Dün, yani 27 Aralık herkesin malumu olan son derece adi bir baskının tecellisi oldu. Polis, Taksim’de geçmişte olanın çok daha fazla sert yüzünü gösterdi. Yeni emniyet müdürünün gerçek yüzünü gördü insanlar.
Onların tavırları bekleniyordu. Peki, beklenmeyen neydi? Taksim Dayanışması’nın halkı aldatması. Evet, akşamki o gaz yiyen, soğuk su yiyen, cop yiyen ve yürüyüşe katılan herkesin genel fikriydi.
Önce Taksim Dayanışması bir açılama yaptı. Bu açıklama medyada zaten yer aldı. Halk onlara güvendi. Taksim polis tarafından ablukaya alındı. Bu arada halk hem istiklalde hem de tünel tarafında yığılmaya başladı. Sonuçta 128 bileşenden oluştuğunu beyan eden Dayanışma, son derece çocukça bahaneyle açıklama yap-a-madı. Siz nerede gördünüz, polis çekilsin, saldırı dursun da öyle açıklama yapacağım diye bir klasik bahane? Onca insanı kovmak veya dövmek için orada olan polis geri çekilecek, Dayanışma da açıklama yapacak öyle mi?
Zaten dayanışmanın sakatlığı hazirandan sonra ortaya çıkmıştı. Yöneticileri tutuklandıktan sonra, şartlı salıverildiler. Şart, bir daha aynı suçu!(ispat edilene kadar suçtu) işlememek kaydıyla tutuksuz yargılanacaklardı. Bu durum ellerini kollarını bağlamaktaydı. O esnada olması gereken; mevcut yönetim istifa edip, mahkemeyle ve polisle muhatap olmamış kişileri tekrar yönetime gelmeli ve mücadele olanca hızıyla devam etmeliydi. Sanırım orada da koltuk tatlı geldi(Ne meret bir şeymiş bu koltuk!). Bir diğer taraftan dayanışma içine AkMit ve AKPKK da sızacaktı... Sanırım sızmış olmalı.. Aykırı seslerin fazlalığından belli oluyordu.
Gelinen noktada şunu görüyorum: Dayanışma hem mahkeme, hem koltuk hem de AkMit baskısı altında. Protesto duyurusundan hemen sonra sosyal medyada, bu yürüyüşte büyük olay olacak, kan akacak, ortalık yıkılacak gibi halkı korkutmaya ve Taksim’den uzak tutmaya yönelik mesajlardan ve bildirilerden anlaşılıyor ki, çevremizdeki çok sayıda insan ya korkmuş, ya da satın alınmıştır.
Peki, hani kan, olay ve şiddet! Polisin faşizan şiddeti zaten bekleniyordu. Protestoculara çiçek verecek değillerdi. Ama 1977 gibi olacak diyerek halkı korkutanlar sanırım çok mutlular. Yine de, hatırı sayılır ve önemli oranda kalabalık vardı. Bu bile halkın isyan duygusunun ölmediğini, halkın mücadeleye devam dediğini, “Hırsız Vaaar” diye bağırmaktan mutlu olduğunu gösteriyor.
Kısacası, Taksim Dayanışması olmadan dayanışmaya devam! Dayanışma bitmiştir, yaşasın yeni dayanışma!
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 28.12.2013 00:00:00 / Okunma = 3230