Oğlumla telefonda konuşuyorum, polisler evi basabilir, paraları sıfırla diyorum, o da bana kasaları boşalttım, hepsini hallettim, bi 30 milyon avrocuk kaldı babacım diyor, kısık sesle konuşmama rağmen bu telefon görüşmesini bile dinliyorlar, işte bunlar aile mahremine girecek kadar şerefsiz ve alçak.
*
Adalet
bakanıma sipariş veriyorum, yargıtay’ın danıştay’ın hâkimlerin
savcıların ayarlanmasını istiyorum, Aydın Doğan’ın illa mahkûm olması
gerektiğini söylüyorum, bunları söylememden daha doğal ne olabilir, işte
bunlar bu mahrem görüşmeyi dinleyecek kadar namussuz, seviyesiz ve
hayâsız.
*
Yandaş işadamıma akıl öğretiyorum, sanki
benimle konuşmamış gibi ihbarda bulunmasını söylüyorum, yanlış yere
ihbarda bulunmasın diye, nereye ihbarda bulunacağını kodlayarak
söylüyorum, kaç para fiyat çekmesi gerektiğini söylüyorum, al takke ver
külah, Koç’un kazandığı ihaleyi iptal edip, yandaş işadamıma veriyorum,
işte bunlar bu mahrem görüşmeyi dinleyecek kadar karaktersiz ve
şerefsiz.
*
Tutanaklar yayınlanıyor, sayın imralı’nın
benimle ittifak yaptığı ortaya çıkıyor, çaktırmadan Kürdistan’ı kurmak
için pazarlık yaptığımız ortaya çıkıyor, benim milletim uyanacak diye
korkuyorum, neyse ki uyanmıyorlar, telefon ediyorum yandaş medya
patronuna, bağırıyorum, kalaylıyorum, 80 yaşında adam, çocuk gibi
ağlıyor benim karşımda, işte bunlar bu mahrem görüşmeyi dinleyecek kadar
alçak.
*
Benim oğlan ada satın alıyor, kızıma villa
ayarlıyorum, villalara dokunmaya kalkan valiyi derdest ediyorum, benim
oğlanın vakfına yatırılan parayı az bulup beğenmiyorum, az vereni kucağa
oturtuyorum, kamuoyu anketlerini manipüle ediyorum, Yaşar Nuri Öztürk’ü
kovdurtuyorum, el kadı’yı benim hastaneye gönderiyorum, Fenerbahçe’ye
başkan ayarlıyorum, işte bunlar bu mahrem konuşmaları bile dinleyecek
kadar edepsiz, hayâsız, seviyesiz ve şerefsiz.
*
Dinleyenleri kınıyorum hakikaten.
Mağdur ediyorlar adamı
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 9.03.2014 00:00:00 / Okunma = 2477