Hiç
unutmam, gene bi gün üniversitenin bahçesinde kızlı erkekli sevişiyoruz,
kimimiz bankta sevişiyor, kimimiz merdivenlerde, hava mis, şööyle
vapura binip kızlı erkekli sevişe sevişe dolaşsak mı acaba dedik,
değişiklik olur püfür püfür sevişiriz, kimimiz faytona binelim sevişelim
diyor, kimimiz boşverin gezmeyi, kızlar kahvesine gidip king oynayarak
sevişelim diyor, neticede derse girmeye karar verdik, hoca geldi amfiye,
saç baş dağınık, belli ki öğle tatilinde sevişmiş, çıkarın sutyenleri
kızlı erkekli sınav yapıcam demez mi, buyrun burdan yakın, başladık
ağlamaya, etme eyleme hocam dün akşam elektrikler kesikti sevişemedik
filan, nafile, fırçaladı hepimizi hoca, biz sizin yaşınızda öğrenciyken
yokluk içindeydik, gaz lambasının ışığında sevişirdik, ayakkabımız bile
yoktu, yırtık terliklerle sevişirdik, şimdi her türlü imkân var hâlâ
sevişmeye üşeniyorsunuz ayıptır dedi, şımarıklığımızdan utandık haliyle,
boynumuzu büktük, ufak ufak aklımızda kaldığı kadarıyla seviştik
gari... E olacağı buydu, maalesef anca 30 alıp bütünlemeye kaldım,
rahmetli babam çok sinirlendi, zaten top peşinde koşmaktan sevişmeye
vakit ayıramayan abime öfkeli, bana patladı, biz dişimizden
tırnağımızdan arttırıp seni okutmaya çalışıyoruz, senin aklın havada,
sevişmeye niyetin yoksa bırak okulu, defol askere git diye bağırdı,
rahmetli anam, ana yüreği tabii, bu kadar gitme çocuğun üstüne, sen onun
yaşındayken daha mı iyi sevişiyordun sanki dedi, n’apsak falan derken,
elektrik-elektronikte bizden üç sınıf büyük bi abla vardı, öğrenci seçme
sevişme sınavında Türkiye beşincisiydi, kulakları çınlasın, hakkını
ödeyemem, bütün yaz ondan ek sevişme dersleri aldım ve zor kurtardım
paçayı finallerde.
*
Gençliğini yaşayamayanlar...
Gençliği böyle zannediyor herhalde.
*
İddia ediyorum, Haydar Dümen bile bizim başbakan kadar kafa yormuyordur bu işlere.