“Pardon” yani...
*
Sahte belgelerle, esrarengiz tanıklarla, düzme kanıtlarla insanları hapishanelere doldurdular...
Ülkenin
yurtseverleri, aydınları, Cumhuriyetçileri, Genelkurmay Başkanı, ordu
komutanları, şerefli subayları, gazetecileri, yazarları, bilim adamları,
öğretim üyeleri, öğrencileri...
Aradan beş yıl geçti...
Büyük tuzak ortaya çıktı...
Şimdi “yeniden yargılanma için kanun” dedi Başbakan...
*
“Pardon yasası” diyelim...
*
Pekiii...
O “ah”ları ne yapacaksın?..
Hücreler...
Gardiyanlar...
O yüksek duvarlar...
O demir kapılar...
O zulüm...
O gözyaşları...
Ölümler...
Söndürülmüş ve çalınmış yaşamlar...
*
Sabahlara kadar ağladı sevgili...
Çocuklar hüzünlü akşamlarda, bayram sabahlarında, ellerinin tersi ile gözlerini silerek camların önünde beklediler...
Anne fotoğrafları okşayıp öldü...
Üç sene, dört sene, beş sene...
Hafta sonlarını demir parmaklıkların arkasındaki canlarını görmek için hapishanelere taşınarak geçirdi yarım kalmış yuvalar...
Tüm bunları ne yapacaksın?..
*
“Pardon” diyorsun...
Daha bir buçuk ay önce cemaate “Ne istediler de vermedik” diyen sendin ya...
Kapı gibi itiraftır...
Suçun ispatı...
Daha ne olsun?..
*
Ya bu viraneye çevirdiğin devlet ne olacak?..
İmam
üretmeye ayarlanmış eğitim, harabe bir yargı, tutsaklaştırılmış bir
ordu, tecavüz edilmiş bir medya, talan edilmiş çevre ve kentler,
uçurulmuş trilyonlar?..
Değerleri, kurumları, kavramları yerle bir olmuş Cumhuriyet?..
*
Bence...Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 30.01.2014 00:00:00 / Okunma = 2604