirtaş’ın ağzından çıkan her cümle bal damlası gibiydi. Az mantığını çalıştıranlar şok oldular. Baktılar ki, bu gidiş güzel; gaz da güzel; oy da güzel... Demirtaş bu seçimde aynı demeçlerini daha ileri götürmeye başladı. İyi niyetli ve kötü niyetli dönek veya dönmemiş sosyalistler de mest olmaya devam ettiler. Benim korkum meclise giren Demirtaş ve HDP’nin şunları yapacağı:
Her ne kadar HDP yöneticileri seçim kampanyası sürecince Erdoğan’a kötü cümleler kursa da, seçim sonucu gizli veya açık AKP’nin meclis ortağı olacak gibi gözükmektedir; Cumhuriyet Gazetesinde çıkan demeçleri AKP’ye azınlık desteği vereceği yönünde. Azınlık desteği nedir? Uçurumun kenarında zor duran AKP, uçurumdan düşünce eski ve yeni çok sayıda AKP mensubu adi ve yüz kızartıcı suçtan yargılanacak. Bu korkuyla HDP’nin her dediğini yapmak zorunda kalan bir AKP! Ne dendi ise onu yapacak kadar HDP’nin emir eri olacaktır. Sonra, şu da kesin. İnsani olarak ve belki de fiziki olarak ülke paylaşılacaktır. Yoksa Erdoğan ve ailesinin tüm malvarlığına el konacaktır... Ayrıca, ofisine konan bombaların bile sebebini AKP olarak gören HDP, gerekirse azınlık desteği veririz diyorsa, sanırım HDP’yi asıl yöneten APO’dur. Yoksa, bunca demeçlerden sonra HDP ve AKP yöneticileri yüz yüze gelmemeliler bile... Emir büyük yerden misali
Gelelim Demirtaş meclise girince değiştirdim dediği gömleği değiştirmediğini beyan etmesine!
Ne yapılabilir ki…
Dünyaya karşı saygın meclisimiz Ermeni, Rum, Pontus, Süryani hatta bilinen tüm geçmiş Anadolu milletlerinin soyunu Türkler kuruttu derlerse? HDP bile meclise bu öneriyi verirse? Zaten Ermeni olayı şimdiden HDP’de kabul görmüş durumda. Bazı HDP fraksiyonları diğerlerini dillendirmeye başladılar bile.. Erdoğan’ın önüne bu acı durum şart olarak konarsa ne olacak? Ya bizim dediğimizi kabul et ya da yürü dokunulmazlık zırhı kalkıyor ve sen yargılanıyorsun derlerse Erdoğan ne yapacak? Elbette APO’nun yanına gitmeyecek ya... HDP de zaten onu içeri atmak amacında değil, APO’yu dışarı çıkarmak derdinde... Dahası ise çok kötü bir durumu arzetmektedir. Akıllara sınırı, ayrılığı, kavgayı ve kargaşayı getirmekte, dolayısıyla düşünmek bile feci..
HDP meclise girsin de? Bir de bunu düşün... Sen bilirsin…
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 20.05.2015 00:00:00 / Okunma = 2919