* Güya, geçen hafta açacaklardı. Bu haftaya ertelediler. Şimdi de, ay sonu filan deniyor.
* Etine
dolgun bi kadın, kucağında bebeğiyle Ankara garından otobüse biner.
Yanına irikıyım bi arkadaş oturur. Kızılcahamam’a vardıklarında, kadın
emzirmek için memesini açar, çocuğun ağzına dayar, çocuk direnir, başını
öte yana çevirir, kadın uyarır, “alsana yavrum, bak yoksa amcaya
veririm” der. Adam çaktırmadan gözucuyla bakar, önüne döner. Bolu’ya
geldiklerinde, kadın yine memesini çıkarır, çocuk yine direnir, kadın
yine uyarır, “al, yoksa amcaya veririm” der. Adam çocuğa bakıyormuş
ayağıyla, memeye bakar, önüne döner. Adapazarı, İzmit, aynı sahneler
tekrarlanır. İstanbul gişelere gelindiğinde, kadın yine “al çocuğum,
yoksa amcaya veririm” deyince... Adam patlar! “Hanım hanım, vereceksen
ver artık, Bolu’da inecektim, senin yüzünden buralara kadar geldim!”
* Fıkra zannedersin ama... Açılım’ı anlatır.
* Ya hiç açmayacaktın şekerim... Ya da madem açtın, verecen gari.