Sevgili dostlar,
Bu sitede yazı yazmak sandığınız gibi kolay değil! Hem günceli yakalayacaksınız hem herkesin söylediğini tekrarlamayacaksınız hem de dikkatli ve özenli okuyucunun beğenisini kazanacaksınız, pes yani!
Ama ben yine de bir yerinden başlayayım dedim, bilgisayarımın başına geçtim, önce makineye sonra kendime çeki düzen verdim, şöyle bir niyet ettim!
Gündem almış başını gidiyor, savaşlar, ateşkes ihlalleri, terörist saldırılar, mülteci sorunları, seçimler, seçim ve referandum hazırlıkları, ekonomik sorunlar, küresel ticaret sarmalı, müzakereler, OHAL, engellemeler, yüksek perdeden tehditler, hamasi nutuklar, yalan, dolan, hırsızlık, düzen eleştirileri ya da düzen değişikliğine dair bir sürü palavra, bilen de konuşuyor, bilmeyen de!
Siyasilerin; her türlü edep, haya, onur ve haysiyet bariyerini aşan davranış bozuklukları, diplomasinin d sinin bile yok sayıldığı girişimler!
En iyisi gündemi aşan bir düzleme sıçramaya çalışmak, neyin, nasıl yapılacağını değil, yapılması gerekeni anlatmak uygun olur diye düşündüm, tuşlara meyil eyledim!
Öncelikle herkes gibi ben de sabahtan beri 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi kutlamaları sırasında, birçok bilgiyi tazeledim, belgesel izledim, hem yaşantımızı borçlu olduğumuz kahramanlarımız için üzüldüm hem de onları takdir ve şükranla yad edip, yaşanan zorlukları dehşet içinde hatırladım. Zorlanmamın nedeni de böyle bir başarıyı yüksek dirayet ve cesareti ile gerçekleştirmiş olan Mustafa Kemal Atatürk ümüze; ilgililer tarafından gerekli saygı ve sevginin gösterilmiyor olması adeta tarihimizden silinmeye çalışıldığını görmem.
Cahilce ve aptal bir siyasetle yapmaya çalıştıkları bu haksızlık elbet bir gün cevabını alacak, bütün dünyanın kabul ettiği bir gerçeğin saklanması mümkün değildir, başaramayacaklar, biz Atatürk çocuklarıyız, Atatürk’ün askerleriyiz, zamanı gelince gereğini yaparız!
Bu vesile ile hatırladığım öz deyiş tam da günümüzü tarif ediyor!
Ümitsiz bir durum yoktur, ümitsiz insan vardır!
İçinde bulunduğum ve çalışmalarına katıldığım birçok topluluk, yaşadığımız kaos ortamından çıkabilmek için seçeneklerini düşünüyor, bilgi ve becerilerini tazelemeye, güçlendirmeye ve gelecek için hazırlıklı olmaya çabalıyor!
Görünen o ki toplumumuzun büyük çoğunluğu yaşananlardan, kötü yönetim, cehalet ve kötü niyetten kaynaklanan cesaretle yapılan haksız ve adaletsiz uygulamalardan rahatsız ve müşteki. Ama bununla nasıl başa çıkılacağını, akıbetinin ne olacağını bilemiyor ve endişe ediyor! Üstüne bir de gerzek medyanın yanlı propagandası da eklenince “”yandı gülüm keten helva”” !
İşte burada; yapılması gereken nedir?
Biz, siz, bizim gibi düşünenler belirli bir fikir, öneri, ya da ortak akıl ile erişilebilecek bir ülkü etrafında toplanıp eylem birliği yapabilirsek başarabiliriz.
Bu nasıl olacak, mümkün müdür, kim veya kimler öncülük edecek, vakit var mı, ya da benim aklıma dahi gelmeyen bir çok soru cevapsız gibi duruyor!
Ama değil!
Yapmanız gereken sizin gibi düşünenlerle iletişime geçmek, ülkü birliği oluşuyor ise eylem birliği için önerileri almak, disiplinli ve kararlı olmak!
Sosyal medyayı takip ediyorsanız biliyorsunuzdur, benzeri ereklerle hareket eden, demokratik hak ve özgürlüklerini kullanmaya çalışan, protesto eden ve hakkını arayan birçok Sivil Toplum Kuruluşu ve/veya platform var. Bunlardan birisi ile temas halinde olmanız bile ümidinizi yeşertecek, tutumunuzu değiştirmenize neden olabilecektir.
Zaten onlar da sizin gibi düşünüyor, bir şeyler yapmak gereğini hissediyor ama durağan değiller, güçlerini birleştirmeye başlamışlar, hedefe yönelmişler! Sizin katkınız güç verecektir!
Bu önerimi lütfen bir kez daha düşünün ve etrafınıza daha dikkatle ve ilgi ile bakın! Doğru anlayıp, güçlü destek verin ki başaralım!
Önümüzde bir referandum var ve gelecek sizin vereceğiniz kararla şekillenecek! Sorumlu davranmadığınızda şikayet ve nedamet hakkınız olmayabilir. Benden söylemesi!
Esenlikler ve başarılar dileklerimle,
Saygılar,
Ayhan Baha Tuğsuz
18 Mart 2013
Yazar Sayfası: Yazarın Köşesi: / Tarih: 19.03.2017 00:00:00 / Okunma = 7540