Yazının başlığı Yılmaz Özdilvari oldu ama içeriği epey başka olacak. Önümüzdeki süreçte ülkede bir kesimin cahil gururunu okşayan ama başka bir kesimin de canını çok sıkan eylemlere sahne olacağı görülmekte…
Seçimden önce pek ağza alınmayan, sanırım buzdolabına gizlice konmuş olan, başkanlık sistemi, alınan oy güvencesi ile tekrar demeçlerin ilk sırasına yerleşti. Öyle ki, bu demeci veren kişilerin demeç verdiği saatte yine şehidimiz vardı ve “Alo Fatih” sansürü devreye girdiğinden, nedense şehit haberinin hemen yanında dev boyutta ve adeta dudak uçuklatacak şekilde “Terörist öldürdük!” manşeti vardı. Nedense seçimden önce bir, iki terörist öldürüyorduk, şimdi bir fırtta 30’u geçkin (şu an daha da artabilir) teröristi öldürmüşüz!
Bir başkasının başkanlık için örnek verdiği saatte yine ekonomideki 100 mucize eylemleri hayata geçirmişiz. Hatta daha da ileri gitmişiz, kaçıncı köprünün planını şimdiden yapmışız Daha da ileri gitmişsiz, Kanal İstanbul denilen kanal kazınmış, yanına yönüne evler, villalar yapılmış, kiraları da alınmış, kanaldan gemiler de şakır şakır geçmeye başlamış.
Aynı saatte 300, 500 polis neden ve nasıl olduğu bilinmeyen, başı ve sonu bilinmeyen bir eylemle, sayıları tam olarak bilinmeyen terörist evlerine baskın yapıp, çok sayıda teröristi gözaltına almış… Bunlar nereye götürülmüş?
Yine aynı saatte televizyonların ekranları 4 parçaya ayrılmış, epey zamandır unutulmuştu bu ekran zırvası, ekranın sağında kırmız ve flaş ile Erdoğan’ın demeci, altında kırmızı ve yanan dönen bir şekilde Davutoğlu’nun demeci, sağında kırmızı bir şekilde Apo’nun aslında iyi biri olduğuna yönelik bir AKP vekilinin demeci var. Haber spikeri ekranın ortasında ve haberi okurken gözlerini bir o yana , bir buyana kaydırıyor. Aslında okuduğum habere inanmayın, gözlerime inanın diyor. Örnek:Nevşin Mengü!
Fakat siz yine de moralinizi bozmayın dermişim. Başka ve anlık haberleri sizler izlerken başkanlık cart diye gelmiş olacak. Sakın tv’lere çıkan anketçi, istatistikçi veya dümenci sahte uzmanlara inanmayın. Biri ABD gibi, biri Rusya tipi başkanlık diyorlar.. Hatta, hızını alamayıp Azerbaycan gibi başkanlık öneren bile olacak. Bu arada bizimle aynı gün seçim yapan Azerbaycan’da seçime bir tek Aliyev girdi, bir tek o kazandı; o esnada rakipleri kendilerini, canları sıkıldığı için cezaevine hapsetti, seçim bitince de tekrar dışarı çıktılar. Tebrik etmek bir yana ellerinden öpmek lazım. Bize de bu yakışır. Yoksa Bedevi gibi bir başkanlığa geçeriz ha!
Birçok akıllının taş attığı bu alanda bilinen ve emin olduğumuz tek şey şu: Aslında AKP başkanlık istemiyor. O Sultanlık istiyor. Erdoğan iktidardan gitmeyecekse, adı hiç önemli değil, demokrasi bile denebilir adına, yeter ki o koltukta kalsın; istenen sistem bu ….
MHP vekillerinin önemli bir kısmı zaten AKP’yi gönüllü destekliyordu. HDP ise proje olduğunu, en istemezlik gösterdiği şeyi en çok istediğini belli etti; aslında bunu bekliyorduk; HDP kesinlikle takiyye yapıyordu; başkanlık Apo’nun isteğiydi ve HDP de bu fikirden cayamazdı. Seni Başkan Yaptırmayacağız! demeci, nefretin aşka dönüşmesinden ibaret bir şeydi. Bunu anlatamadık. Elde bir dek uyanık olduğu sanılan ama en çok kandırılan CHP kitlesi kaldı. Eğer, alt taban, üst taban tarafından bir daha aldatılırsa (Deniz Baykal olayında olduğu gibi) bu partinin tabanı partiyi MHP’nin durumuna düşürür. Şu an başkanlık gelmesi bir yana konunun tartışması bile büyük tehlikedir!
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi:
/ Tarih: 5.11.2015 00:00:00 / Okunma = 2357