CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğunun 100. gününde Saraçhane'de düzenlenen mitingin ardından "Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama" suçlamasıyla tutuklanan 13 genç hakkında tahliye kararı verildi ancak, 7 genç “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla başka bir dosyadan daha tutuklu bulunduğu için tahliye edilmeyecek.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 19 Mart operasyonuyla tutuklanmasıyla başlayan protestoların 100. günü olan 1 Temmuz'da, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in katılımıyla Saraçhane'de "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" adlı miting düzenlenmiş, mitinge katılan 42 kişi gözaltına alınmış ve en büyüğü 2001 doğumlu olan 13 genç ise tutuklanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aralarında Cumhuriyet gazetesi muhabiri Engin Deniz İpek'in de bulunduğu 35 genç hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçundan iddianame hazırlamış, söz konusu iddianame İstanbul 64. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.
13 gencin 7’si başka bir dosyadan daha tutuklu…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, miting sırasında atılan sloganlara ilişkin "Cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla yürütülen soruşturmayı ise ayırdı. Daha önce haklarında iddianame düzenlenen 35 gençten 7'si hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan da dava açılmıştı. İddianamede, 1 Temmuz'da İBB Saraçhane binası önünde düzenlenen mitingin ardından 50. Yıl Parkı'nda toplanan yaklaşık 500 kişilik grubun, "emniyet güçleri tarafından defalarca uyarılmasına rağmen alanı terk etmediği", çevik kuvvet barikatlarına yüklenerek "Zıpla zıpla, zıplamayan Tayyipçi", "Diplomasız Erdoğan" ve "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret içeren sloganlar" attığı kaydedilmişti. 7 gencin ilk duruşması 12 Eylül'de görülecek.
Dosyanın hakimi izinde…
“Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması ise bugün İstanbul 64. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü. Ayrıca dosyanın asıl hakimi izinde olduğu için duruşmayı nöbetçi hakim yönetti. Bahsi geçen nöbetçi hakimin, 12 Eylül’de ilk duruşması görülecek “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan davanın da hakimi olduğu öğrenildi.
Yaklaşık bir buçuk saat gecikmeli başlayan duruşmaya tüm sanıklar, savunma avukatları, tutuklu gençlerin aileleri, yakınları ve sevenleri katıldı. Duruşmayı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Epözdemir, CHP PM Üyesi Berkay Gezgin de takip etti.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada ilk olarak sanık avukatlarının talepleri alındı. Avukatın Sesi İnisiyatifi (ASİ) avukatlarından Burak Elik, 2911 sayılı kanunun 32. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu ve somut norm denetimi için dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti.
Tutuklu sanıklardan 20 yaşındaki iki dosyadan tutuklu Abdurrahman Şanda, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Eylemin yasaklı olduğunu bilmiyordum. CHP otobüsü ile İzmir’den geldim. Sabah saat 7’de gözaltına alındım. Öyle sözlerde bulunmadım. Fotoğraftaki kişi benim. Öyle bir slogan atıp atmadığımı çıkaramadım. Serbest bırakılmayı talep ediyorum” dedi.
Avukat Onur Cingil ise “Bu davanın konusu o sloganlar değil. Sadece bu konuyla ilgili beyanda bulunacağız. Bu iddianamenin hukuksuz olduğunu gösteren en önemli örnek benim müvekkilim. Deliller ve eylemler şahsileştirilememiş. Alanda alınanlar varken benim müvekkilim şafak operasyonuyla gözaltına alındı. Dağılmama olayı üzerinden alınıyorsa benim müvekkilim daha ne kadar dağılabilir. Benim müvekkilim moleküllerine mi ayrılsın? Zaten dağılmış, gitmiş evine.” ifadelerini kullandı.
19 yaşındaki iki dosyadan tutuklu Ahmet Bulut ise savunmasın, “Miting alanına doğru yüksek bir o kalabalığın içerisinde polisler tarafından biber gazı sıkıldı, kafamın üzerine birçok darbe aldım. Yerde tekmelendiğimiz görüntüler var.” dedi.
Avukatı Kerim Bütün ise beyanında, “O gün o meydanda ne suç işlenirse 2911’e muhalefet mi olacaktı? Hayır. Polis istediğini tuttu, gözaltına alındı. İddianamenin 32/1’den yazılmış olması bile kanuna aykırı. Derhal beraat talep ediyoruz.” şeklinde konuştu.
Tutuklu yargılanan 24 yaşındaki iki dosyadan tutuklu Ahmet Fatih Demir, “Dağıl ihtarını duymadık. Çok kalabalıktı. Dağılmamız için uyarı yapıldığını bilmiyorduk. Önceki ifadelerini aynen tekrar ederim.” derken, Avukatı Mustafa Ataman Öztürk ise “Müvekkilimiz gelecekte bizim meslektaşımız olacaktır. İlgili alanda abluka altına alındığında, çıkmaya çalışan kişiler arasındadır. Oradakilerden bir an evvel kurtulup alandan ayrılmaya çalışmıştır. Orada insani bir koridor oluşturulmadı. Savcı herhangi bir delil görmeden hepsini mevcutlu talep etmiş. Olmayan bir olay olmuş gibi anlatılıyor. Polisin uyguladığı şiddeti göstermek için belgeliyorum. Burada Demir belirtmiyor ancak bileklerinde bile problem yaşadığı görüşüyor. İddianamede direnç kırmak için şiddet uygulandı diyor ama hangi şiddet bu? Ek gözaltı giriş raporu olmayan sanıklar var. İstanbul ve Saraybosna üniversitesi bağlantılı eğitimi devam ediyor. Bu dosya nedeniyle eğitimi aksıyor. Doğrudan tahliye edilmesini talep ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Tutuklu yargılanan 22 yaşındaki Ali Yıldırım da eski ifadeleri tekrar ederek, “Polis şiddet uyguladı. Ben asla slogan atmadım. Fotoğraftaki şahıs ben değilim. Yüzümü kapatmak için eşya vardı ama gerek kalmadı.” dedi.
