Biliyorum ki; çok konuşan ve çok sallayan sosyal demokrat düşünceli insanlar, benim tavsiyelerde bulunamayacak kadar genç ve tecrübesiz biri olduğuma hükmedecek. Bu partinin ve zihniyetin temel sorunu maalesef ki, bu! Ama ben yine de yazacağım.
Bir CHP karşıtı, “Kemal Kılıçtaroğlu ile bu parti hiçbir vakit %30 olamaz”, dedi. Sohbetin bir süre ilerlemesi sonucu, aynı cümleyi Deniz Baykal için de kurdu. Daha sonra İnönü için de.. “Peygamberi getirsen, bu partiye malum kitle oy vermez,” dedi. Her eleştirilenin haklı gerekçeleri vardır ama her eleştiri haklı veya doğru değildir. Ben, haklı gerekçelerini yazmak istiyorum.
CHP kimden oy alıyor? Siyasileşmiş bir dini kitleden. İşçi ve isyankarlardan. Az da olsa sendikalardan. Atatürk’ü tartışmasız hassasiyette sevenlerden(tıpış tıpış dedikleri bu kitle..). Başka yok. Kılıçtaroğlu, CHP işadamlarından oy alsın diye Tüsiad ajanını veya yalakasını partiye aldı; fakat hiçbir işadamı CHP’ye oy vermedi. Muhafazakar dönek de o kitleden oy getiremeyecek.
Reçetem şu:KOBİ:Küçük ve Orta Ölçekli firmalar. Peki bunlardan oy almak için ne yapmak lazım? Ülkenin iş sahasının yaklaşık %80’i kobi durumundaki firmalar olup, bu firmalar gelirin %20’sini bile kazanamıyor. Tahminlere göre 2 milyon üzerinde kobi var. Bu firmaların temel sorunu kazançlarının yarısını devletin, yarısını da fuzuli giderlerin götürmesi.. CHP zihniyeti bu durumu analiz edemiyor. Yirmi yıllık şirket sahibi olarak faaliyette bulunduğum bu ticari dünyada şunu gördüm: Bir firma ya piyasanın ya da devletin çarkında altında inim inim inliyor. Çare? Çare bu yükün hafifleyeceğine dair program ve propagandadır. İşte bunun birini bu hafta yazacağım.
Kıdem Tazminatı nedir? Sigortalı bir insanın bir şirkette çalıştığında, kanunlarla belirlenen sürelerde kzandığı ek tazminattır. Örneğin, bir işçi bir firmada bir yılı tam doldurduğunda bir maaş kadar kıdem tazminatı kazanır. Ülkenin Kobi olmayıp da büyük olan kurumlarında bu KIDEM tazminatı fiilen kalkmıştır. Şöyle ki: Büyük firma çalışanlarını taşerona vermektedir. Bunu da resmi ihale veya sözleşme ile vermektedir. İhale ve sözleşme 2 Ocak(Dikkat 2 Ocak) ile başlar, 31 Aralıkta biter. Süre 364 gündür. İhale şartnamesi 365 gün ve yukarısını baz alır. Demin saydığım gün bazen daha kısadır. 365 günden az olan çalışma günüyle Kıdem Tazminatı kazanılamaz. Buna karşın KOBİ, işi taşerona veremeyecek kadar küçük olduğundan bu ihale işini yapamaz ve bu firmalarda çalışanlar da KIDEM tazminatını hak kazanır. Geliri düşük olan KOBİ bu tazminatı veremez, iki taraf da adliyede soluğu alır. Solcu avukatların el üfelediğini hissediyorum. Karşılıklı mahkemeler yaşanır. Çalışan işçi kıdem tazminatını mahkemede kazansa bile, o zaman zarfında KOBİ ya batmış, ya bitmiş olduğundan bu parayı da alamaz. Avukatlar dava öncesi para aldıklarıyla mesut ve mutludurlar! Çok samimi olarak söylüyorum, kıdem olayı fiilen bu şekildedir. Kıdem işinde tek kazanan taraf avukatlardır. Kemal Kılıçtaroğlu’na söylüyorum: Partine TUISİAD yalakası alma, onlardan sana oy gelmezi KOBİ temsilcilerini al.
Şimdi bu dertten kurtulmak için çözüm önerime gelince: CHP iktidarında KIDEM tazminatı kalkmalı. Bunun yerine, her işverene ve işçiye küçük bir vergi oranıyla, işsizlik kanununda olduğu gibi zorunlu KIDEM ödemesi getirilmeli. İşinden ayrılan işçi hemen parasını almalı, patronla davalık olmamalı. Elbette burada işverene ceza da olmalı. Örneğin; kıdem tazminatı ödemesi sırasında bir işçi ve bir işverenden kesilen tutar, tarafların haklılığına göre dağıtılmalı: İşçi haklı ise her iki tarafın yatırdığı Kıdem Tazminatı tutarını hak olarak almalı; eğer işçi haksız ise sadece kendi adına ödenen tazminatı almalı: Soyal devlet, sosyal vatandaş, sosyal yara çözümü bu işte! İşinden ayrılan vatandaş sokakta kalmaz.. Hukuka düşmez… Evinden, ailesinden olmaz. İntiharlar olmaz. Bu arada işçi haklı olduğunda, işverenin payına, ödenen kıdem tazminatı kadar ek ceza kesilmeli: Böylece keyfi işten çıkarmalar da önlenir..
Bir diğer öneriye gelince:
ASGARİ ÜCRET VE YASAL KESİNTİLER(01.01.2015 - 30.06.2015 Dönemi) |
|
Brüt Ücret |
1.201,50 TL |
Sigorta Primi İşçi Payı |
168,21 TL |
İşsizlik Sigortası Primi İşçi Payı |
12,02 TL |
Gelir Vergisi Matrahı |
1.021,28 TL |
Gelir Vergisi |
153,19 TL |
Damga Vergisi |
9,12 TL |
Kesintiler Toplamı |
342,54 TL |
Asgari Geçim
İndirimi |
90,11 TL |
NET ELE GEÇEN (Asgari Ücret + AGİ) |
949,07 TL |
Tablodan da anlaşılacağı gibi; devletin her asgari ücretten aldığı zorba tutar 153 TL. Bir işçinin işverene maliyeti de sanılan kadar düşük değil. Devlet asgari ücretten bu hakkı almazsa eğer, bir işçi yuvarlak hesap 1100 TL maaş alacak. Bu çok kötüden daha iyidir. Bu durum imkansız diyenlere cevabım şu: Sigortalı çalışan sayısını 153 TL ile çarptığınızda bir Kaçaksaray maliyeti kadar etmiyor. Sorun, devletin vergi alması değil, dengesiz hesabıdır. Ayrıca, bu bir ekonomi yazısı değildir; beceriksiz siyasetçilere propaganda öneri yazısıdır.
Önerilerim başka konularda devam edecek
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 1.01.2015 00:00:00 / Okunma = 2758