Daha önceki tavsiyeleri devam ettiriyoruz. Malum seçim çemberine girdik, siyaset fır dönmektedir; tabi siyasetçiler de aynı dönmeyi yapmaktalar. Böyle bir ortam içinde CHP’ye tavsiyelerde bulunuyoruz. Belki şunu söyleyeceksiniz: Yazdıklarınızı kim okuyacak? Okusa bile kim dikkate alacak? Dikkate alsa bile kim uygulayacak? Uygulamaya kalksa bile kim izin verecek.. Sorular zincirlemedir.. Fakat sol mahallede topluma yönelik proje eksiği olunca, adaylar veya aday adayları şov yapmak zorunda kalırlar. Oy artırmak için karşı mahallelerden yalvararak avatar transferine gerek olmadığını düşünerek, o mahalleden oy almanın başka yolunun da olduğunu düşünerek yazıyorum ben de.. Kimse okumasa bile, kendim okuyorum. Vicdanen rahatım. Gelelim bu tavsiyeme:
Malum, düşünce suçu insanlık ayıbı, çağdaşlık ayıbı ve hatta küçük toplumların, yönetmeyi becermez siyasetçilerin sığındığı limandır. CHP deklere etmelidir: Cezaevlerinde düşünce suçuyla yatan mahkum olmayacak! Bunu zaten tavsiye ediyor, denilebilir. Ancak, tavsiyelerde eksik kalan yerler var. Şöyle ki: Ülkenin ortalama bir büyük şehir nüfusuna yakını cezaevlerinde yatmaktadır. Empatiyi şöyle kuralım:
Mahkum bir insan terörist(Öldürmeye karışmış) değil ise, bir dönem yattığı cezaevinden çıkınca ne yapacak? Ahlakçı geçinen sosyalistler mi ona iş verecek? Allahçı geçinen dinciler mi iş verecek? Azılı örgütlenme düşmanı olan işadamı mı ona iş verecek? Ülkenin verdiği vergiden daha fazlasını devletten zorla geri alan Tüsiad üyeleri mi ona iş verecek? Elbet vermeyecekler... Çünkü o bir mahkum... Diyelim o kişiye iş verildi… Ben yanıldım.. Peki o kişi ne iş yapacak? Yıllarını cezaevinde geçirmiş bir insan çıkınca hangi mesleği bilir? Hayata sıfır noktasından bile başlayamayacak. Buna da soruyla karşılık verilebilir: O da girmeyeydi içeri! Oysa bir nedenle girmiş. Girdiyse cezasını çeksin diyenler olacak. Cezaevleri işkence evleri, öldürme evleri değil; özgürlükten mahrum etme evleridir. Adam ömrünün önemli kısmını içerde geçirerek, özgürlüğünden mahrum olarak zaten yeterince ceza çekiyor. Bir de oradan dışarı çıkınca ek ceza çekecek ha… Bu durum toplumdaki yaraları daha da fazla kanatmaz mı?
Çözüm şu: Ülkedeki tüm cezaevlerinde el işi, bilek işi ve hatta mümkünse beyin işi destekli işletmeler kurulmalı, mahkumlar burada sigortalı çalışmalı. Cezaevinden çıkan bir mahkum, orada öğrendiği mesleği dışarıda devam ettirirken, sigortası da kaldığı yerden devam etmeli.. Aksi taktirde o mahkum, dışarı çıktığında eksi bir mahkum olarak ya çete, ya mafya, ya eroin satıcısı ya da kadın satıcısı dışında ne iş yapacak? Zaten eski mahkum diye kimseler iş vermiyorsa, aç kalacak değil ya... Yapacak bir şeyler, bazı şeyler ve hatta her şeyler bulur.... İşte o ‘şeyler’ maalesef kanun dışı şeylerdir. Toplumda yozlaşmayı önlemenin, kadın cinayetinden, aile cinayetine kadar önüne geçmenin baş şartı, cezaevinden çıkanların topluma kazandırılmalarıdır. Unutmayın, ülkede bir büyük ilden daha fazla sayıda mahkum var; bunların, aileleri ile birlikte oy kullanacak nüfusu Bekaroğlu’nun CHP’ye getireceği oydan daha fazladır. Umarım CHP’nin yönetimi bunun farkına varır.
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 1.02.2015 00:00:00 / Okunma = 2791