“Nezaretteki polislerin verdiği terliklerle buradayım, ayakkabı alacak param yok”
Tutuklu gençlerden 18 yaşındaki Ahmet Yılmaz ise “Polisler tarafından darp edildim. Kafama kaskla vuruldu. Ayakkabım çıktı, kayboldu. Şu anda nezaretteki polislerin verdiği terliklerle buradayım. Ayakkabı alacak param yoktur. Ben hiçbir şekilde slogan atmadım. Maskeyi biber gazından korunmak için attım. Suçlamaları kabul etmiyorum.” dedi.
Tutuklu yargılanan diğer sanıkların ve avukatlarının beyanları ise şu şekilde:
19 yaşındaki Ata Bulut Bostan avukatı: Müvekkilim 2 aydır tutuklu, 32/1’den. Geçen gün annesine tutukluluğa itiraz sonucunu anlatırken bir beyanda bulunamadım. Diyecek bir şey bulamadım. Müvekkilin normalde denetimli serbestlikten tahliye edilmesi lazım. Metro istasyonu yanında gözaltına alındı.
19 yaşındaki Büşra Ürgen: Kocaeli Üniversitesi’nde öğrenciyim. Miting sonrası yurda dönmek için otobüs bekliyordum. Bir anda yürürken şiddet uygulanarak gözaltına alındım. Sonrasında bana ‘kes sesini’ şeklinde cümleler kurdu. Polislerden birisi fotoğrafımı çekti. Alanda bile değilken be 3 kişiyken sadece ben gözaltına alındım.
"Hala asker olduğumu, silah altında olduğumu belirtti ama küfür ettiler"
21 yaşındaki Civan Ozan Erkorkmaz: Metroya inerken gözaltına alındım. İteklenerek… Kafama basarak beni yerde tutmaya çalıştılar. Hala asker olduğumu, silah altında olduğumu belirtti ama küfür ettiler. Kolumda fazlaca ezik ve morluk vardı. Darp raporu da aldım. Avukatı, “Kendisi asker, 6 aylık hava değişimi varken şiddete maruz kalıyor, yetmez gibi tutuklanıyor. Beraatini talep ediyoruz”
22 yaşındaki Emircan Yılmaz: Alanda bulunduk diye gözaltına alındık. Metroya yürürken gözaltına alındık. Polis ensemden tutup darp ederek beni yere serdi. Sırtıma be kafama basarak aynı ithamlarına devam etti. Orda sesimizi kesmeye çalışıyordu. Gözaltı sürecinde sınavlarıma giremedim. Beni eğitimimi sekteye uğrattı, özgürlüğümden mahrum bıraktı. Adalette olan inancımı kaybetmemek istiyorum. Önce tahliye sonra beraatimi talep ediyorum.
22 yaşındaki ve iki dosyadan tutuklu bulunan Göksu Kökoğlu: 1 Temmuz gecesi, yaşanan o korkunç polis arbedesinde sanki katilleri kovalar gibi kovalayan çevik kuvvetin şiddetine maruz kaldım. Gözlüğünü kaldırdı, suratına yediği yumruk esnasında gözlüğünün parçalandığını söyledi.
"Gözaltı aracında bayıldım, ters kelepçeden dolayı ellerimde kesikler oluştu"
19 yaşındaki ve iki dosyadan tutuklu Hatice Kübra Üstün: Gözaltı esnasında hastaneye götürülürken adli tıpa girdiğimizde darp raporu alamadık. Gözaltı aracında bayıldım, ters kelepçeden dolayı ellerimde kesikler oluştu, vajinamda kanamalar meydana geldi. Tahliyemi talep ediyorum.
18 yaşındaki iki dosyadan tutuklu bulunan Irmak Gülbaz: Ben tek başıma Vezneciler metro istasyonu önünde alındım. Daha sonra dört polis etrafımı sardı. Ters kelepçe yapıldı. Kelepçeyi çok fazla sıktılar. Yüzüme yumruk atıldı, kafamı demir parmaklıklara çarptılar.
Gazeteci Engin Deniz İpek: Bugün buradan yargılanması gereken onlardır belki de
Tutuksuz yargılanan Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Engin Deniz İpek ise “Basın mensubuyum ve o gün orada eylemi takip etmek için görevlendirildim. Kimliğini bilmediğim bir polis memuru tarafından yere düşürüldüm. Gazeteci olduğumu söylememe rağmen iş emniyete kadar uzadı. Bugün buradan yargılanması gereken onlardır belki de." dedi.
13 gence tahliye
Beyanların ardından duruşmaya 30 dakika ara verildi. Aranın ardından mütalaa veren savcılık, gençlerin bu dosyadan tahliyesini talep etti. Hakim tutuklu bulunan 13 gencin bu dosyadan tahliyesine karar verdi. Adli kontrol tedbiri bulunan sanıkların ise imza şeklinde adli kontrol tedbirleri kaldırıldı. Ancak, başka bir dosya kapsamında daha “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklu bulunan 7 genç 12 Eylül’deki duruşmalarına kadar cezaevinde kalacak.