İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) ikinci 500 büyük sanayi şirketine ilişkin açıkladığı rapor, 2024’te zarar eden sanayi şirketi sayısının 2023’e kıyasla yüzde 100’ün üzerinde artışla 159’a yükselerek rekor kırdığını gösterirken, en büyük etken yüksek faiz politikasıyla yüzde 80,9’a yükselen finansal gider kalemlerinde yaşanan olağanüstü artış oldu.
Yüzde 35 enflasyona karşılık enflasyonun iki katına varan ticari ve bireysel kredi faizleri ile kredi kartı faizlerinin yüzde 60-70 düzeyine ulaşması sanayiciyi, şirketleri, ihracatçıyı ve milyonlarca kredi-kart borçlusu vatandaşı darboğaza sürüklerken, bankaların faiz karlarının ise beş ayda 3,1 trilyon lirayı aşarak rekor kırmasına olanak sağladı.
İlk 500’den sonra ikinci 500’de de yüksek faizin sanayiciye verdiği ağır hasar belirginleşti
2024’ün son çeyreğinden bu yana üretim ve istihdamda azalma, iç ve dış satışlarda, ihracat ve siparişlerde sert düşüşler, kapasite kullanımında olağanüstü gerilemeyle durgunluğa sürüklenen sanayideki tablo, İSO’nun mayısta açıkladığı en büyük ilk 500 şirket raporunda (İSO 500) açığa çıkmıştı.
İkinci 500 sanayi şirketi raporunda ise yüksek faiz, sıkı para politikaları, finansa erişime getirilen kısıtlamaların orta ölçekli sanayicileri daha derinden etkilediğini gösterdi. İSO’nun Türkiye’nin en büyük bin sanayi şirketini kapsayan iki raporunda ortaya çıkan göstergeler sanayide son üç yılın en düşük performansının gerçekleştiğini, büyümenin eksiye geçtiğini sergiliyor.
İSO ikinci 500 sanayi şirketi içinde zarar açıklayanların sayısı 2020’de 57, 2021’de 63, 2022’de 43 iken yüksek faiz, sıkı para, baskılanmış kur üzerine kurgulanan dezenflasyon programıyla 2023’te yaklaşık iki kat artarak 72’ye, 2024’te ise 2023’ün iki katını aşarak 159’a yükseldi. İlk 500 raporunda da 2023’te 96 olan zarar eden büyük sanayi şirketi sayısı 152’ye yükselmişti.
Yüksek kredi faizleri sanayicinin karının yüzde 81’ini götürdü
Finansman giderleri, önceki yıldaki gibi 2024’te de hem İSO 500’de hem de İSO İkinci 500’de sanayi kuruluşlarının olağanüstü kâr kaybı ya da zarar eden şirket sayısındaki büyük artışta en önemli etken olmaya devam ediyor.
İSO ilk 500 raporunda yüzde 96,6’ya ulaşan finansman giderlerinin faaliyet kârına oranı, İkinci 500’de de 2023’e oranla 35 puanın üzerinde artarak yüzde 80,9’a çıktı. İkinci 500’ün geçen yılki finansman giderleri yüzde 45,4 oranında artarak 95 milyar liraya yükseldi. Faaliyet kârı ise yüzde 18,9 azalarak 118 milyar liraya geriledi. Dolayısıyla İSO 2’nci 500 sanayi şirketinin finansman giderlerinin faaliyet kârına oranı yüzde 80,9’a yükseldi. Dönem kârının yüzde 81’ini faize ödemek zorunda kalan sanayicilerin içinde bulunduğu bu tabloya rağmen, ekonomi yönetimi ‘programın başarılı şekilde çalıştığı, her şeyin iyiye gittiği’ görüşünde.
Bankalar kârını katlarken, yüksek faiz kurbanlarının sayısı hızla artıyor
Sanayi şirketlerinin en büyük ilk bini bu haldeyken geride kalan binlerce küçük ve orta boy işletme açısından durum çok daha vahim. Benzer şekilde gelirlerdeki enflasyon tahribatı ve düşük maaş zamlarıyla açmaza giren, bireysel kredi ve kredi kartıyla çarklarını döndürmeye çalışan vatandaşlar ise ağır faiz yüküyle ödeyemedikleri borç taksitlerinden dolayı bankaların kanuni takip kıskacında.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin açıkladığı Mayıs 2025 verileriyle kredi kartı ve bireysel kredi borç taksitlerini ödeyemeyerek bankaların kanuni takibine giren kişi sayısı mayısta 333 bin oldu. Bankaların kanuni takibe alarak icra-hesaplara bloke işlemi başlattığı bireysel kredi ve kredi kartı borçlularının sayısı ocak-mayıs döneminde beş ayda geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 39 artarak 1 milyon 39 bin kişiye çıktı. Kanuni takibe alınanlar açısından takip işlemi dosya giderleri, avukatlık ücreti, gecikme faizi, ceza faizi ve kredi-kart borç faiziyle daha da katmerleniyor. Her gün işletilen yüksek faizle artan takipteki borç iyice ödenemez hale geliyor.
Bankaların kanuni takipten ekstra faiz kârı 36 milyar lira, 5 aylık faiz kârı 3,1 trilyon lira
Sanayici, ihracatçı, KOBİ’ler, küçük esnaf, işletmeler ve milyonlarca vatandaş yüksek faiz ve katlanan kredi ve faiz borçları nedeniyle çaresizliğe sürüklenirken bu tablodan en kazançlı çıkan kesim ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası’nın belirlediği "fahiş faiz" ile para satan bankalar.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun (BDDK) Bankacılık sektörü ocak-mayıs dönemi 5 aylık finansal göstergelerine bakıldığında mayıs sonu itibarıyla bankaların ticari ve bireysel krediler ile kredi kartı harcamalarından elde ettiği faiz gelirleri nisana göre yüzde 27 artarak 3 trilyon 134 milyar liraya ulaştı.
Bu tutarın yüzde 63’üne karşılık gelen 1 trilyon 984 milyar liralık faiz geliri bankaların sanayiciye, ihracatçıya, KOBİ’lere vb. işletmelere yüksek faizle verdiği ticari kredilerden sağlanan faiz gelirlerinden oluşuyor. Bankaların bireysel tüketici ve ihtiyaç kredilerinden elde ettiği faiz kazancı 300 milyar liraya yaklaşırken, kredi kartı harcamalarından elde edilen 5 aylık faiz geliri ise geçen yıla göre yaklaşık 70 milyar liralık artışla 188,5 milyar liraya yükseldi.
Bankaların tahsil edemedikleri kredi ve kredi kartı alacaklarından dolayı kanuni takibe aktardıkları dosyalardan sağladığı faiz kazancındaki artış beş ayda geçen yıla kıyasla yüzde 142 artışla rekor kırarak 14,9 milyar liradan 36,1 milyar liraya ulaştı. Kanuni takibe alınan borçlulardan tahsil edilen gecikme ve ceza faizleriyle olağanüstü düzeye çıkan ekstra faiz gelirinin yüzde 142 artması, ödeme güçlüğüne düşenlerin sayısının hızla arttığını, bireysel borç tablosunun hızla kötüleştiğini gösteriyor