CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manavgat Belediyesi'ne yönelik soruşturma kapsamında baklava kutusuyla rüşvet aldığı görüntüleri kamuoyuna yansıyan Manavgat Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Engin Tüter'in 1 ay kadar önce trafik çevirmesinde kaçak içkiler ve şüpheli paketle yakalandığını belirterek, "O baklavacıyı 1 ay boyunca eğitmişler. Elimizde 32 saatlik görüntü var, dakika dakika planlamışlar. Baklavacıyı aldılar, baklavacıyı kendince itirafçı yaptılar" dedi. Özel, Tüter'in ifadeleriyle CHP'li 4 belediye meclis üyesinin tutuklandığını, belediye meclis üyeliğinden istifa eden bu isimlerin yerine yedekler göreve başlamadan AK Parti'nin Belediye Başkan Vekilliği seçimi yaparak, Manavgat Belediyesi'ni ele geçirmeye çalıştığını ileri sürdü. Özel, bu girişim karşısında Yüksek Seçim Kurulu'na yaptıkları itirazın kabul edildiğini açıkladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in tutuklanması nedeniyle Antalya Büyükşehir Belediyesi önünde düzenlenen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinginde yaptığı konuşmada, "Manavgat'ta hepimizin yüzünü öne eğen, canını sıkan görüntüler ortaya çıktı. Yalan yok, gördüm, montaj değilse tamamını atacağız partiden dedim. İki muhakkik görevlendirdim. Gönderdim çalıştı. Raporları geldi. Önümüzdeki günlerde raporun gereğini yapacağız. Ama şimdi bütün Türkiye öyle bir şey öğrenecek, öyle bir şey duyacak ki bunların ne olduğuna bir kez daha hepimiz dudağımızı ısıracağız. Bu kadar da olmaz diyeceğiz" ifadesini kullandı.
Özel, şunları kaydetti:
"Günlerdir baklavacı var ya baklavacı. Polis geliyor 'aç kutuyu' diyor açıyor. Açarken eli bile titremiyor, gayet sakin, hazırlıklı. O baklavacı var ya, 1 ay önce polis onu almış. Onu 1 ay önce çevirmede kaçak içkiler ve şüpheli bir paketle, yüzde 99,9 uyuşturucuyla yakalamış. O baklavacıyı 1 ay boyunca eğitmişler. O baklavacıyı oraya, peşinden de çantacıyı yollamışlar. Elimizde 32 saatlik görüntü var, dakika dakika planlamışlar. Baklavacıyı aldılar, baklavacıyı kendince itirafçı yaptılar. Manavgat'ta AK Parti ile CHP arasında 3 belediye meclis üyesi fark var. Baklavacı 4 isim söyledi, 4'ünü içeri aldılar ve hızla Belediye Meclis seçimine gidip Manavgat'ı AK Parti'ye geçirmeye çalıştılar. Tam o sırada içerideki belediye meclis üyelerinden 3'ü istifalarını verdi. Onların yerine belediye meclis üyeleri yedekten geldi. AKP'nin hesabı o anda tutmadı. Savcı, baklavacıyı yeniden çağırdı. Baklavacı 4 belediye meclis üyesinin daha adını verdi. 4'ünü de aldırdı. Yeniden AK Parti, CHP'nin önüne geçti. Hemen seçim yapıp Manavgatlı'nın AK Parti'ye vermediği Manavgat'ı alacaklar. Ortaya çıktı ki belediye meclis üyelerimiz gözaltına alınırken istifa etmiş belediyeden. Yerine yedekler yeniden çağrılacak. AK Parti başvuruyor, 'Çağıramazsınız, Belediye Meclisi toplanacak, başkanı seçeceğiz, sonra çağıracaksınız'. Bu işlemi yapan savcının eşi Manavgat İlçe Seçim Kurulu Başkanı. Biz, 'Olmaz' dedik, itiraz ettik. İtiraz Ankara'ya Yüksek Seçim Kurulu'na gitti. YSK, 'CHP haklıdır' dedi, bugün saat 15.00'te yazıyı yolladı. Bu kumpasa karşı akşam üstü 5'e 5 kala savcının eşi, İlçe Seçim Kurulu Başkanı imzayı atmak yerine hastayım dedi, rapor aldı. Hiç merak etmeyin, YSK'nın yazısı kapı gibi. Başka bir hakim İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı ile görevlendirildi, o inceleyecek gereğini yapacak.
"Ayakkabı kutusu da sizin, baklava kutusu da sizin"
Ayakkabı kutucularının da baklava kutucularının da Allah belasını versin. Milletin malına el uzatanın eli kırılsın, kolu kırılsın. Baklava kutusunu CHP'ye mal edenlere baklava kutusunun üstüne Atamızın emaneti altı oku utanmadan nakşedenlere baklava üstüne altı ok koyup CHP'ye laf edenlere şu meydandan sözüm şudur: Foyanız ortaya çıktı, ayakkabı kutusu da sizin, baklava kutusu da sizin, yazıklar olsun. İletişim Başkanlığı, baklava kutusunun çıktığı gün bütün milletvekillerine, bütün bakanlara üzerinde CHP yazan baklava resimleri yolladı. Ama geldik, inceledik, gördük ki baklavacı sizin işbirlikçiymiş, kaçak içki, uyuşturucu işiyle almışlar, 1 ay salmışlar, kumpası kurmuşlar. Baklavanın üzerinde altı ok yokmuş, konu aydınlanmış, baklavanın üstünde bir ampul yanmış, bir ampul yanmış. Altı okla baklava yan yana gelmez ama baklavanın üzerine ampul koyanlar foyanız ortaya çıktı, millet o ampulü patlatacak.
