Taziyeye gidip cenaze sahiplerini yumruklayan başbakanımız...
Bi
kaç yüz madencinin ölümünü fazla abartmamamız gerektiğini izah etti.
1800’lü yıllardan, Kraliçe Victoria döneminden örnekler verdi, olağan
şeylerdir, fıtratında var dedi.
*
Çünkü...
*
Kraliçe Victoria döneminde, padişahımız efendimiz Abdülhamid Han Hazretleri iktidardadır.
Saraya telgraf gelir.
“Çınarlı’da
Mustafa Bey ocağında gaz tutuşarak beş amele yanmıştır, amele ocağa
gitmekten çekinmektedir, tahkikat yapılması babında, 27 Temmuz 1878.”
*
Yani
diyor ki, grizu patladı, içerdeki işçiler öldü, dışardaki işçiler
madene girmek istemiyor, facianın nedeni hakkında soruşturma talep
ediyoruz.
*
Saray işi savsaklamaz...
Aynı gün cevap telgrafı çekilir.
“Bartın
Kaymakamlığı Vekâletine, umumi ocaklarda böyle sakatlıklar olması,
madenin cümle hususundandır, her nerede olur ise olsun, eceli kaza,
mukadderat-ı ilahiden olduğundan, hiçbir ocağın tatiline mahal olmadığı,
gerekli tedbirlerin alınmasıyla, emsalleri gibi imalata devam etmek
üzere, amelenin nasihatle tedibinden geri durulmaması gerekir, 27 Temmuz
1878.”
*
Yani diyor ki, soruşturmaya filan gerek
yok, kaza vesiledir, ecelleri gelmiş, kaderleri böyleymiş, ölenleri
gömün, üretime devam edin, öbür işçilere de söyleyin, terbiyesizlik
etmesinler, girip çalışsınlar, asabımı bozmasınlar.
*
(Bu resmi yazışmaları, Maden Mühendisleri Odası’nın 2011’de Zonguldak’ta düzenlediği, iş güvenliği sempozyumundan aktarıyorum.)
*
Zat-ı şahane’nin fıtratıyla...
Asrın lideri’nin fıtratı aynıdır.
*
Hedef 2023.
Kafa 1800’dür.
*
Kul vardır.
İnsan yoktur.
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 17.05.2014 00:00:00 / Okunma = 2730