"AK Parti, utanmadan CHP'ye kara çalmaktadır"
19 Mart'ta bunlar yolsuzluk var diye yola çıktılar. İBB'nin şoförlerini tutuklamışlar. Sebebi şu; diyormuş ki onlara, 'Arabada dururken sizin yanınızda konuştu mu?' 560 milyarlık yolsuzluk dediler, bir kör kuruşluk ispat bulamadılar. Dönüp Manavgat'taki baklavaya sarıldılar, baklavacının da kendi adamları olduğunu gizleyemediler, suç üstü yakalandılar. İki muhakkikin raporu var, Manavgat'ta baklavacı olmuş devletin adamı. Ajanmış. Ama Cumhuriyet Halk Partililerden de yanlış yapan, milleti zarara uğratan kim varsa, Özgür Özel sözü, ilk günden beri söylüyorum gözünün yaşına bakmayacağım, söz veriyorum. AK Parti siyaseti, paçasından pislik akmaktadır, bir de utanmadan CHP'ye kara çalmaktadır.
"Pikachu'dan meydan meydan kaçtılar"
Antalya'nın yüzüne bakıyorum, Pikachu'nun gözünün içine bakıyorum, Ekrem Başkanla, bütün başkanlarımla gurur duyuyorum. Seçildiği halde Meclis'e yollanmayan Can Atalay'ı da partisi Türkiye İşçi Partisi'ni de yürekten selamlıyorum. AK Parti'nin zulmünden, zammından, yalanından, talanından şikayet eden herkes omuz omuza oldukça hiç yolu yok, biz kazanacağız, biz başaracağız.
Dünya kadar iftirayı atıp, hiçbirini ispatlamayınca biz Pikachu'nun gözüne bakabilip, onlar Pikachu'dan meydan meydan kaçınca, anketlere baktılar milletin yüzde 25'i onlara, yüzde 75’i hakikate inanıyor. İftiralara inanan; dört kişiden biri. Dört kişiden üçü hakikate inanıyor. Böyle olunca siyasetçiler kusuru iletişimcide bulur. Fahrettin Altun’u görevden aldılar. Ey Erdoğan Türkiye hakikatin peşinde, dürüstlerin yanında, temizlerin, iyi insanların yanında. Aç karınları algıyla, iletişimle doyuramazsın. İşsiz gencin anasını iletişim yaparak rahatlatamazsın. Asgari ücretle geçinemeyenleri, kasabın önünden geçemeyenleri iletişimle avutamazsın. Açlık sınırının yarısı kadar emekli maaşı verdiklerinin hakkını algı yaparak ödeyemezsin. Bu millet sefaleti yaşıyor. Bu millet açlığı da yoksulluğu da işsizliği de iliklerine kadar hissediyor. Bunun için bu millet senin koltuğunu değil, memleketin geleceğini düşünüyor. Onun için Cumhuriyet Halk Partisi diyor.
"Gideceğini söylerse herkes rahatlar"
Yarın kampa gidiyorlar. Üç gün kampta kalacaklar. Erdoğan, yarın bir konuşma yapacak. ‘Tarihi açıklama, büyük sürpriz, büyük açıklama’ diye iletişim yapıyorlar. Sürpriz hazırlıyorlar. Bu millet hakkını istiyor. Yarın çık, ‘Asgari ücreti 30 bin lira yaptım’ de. Yarın çık, ‘Emekli maaşını asgari ücrete çıkardım’ de. Yarın çık, atanmayan öğretmenlerden özür dile, atamalarını yapacağını söyle. Çiftçilere, köylülere destek açıkla. Don mağdurlarının mağduriyetini gidereceğini açıkla. Staj mağdurlarını, emeklilikte yaşa takılanları, kademe bekleyenleri rahatlat. Bunları yaparsan ‘Diplomasız Erdoğan demeyeceğim’ diyeceğim ama o kadar da değil. Yarın bir müjde verilecekse, verilse emekliye, asgari ücretliye, çiftçiye, gence işsize. Ben ona müjde derim. Ama yarın bir karar alırsa, o zaman emeklinin de yüzü güler, asgari ücretlinin de gençlerin de işsizlerin de. Yarın vereceği müjde, erken seçim müjdesidir. Gideceğini söylerse herkes rahatlar.
"Millet bu haldeyken Meclisi kapatmak olmaz"
Buradan 15 Temmuz’da, 17 Temmuz’da Meclis’i kapatıp da gitmeyi düşünenlere… Birileri kaçıp tatile gitmek istiyor, millet bu haldeyken Meclis’i kapatmak, kaçıp gitmek, tatil yapmak olmaz. Bu yaz millete huzur yoksa, millete zam yoksa, Meclis’e de tatil yok. Bunların hepsini yapacak, milletin karnını doyuracak, emeklinin elinden tutacak, hepimizin yüzünü güldürecek olan birisi var. O da 19 Mart’ta darbe girişimi yapıp 23’ünde içeri attıkları ve en çok korktukları, Ekrem İmamoğlu. 2 Kasım’da o sandık gelecek, bizim helal diploması olan seçime girecek, diplomasız Erdoğan evine dönecek."